11. Süre Hud Süresi (Toplam 123 Ayet) Meali
Hud Süresi 1. Ayet Meali: Elif, Lam, Ra. (Bu), hikmet sahibi (ve) her şeyden haberdar lan Allah tarafından ayetleri sağlamlaştırılmış, sonra da açıklanmış bir kitaptır
Hud Süresi 2. Ayet Meali: Allah’tan başkasına ibadet etmemeniz için indirildi. Şüphesiz ki ben, onun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim.
Hud Süresi 3. Ayet Meali: Ve Rabbinizden mağfiret dilemeniz, sonra da ona teube etmeniz için indirildi. Eğer bunu yaparsanız, Allah sizi, muayyen bir üddete kadar güzel bir şekilde yaşatır ve iyi amel işleyen herkese melinin karşılığını verir. Eğer yüzçevirirseniz, ben sizin başınıza gelecek büyük bir günün azabından korkarım.
Hud Süresi 4. Ayet Meali: Dönüşünüz yalnız Allah’adır. O, her şeye kadirdir.
Hud Süresi 5. Ayet Meali: Bilesiniz ki, onlar O’ndan (Allah’tan) gizlenmek için göğüslerini bükerler. İyi bilin ki, onlar elbiselerine büründükleri zaman dahi, Allah onların gizlediklerini de, açığa çıkardıklarını da bilir. Çünkü o, kalplerin özünü bilendir
Hud Süresi 6. Ayet Meali: Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah’ın üzerinedir. Allah o canlının yerleştiği yeri de, emaneten bulunduğu yeri de bilir. Hepsi, açık bir kitaptadır
Hud Süresi 7. Ayet Meali: O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek çin, Arş’ı su üzerinde iken gökleri ve yeri altı günde yaratandır. Yemin ederim ki, “Ölümden sonra muhakkak diriltileceksiniz” desen, kafir olanlar derhal, “Bu, açık bir büyüden başka bir şey değildir.” derler.
Hud Süresi 8. Ayet Meali: Andolsun eğer biz onlardan azabı sayılı bir zamana kadar ertelesek, mutlaka “Onu engelleyen nedir?” derler. Bilesiniz ki, kendilerine azap geldiği gün, bir daha onlardan uzaklaştırılacak değildir. Ve alay etmekte oldukları şey, onları çepeçevre kuşatacaktır.
Hud Süresi 9. Ayet Meali: Eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.
Hud Süresi 10. Ayet Meali: Eğer kendisine dokunan bir zarardan sonra ona bir nimet tattırırsak, elbette “Kötülükler benden gitti” der. O gerçekten şımarıktır, kibirlidir.
Hud Süresi 11. Ayet Meali: Ancak sabredip güzel iş yapanlar böyle değildir. İşte onlar için bir bağış ve bir büyük mükafat vardır.
Hud Süresi 12. Ayet Meali: Belki de sen, “Ona bir hazine indirilseydi veya onunla beraber bir melek gelseydi” demelerinden ötürü sana vahyolunan ayetlerin bir kısmım terk edeceksin ve bu yüzden ruhun daralacaktır. Sen ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir.
Hud Süresi 13. Ayet Meali: Yoksa, Onu (Kur’anı) kendisi uydurdu mu diyorlar? De ki: “Eğer doğru iseniz Allah’tan başka çağırabildiklerinizi çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on süre getirin”
Hud Süresi 14. Ayet Meali: Eğer size cevap vermiyorlarsa, bilin ki, o ancak Allah’ın ilmiyle indirilmiştir ve O’ndan başka da ilah yoktur. Artık müslüman oluyor musunuz?
Hud Süresi 15. Ayet Meali: Kim, dünya hayatını ve onun zinetini istemekte ise, onların işlerinin karşılığını orada onlara tam olarak veririz ve onlar orada hiçbir zarara uğratılmazlar.
Hud Süresi 16. Ayet Meali: İşte onlar, ahirette kendileri için ateşten başka hiçbir şeyleri olmayan kimselerdir; yaptıkları da boşa gitmiştir; yapmakta oldukları şeyler de batıldır.
