14 Şubat 11 Eylül Saldırısı Yaşatmasın

Duygusal yoğunluklu insani özelliklerimiz, bir güne sığmayacak kadar zengin güzellikleri sinesinde saklar. Toplum olarak bu zenginliklere nasıl ulaşırız sorgusundan çok, onların su kadar akışkan, kah taşan kah durağanlaşan hallerini bir güne hapsetmeye çalışıyoruz sanki.

Anneler, babalar, sevgililer günü bunlardan hemen aklımıza geliverenler Geçtiğimiz günlerde bu konuda Dicle Üniversitesi Sosyal Araştırmalar Merkezince Prof. Dr. Sabri Eyigün başkanlığında Diyarbakır’da 514 kadınla yüz yüze görüşülerek bir araştırma yapıldı.

Bu araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri “14 Şubat Sevgililer Günü” ile ilgili beklentilerin yüksek olması, bundan böyle bugünün mutluluk ve sevgiden daha çok mutsuzluk ve kırgınlıklara sebep olmasıydı.

Araştırmanın diğer bazı sonuçları ise şöyle:

• Kadınların Sevgililer Gününde eşlerinden beklentileri yüksek. Bu beklentiler gerçekçi değil.

• Bölgede bugün, medyanın etkisiyle toplumsal kültürün bir parçası haline gelmeye başlamıştır.

• Sevgililer Gününde hediye alınmaması kadınları duygusal olarak rahatsız ediyor

• Sevgililer Gününe aşırı bir anlam yüklenmesi eşler arası ilişkilere zarar veriyor.

• Kadınlarda beklenti gereğinden fazla. erkeklerde ise beklentileri karşılamada gösterilen direnç fazla

Eşinden sevgi ve ilgi beklentisi içinde olan kadınlar, bugüne aşırı bir anlam yüklemektedir. Kadınlar o gün “Sevildiğini hissetmek” istemektedir. Bu duygu daha önce verildiği takdirde, Sevgililer Gününe verilen önem azalacaktır.

Kaynak: Diyanet Aile Dergisi / Mart 2013 / bkz: 09