Hud Süresi 17. Ayet Meali: Rabbin tarafından açık bir delile dayanan ve kendisini Rabbinden bir şahidin izlediği, aynca kendisinden önce, bir önder ve bir rahmet olarak Musa’nın Kitab’ı elinde bulunan kimse inkarcılar gibi midir? Bunlar ona (Kur’an’a) inanırlar. Toplumlardan herhangi biri onu inkar ederse işte onun varacağı yer cehennem ateşidir. Bundan şüphen olmasın; zira bu, senin Rabbin tarafından bildirilmiş gerçektir, fakat insanların çoğu inanmazlar
Hud Süresi 18. Ayet Meali: Kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalim olabilir? Onlar Rablerine arz edilecekler, şahitler de, “İşte bunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir” diyecekler. Bilin ki, Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir!
Hud Süresi 19. Ayet Meali: Onlar, Allah’ın yolundan alıkoyan ve onu eğriltmek isteyenlerdir. Onlar özellikle ahireti inkar ederler.
Hud Süresi 20. Ayet Meali: Onlar yeryüzünde (Allah’ı) aciz bırakacak değiller ve onları Allah’ın azabından koruyacak dostları da yoktur. Onların azabı kat kat olacaktır. Çünkü onlar, ne görebiliyorlar, ne de kulak verebiliyorlardı.
Hud Süresi 21. Ayet Meali: İşte onlar kendilerine yazık ettiler. Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerinden kaybolup gitti.
Hud Süresi 22. Ayet Meali: Şüphesiz onlar, ahirette en çok ziyana uğrayanlardır
Hud Süresi 23. Ayet Meali: İnanıp da güzel işler yapan ve Rablerine gönülden boyun eğenlere gelince, işte onlar cennet ehlidirler. Onlar orada ebedi kalırlar.
Hud Süresi 24. Ayet Meali: Bu iki zümrenin durumu kör ve sağır ile gören ve işiten kimselerin durumu gibidir. Bunların hali hiç eşit olur mu? Hala ibret almıyor musunuz?
Hud Süresi 25. Ayet Meali: Andolsun biz Nuh’u kavmine elçi gönderdik. Onlara, “Ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım” dedi.
Hud Süresi 26. Ayet Meali: Allah’tan başkasına tapmayın! Çünkü ben, sizin için acıklı bir günün azabından korkuyorum.
Hud Süresi 27. Ayet Meali: Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Düşünmeden hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz. Ve sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sizin yalancılar olduğunuzu düşünüyoruz
Hud Süresi 28. Ayet Meali: Dedi ki: “Ey kavmim! Eğer ben Rabbim tarafından açık bir delil üzerinde isem ve O bana kendi katından bir rahmet vermiş de bu size gizli tutulmuşsa, buna ne dersiniz? Siz onu istemediğiniz halde biz sizi ona zorlayacak mıyız?
Hud Süresi 29. Ayet Meali: Ey kavmim! Allah’ın emirlerini bildirmeye karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim mükafatım ancak Allah’a aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim, çünkü onlar Rablerine kavuşacaklardır. Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak görüyorum
Hud Süresi 30. Ayet Meali: Ey kavmim! Ben onları kovarsam, beni Allah’tan kim korur? Düşünmüyor musunuz?
Hud Süresi 31. Ayet Meali: Ben size, Allah’ın hazineleri benim yanımdadır da demiyorum. Sizin gözlerinizi hor gördüğü kimseler için, Allah onlara asla bir hayır vermeyecektir diyemem. Çünkü onların kalplerinde olanı, Allah daha iyi bilir. Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden olurum.
Hud Süresi 32. Ayet Meali: Dediler ki: “Ey Nuh! Bizimle tartıştın ve tartışmayı uzattıkça uzattın. Eğer doğrulardan isen, bize tehdit ettiğin azabı getir”
Hud Süresi 33. Ayet Meali: Dedi ki: Onu size ancak dilerse Allah getirir. Ve siz Allah’ı aciz bırakacak değilsiniz.
Hud Süresi 34. Ayet Meali: Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. O sizin Rabbinizdir. Ve O’na döndürüleceksiniz.
Hud Süresi 35. Ayet Meali: Yoksa, “Bunu uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu uydurduysam günahım bana aittir. Fakat ben sizin işlediğiniz günahtan uzağım”
Hud Süresi 36. Ayet Meali: Nuh’a vahyolundu ki, Kavminden iman etmiş olanlardan başkası artık asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte olduklarından dolayı üzülme.
Hud Süresi 37. Ayet Meali: Gemiyi vahyimizle gözümüzün önünde yap ve zulmedenler hakkında bana bir şey söyleme! Onlar mutlaka boğulacaklar!
Hud Süresi 38. Ayet Meali: Nuh gemiyi yapıyor, kavminden ileri gelenler ise, her uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: “Eğer bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ettinizse biz de sizinle alay edeceğiz.
Hud Süresi 39. Ayet Meali: Kendisini rezil edecek azabın kime geleceğini ve ebedi bir azabın kimin başına ineceğini yakında bileceksiniz.
Hud Süresi 40. Ayet Meali: Nihayet emrimiz gelip de tandır kaynayınca, Nuh’a dedik ki; Her bir yaratıktan iki çift ile hakkında hüküm verilmiş dışında aileni ve iman edenleri gemiye yükle! Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.
Hud Süresi 41. Ayet Meali: Dedi ki: “Gemiye binin! Onun yüzüp gitmesi de, durması da Allah’ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok bağışlayan pek merhamet edendir.”
Hud Süresi 42. Ayet Meali: Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onlarla beraber yüzüp gidiyordu. Nuh, gemiden uzakta bulanan oğluna, “Yavrucuğum! bizimle beraber bin, kafirlerle beraber olma!” diye seslendi
Hud Süresi 43. Ayet Meali: Oğlu, “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi. Nuh: “Bugün Allah’ın emrinden merhamet sahibi Allah’tan başka koruyacak kimse yoktur” dedi. Aralarına dalga girdi, o da boğulanlardan oldu.
Hud Süresi 44. Ayet Meali: “Ey yer suyunu yut! Ey gök sen de suyunu tut!” denildi. Su çekilip azaldı; iş bitirildi, gemi de Cudi üzerine yerleşti. Ve “O zalimler topluluğu yok olsun” denildi.
Hud Süresi 45. Ayet Meali: Nuh Rabbine dua edip dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vaadin ise elbette haktır. Sen hakimler hakimisin”
Hud Süresi 46. Ayet Meali: Allah buyurdu ki: “Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü o, salih olmayan bir amel sahibi idi. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim!
Hud Süresi 47. Ayet Meali: Nuh dedi ki: “Ey Rabbim! Ben, hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum”
Hud Süresi 48. Ayet Meali: Denildi ki: “Ey Nuh! Sana ve seninle beraber olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle in! Kendilerini faydalandıracağımız, sonra da kendilerine acıklı azabımızın dokunacağı ümmetler olacaktır”
Hud Süresi 49. Ayet Meali: (Ey peygamber!) İşte bu anlatılanlar sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Bundan önce onları ne sen biliyordun ne de kavmin! Sabret, çünkü iyi son günahtan sakınanlarındır.
Hud Süresi 50. Ayet Meali: Ad kavmine de kardeşleri Hud’u gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka İlahınız yoktur. Siz yalan uyduranlardan başkası değilsiniz.
Hud Süresi 51. Ayet Meali: Ey kavmim! Ben, ona karşılık sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, beni yaratandan başkasına ait değildir. Hala aklınızı kullanmıyor musunuz?
Hud Süresi 52. Ayet Meali: Ey kavmim! Rabbinizden bağış dileyin; sonra da O’na tevbe edin ki, üzerinize göğü bol bol göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Günahkarlar olarak yüz çevirmeyin
Hud Süresi 53. Ayet Meali: Dediler ki: “Ey Hud! Sen bize açık bir mucize getirmedin, biz de senin sözünle ilahlarımızı bırakacak değiliz ve biz sana iman edecek de değiliz.”
Hud Süresi 54. Ayet Meali: Biz, “İlahlarımızdan biri seni fena çarpmış! demekten başka bir söz söyleyemeyiz!” Hud dedi ki: Ben Allah’ı şahit tutuyorum; siz de şahit olun ki, ben sizin ortak koştuklarınızdan uzağım.
Hud Süresi 55. Ayet Meali: Ondan başka taptıklarınızın hepsinden uzağım. Haydi hepiniz bana tuzak kurun; sonra da bana mühlet vermeyin!
Hud Süresi 56. Ayet Meali: Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah’a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır”
Hud Süresi 57. Ayet Meali: “Eğer yüz çevirirseniz bana gönderilen şeyi ben size bildirdim. Rabbim sizden başka bir kavmi yerinize getirir de O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Şüphesiz benim Rabbim her şeyi gözetendir”
Hud Süresi 58. Ayet Meali: Emrimiz gelince, Hud’u ve onunla beraber iman edenleri tarafımızdan bir rahmetle kurtardık, onları ağır bir azaptan kurtuluşa erdirdik.
Hud Süresi 59. Ayet Meali: İşte Ad! Rablerinin ayetlerini inkar ettiler; onun peygamberlerine asi oldular ve inatçı her zorbanın emrine uydular.
Hud Süresi 60. Ayet Meali: Böylece onlar hem bu dünyada hem de kıyamet gününde lanete uğradılar. Biliniz ki, Ad Rablerinin ayetlerini inkar ettiler. Bilin ki Hud’un kavmi Ad, Allah’ın rahmetinden uzak kılındı.
Hud Süresi 61. Ayet Meali: Semud kavmine de kardeşleri Salih’i gönderdik, dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin O’ndan başka ilahınız yoktur. O sizi yerden yaratı. Ve sizi orayı imar eden kimseler kıldı. O halde O’ndan mağfiret isteyin; sonra da O’na tevbe edin. Çünkü Rabbim çok yakındır ve duaları kabul edendir”
Hud Süresi 62. Ayet Meali: Dediler ki: “Ey Salih! Sen bundan önce içimizde ümit beslenen birisiydin. Babalarımızın taptıklarına tapmaktan bizi engelliyor musun? Doğrusu biz, bizi kendisine çağırdığın şeyden ciddi bir şüphe içindeyiz”
Hud Süresi 63. Ayet Meali: Salih dedi ki: Ey kavmim! Eğer ben Rabbimden apaçık bir delil üzerinde isem ve O bana kendinden bir rahmet vermişse buna ne dersiniz? Bu durum karşısı da O’na asi olursam beni Allah’tan kim korur? O zaman siz de bana ziyan vermekten başka bir şey artırmazsınız.
Hud Süresi 64. Ayet Meali: Ey kavmim! Bu Allah’ın size bir ayet olarak yarattığı dişi devesidir. Onu bırakın da Allah’ın toprağında otlasın. Ona kötü maksatla dokunmayın. Yoksa siz, pek yakın bir azaba uğrarsınız.
Hud Süresi 65. Ayet Meali: Fakat Semud kavmi o deveyi, ayaklarını keserek öldürdüler. Salih dedi ki: “Yurdunuzda üç gün daha yaşayın” Bu söz, yalanlanamayan bir tehdittir
Hud Süresi 66. Ayet Meali: Emrimiz gelince, Salih’i ve onunla beraber iman edenleri, rahmetimizle o günün zilletinden kurtardık. Çünkü senin Rabbin kuvvetlidir, galip gelendir.
Hud Süresi 67. Ayet Meali: Zulmedenleri bir çığlık tuttu. Oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
Hud Süresi 68. Ayet Meali: Sanki orada hiç oturmamışlardı. İşte böyle, Semud kavmi rablerini inkar etti. Vay Semud’un haline!
Hud Süresi 69. Ayet Meali: Andolsun ki elçilerimiz İbrahim’e müjde getirdiler de, “Selam” dediler. O da, “Selam” dedi ve çok geçmeden kızartılmış bir buzağı getirdi.
Hud Süresi 70. Ayet Meali: Ellerini yemeğe uzatmadıklarını görünce onları yadırgadı ve onlardan kalbine korku girdi. Dediler ki: Korkma! Biz Lut kavmine gönderildik.
Hud Süresi 71. Ayet Meali: O esnada hanımı ayakta idi ve güldü. Ona da İshak’ı, İshak’ın ardından Ya’kub’u müjdeledik.
Hud Süresi 72. Ayet Meali: İbrahim’in karısı, “Vay halime! ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım? Bu gerçekten şaşılacak bir şey” dedi.
Hud Süresi 73. Ayet Meali: Melekler dediler ki: “Allah’ın emrine şaşıyor musun? Ey Ehl-i beyt! Allah’ın rahmeti ve bereketleri sizin üzerinizdedir. Şüphesiz ki O, övülmeye layıktır, iyiliği boldur”
Hud Süresi 74. Ayet Meali: İbrahim’den korku gidip kendisine müjde gelince, Lut kavmi hakkında bizimle tartışmaya girişti.
Hud Süresi 75. Ayet Meali: Şüphesiz İbrahim cidden yumuşak huylu, çok acıyan ve kendisini Allah’a adamış biri idi.
Hud Süresi 76. Ayet Meali: Melekler dediler ki: Ey İbrahim! Bundan vazgeç. Çünkü Rabbinin emri gelmiştir. Ve onlara, geri çevrilmez bir azap mutlaka gelecektir
Hud Süresi 77. Ayet Meali: Elçilerimiz Lut’a gelince, Lut onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içine sıkıntı geldi de; Bu, çetin bir gündür dedi.
Hud Süresi 78. Ayet Meali: Lut’un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmaktaydılar. Lut, “Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır sizin için onlar daha temizdir. Allah’tan korkun ve misafirlerim hakkında beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu?” dedi.
Hud Süresi 79. Ayet Meali: Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.
Hud Süresi 80. Ayet Meali: Lut, “Keşke benim size karşı bir kuvvetim olsaydı veya güçlü bir yardımcıya sığınabilseydim” dedi.
Hud Süresi 81. Ayet Meali: Melekler dediler ki: “Ey Lut! Biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle yürü. Sizden hiçbiri geriye dönmesin. Karın ise müstesna! Çünkü onlara gelecek olan şüphesiz ona da isabet edecektir. Onların helak olma zamanı sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi?”
Hud Süresi 82. Ayet Meali: Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine ateşte pişirilmiş taşları ard arda yağdırdık.
Hud Süresi 83. Ayet Meali: O taşlar, Rabbin katında işaretlenerek yağdırılmıştır. Onlar zalimlerden uzak değildir.
Hud Süresi 84. Ayet Meali: Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı gönderdik. dedi ki: “Ey kavmim! Allah’a kulluk edin! Sizin için ondan başka ilah yoktur. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmayın. Zira ben sizi bolluk içinde görüyorum. Ve ben gerçekten sizin için kuşatıcı bir günün azabından korkuyorum.
Hud Süresi 85. Ayet Meali: Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın.
Hud Süresi 86. Ayet Meali: Eğer mümin iseniz Allah’ın bıraktığı sizin için daha hayırlıdır. Ben sizin üzerinize bir bekçi değilim.
Hud Süresi 87. Ayet Meali: Dediler ki: “Ey Şuayb! Sana namazın mı babalarımızın taptıklarını bırakmamızı, yahut mallarımız hususunda dilediğimizi yapmayı terk etmemizi emrediyor? Hakikaten sen yumuşak huylusun, çok akıllısın”
Hud Süresi 88. Ayet Meali: Dedi ki: Ey kavmim! Eğer ben Rabbim tarafından apaçık bir delil üzerinde isem ve O bana, tarafından güzel bir rızık vermişse, buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerde aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah’ın yardımı iledir. Yalnız O’na dayandım ve yalnız O’na döneceğim.
Hud Süresi 89. Ayet Meali: Ey kavmim! Sakın bana karşı düşmanlığınız, Nuh kavminin veya Hud kavminin, yahut Salih kavminin başlarına gelenler gibi size de bir musibet getirmesin! Lut kavmi sizden uzak değildir
Hud Süresi 90. Ayet Meali: Rabbinizden bağış dileyin; sonra O’na tövbe edin. Muhakkak ki Rabbim çok merhametlidir, çok sever
Hud Süresi 91. Ayet Meali: Dediler ki: “Ey Şuayb! Söylediklerinin çoğunu anlamıyoruz ve içimizde seni cidden zayıf görüyoruz! Eğer kabilen olmasa seni mutlaka taşlayarak öldürürüz. Zaten sen bizim katımızda izzet ve şeref sahibi değilsin”
Hud Süresi 92. Ayet Meali: Şuayb dedi ki: “Ey kavmim! benim akrabalarım sizin gözünüzde Allah’tan daha mı değerli ki O’na sırt çevirdiniz? Şüphesiz ki Rabbim yapmakta olduklarınızı çepeçevre kuşatıcıdır”
Hud Süresi 93. Ayet Meali: Ey kavmim! Siz yaptığınızı yapın! Ben de yapacağım! Kendisini rezil edecek azabın geleceği şahsın ve yalancının kim olduğunu yakında bileceksiniz! Bekleyin! Ben de sizinle beraber bekliyorum
Hud Süresi 94. Ayet Meali: Emrimiz gelince, Şuayb’ı ve onunla beraber iman edenleri rahmetimizle kurtardık. Zulmedenleri ise korkunç bir gürültü yakaladı da yurtlarında dizüstü çökekaldılar.
Hud Süresi 95. Ayet Meali: Sanki orada yaşamamışlardı. Biliniz ki, Semud kavmi Allah’ın rahmetinden uzaklaştırıldığı gibi Medyen halkı da rahmetten uzaklaştırıldı.
Hud Süresi 96-97. Ayet Meali: Andolsun ki Musa’yı, ayetlerimizle ve apaçık bir delille Firavun’a ve erkanına gönderdik. Yine de onlar Firavun’un işine uydular. Oysa Firavun’un işi hiç de doğru değildi.
Hud Süresi 98. Ayet Meali: Firavun, Kıyamet gününde kavminin önüne düşecek ve onları ateşe götürecektir. Varacakları yer ne kötü yerdir!
Hud Süresi 99. Ayet Meali: Onlar burada da, kıyamet gününde de lanete tabi tutuldular. Onlara verilen bu mükafat ne kötü mükafattır!
Hud Süresi 100. Ayet Meali: İşte bu, o beldelerin haberlerindendir. Onu sana anlatıyoruz, Onların bir kısmı ayakta, bir kısmı ise silinip gitmiştir.
Hud Süresi 101. Ayet Meali: Onlara biz zulmetmedik, aksine onlar kendilerine zulmettiler. Rabbinin emri geldiğinde, Allah’ı bırakıp da taptıkları tanrıları, onlara hiçbir şey sağlamadı, ziyanlarını artırmaktan başka bir şeye yaramadı.
Hud Süresi 102. Ayet Meali: Rabbin, haksızlık eden memleketleri yakaladığında, onun yakalayışı işte böyledir. Şüphesiz onun yakalaması pek elem vericidir, pek çetindir!
Hud Süresi 103. Ayet Meali: İşte bunda, ahiret azabından korkanlar için elbette bir ibret vardır. O gün bütün insanların bir araya toplandığı bir gündür ve o gün hazır bulunduğu bir gündür.
Hud Süresi 104. Ayet Meali: Biz onu sadece sayılı bir müddete kadar bekletiriz.
Hud Süresi 105. Ayet Meali: O geldiği gün, Allah’ın izni olmadan hiç kimse konuşamaz. Onlardan kimi bedbahttır, kimi mutlu.
Hud Süresi 106. Ayet Meali: Bedbaht olanlar ateştedirler. Onlar için orada şiddetli bir soluyuş ve bir hıçkırık vardır.
Hud Süresi 107. Ayet Meali: Gökler ve yer durdukça o ateşte ebedi kalacaklardır. Rabbinin dilediği hariç. Şüphesiz Rabbin istediğini hakkıyla yapandır.
Hud Süresi 108. Ayet Meali: Mutlulara gelince, onlar da cennettedirler. Rabbinin dilediği hariç, gökler ve yer durdukça onlar da orada ebedi kalacaklardır. Bu nimetler bitmez, tükenmez bir lütuftur.
Hud Süresi 109. Ayet Meali: O halde onların tapmakta oldukları şeylerden şüphen olmasın. Çünkü onlar ancak daha önce babalarının taptığı gibi tapıyorlar. Biz onların nasiplerini mutlaka eksiksiz olarak vereceğiz
Hud Süresi 110. Ayet Meali: Andolsun biz Musa’ya Kitab’ı verdik; fakat onda ihtilaf edildi. Eğer Rabbinden bir söz gelmemiş olsaydı, elbette onların arasında hüküm verilmişti. Şüphesiz ki onlar Kur’an hakkında derin bir şüphe içindedirler.
Hud Süresi 111. Ayet Meali: Onların her biri henüz amellerinin karşılığını almadılar. Rabbin, onların amellerinin karşılığını mutlaka ödeyecektir. O, onların yapmakta olduklarından haberdardır.
Hud Süresi 112. Ayet Meali: O halde seninle tevbe edenlerle beraber emrolunduğun gibi dosdoğru ol! Taşkınlık yapmayın. Şüphesiz O, sizin yaptıklarınızı çok iyi görendir.
Hud Süresi 113. Ayet Meali: Zulmedenlere meyletmeyin; sonra sizi ateş yakar. Sizin Allah’tan başka dostlarınız yoktur. Sonra yardım göremezsiniz!
Hud Süresi 114. Ayet Meali: Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde namaz kıl. Şüphesiz iyilikler kötülükleri giderir. Bu, öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.
Hud Süresi 115. Ayet Meali: Sabret, şüphesiz Allah güzel iş yapanların mükafatını zayi etmez.
Hud Süresi 116. Ayet Meali: Keşke, sizden önceki asırlarda yeryüzünde bozgunculuktan alıkoyacak faziletli kimseler bulunsaydı! Fakat onlardan, kurtuluşa erdirdiğimiz az bir kısmı müstesnadır. Zulmedenler ise, kendilerine verilen refahın peşine düştüler. Zaten günahkar idiler
Hud Süresi 117. Ayet Meali: Halkı ıslahatçı olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helak etmez.
Hud Süresi 118. Ayet Meali: Rabbin dileseydi bütün insanları bir tek millet yapmıştı. Fakat onlar ihtilafa düşmeye devam etmekteler.
Hud Süresi 119. Ayet Meali: Ancak Rabbinin rahmetine nail olanlar müstesnadır. Zaten Rabbin onları bunun için yarattı. Rabbinin, “Andolsun ki cehennemi insanlar ve cinlerle toptan dolduracağım” sözü yerini buldu.
Hud Süresi 120. Ayet Meali: Peygamberlerin haberlerinden senin kalbini teskin edeceğimiz her haberi sana anlatıyoruz. Bunda sana hak, mü’minlere de bir öğüt ve bir uyarı gelmiştir.
Hud Süresi 121. Ayet Meali: İman etmeyenlere de ki: Yaptıklarınızı yapın, biz de yapıyoruz.
Hud Süresi 122. Ayet Meali: Bekleyin! Şüphesiz biz de bekleyenleriz!
Hud Süresi 123. Ayet Meali: Göklerin ve yerin gaybı yalnız Allah’a aittir. Her iş O’na döndürülür. Öyle ise O’na kulluk et ve O’na dayan! Rabbin sizin yaptıklarınızdan gafil değildir.
Kaynak: İbn Kesir / İbn Kesir Tefsiri (Tefsiru’l Kur’an’il Azim) / C: V/ bkz: 418-514