5. Süre: Maide Süresi Toplam 120 Ayet Meali

5. Süre: Maide Süresi Toplam 120 Ayet Meali

Maide Süresi; Kur’an-ı Kerim’de ki sıralamaya göre 5. süredir ve 120 ayettir

Maide Süresi 1. Ayet Meali: Ey iman edenler! Akitleri yerine getirin. Siz ihramlı iken avlanmayı helal görmeksizin size bildirilecekler müstesna. En’am denilen hayvanlar size helal kılınmıştır. Muhakkak ki, Allah dilediği ile hükmeder

Maide Süresi 2. Ayet Meali: Ey iman edenler! Allah’ın şiarlarına, haram aya, (Allah’a hediye edilmiş) kurbana, gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram’a yönelmiş kimselere saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram’a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi haddi aşmaya sevk etmesin! İyilik ve (Allah’ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah’tan korkun; çünkü Allah’ın cezası çetindir.

Maide Süresi 3. Ayet Meali: Leş, kan, domuz eti, Allah’tan başkası adına bpğazlanan, boğulmuş, (taş, ağaç vb ile) vurulup öldürülmüş, yukarıdan yuvarlanıp ölmüş, boynuzlanıp ölmüş (hayvanlar ile) canavarların yediği hayvanlar -ölmeden yetişip kestikleriniz müstesna- dikili taşlar (putlar) üzerine boğazlanmış hayvanlar ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar yoldan çıkmaktır.

Maide Süresi 4. Ayet Meali: Sana, kendilerine nelerin helal kılındığını sana soruyorlar. De ki: Bütün iyi ve temiz şeyler size helal kılınmıştır. Allah’ın size öğrettiğinden öğretip avcı hale getirdiğiniz hayvanların sizin için yakaladıklarından da yiyin ve üzerine Allah’ın adını anın (besmele çekin). Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

Maide Süresi 5. Ayet Meali: Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla, namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Kim (İslami hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir ve o ahirette de ziyana uğrayanlardandır

Maide Süresi 6. Ayet Meali: Ey iman edenler! Namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başınızı mesh edin ve topuklara kadar ayaklarınızı da (yıkayın). Cünüp iseniz gusledin. Eğer hasta ya da seyahatte iseniz veya içinizden biri tuvaletten gelmiş ya da hanımıyla cinsel temasta bulunmuş da su bulamamışsanız, temiz yer ile teyemmüm edin; ellerinizi yere vurup yüzünüzü ve ellerinizi mesh edin. Allah sizi sıkıntıya sokmak istemiyor, lakin sizi temizlemek ve size nimetini tamamlamak istiyor; umulur ki şükrederseniz.

Maide Süresi 7. Ayet Meali: Allah’ın size lütfettiği nimetini ve işittik ve itaat ettik dediğinizde, sizi kayıt altına aldığı antlaşmayı unutmayın. Allah’a karşı gelmekten sakının! Muhakkak ki Allah kalplerde olanı dahi bilir…

Maide Süresi 8. Ayet Meali: Ey iman edenler! Sırf Allah için adaleti ayakta tutan şahitler olun! Bir kavme olan kininiz size adaletsizlik ettirip de sizi suça sevk etmesin. adil olun; takvaya yakışan budur. Allah’a karşı gelmekten sakının; zira Allah sizin yaptıklarınızdan haberdardır

Maide Süresi 9. Ayet Meali: Allah, iman edip salih iş yapanları bağışlayacağını ve büyük bir mükafat ile ödüllendireceğini vaat etti.

Maide Süresi 10. Ayet Meali: İnkar edip ayetlerimizi yalanlayanlar ise, onlar da cehennemlik olanlardır

Maide Süresi 11. Ayet Meali: Ey iman edenler! Allah’ın size nimetini hatırlayın; bir topluluk size el uzatmaya yeltenmiş, Allah da onların ellerini üzerinizden çekmişti ya.. Allah’a karşı gelmekten sakının! Müminler sadece Allah’a tevekkül etsinler!

Maide Süresi 12. Ayet Meali: Andolsun ki Allah, İsrailoğullarından sağlam bir söz aldı. Sonra onlardan on iki temsilci seçtik. Allan onlara dedi ki: Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı ikame eder, elçilerime iman edip onları destekler ve Allah’a güzel ödünç verirseniz elbette sizin günahlarınızı örter; altlarından ırmaklar akan cennetlere girdiririm. Bundan sonra, içinizden kim nankörlük ederse kesinlikle dümdüz yoldan sapmış olur; bilesiniz.

Maide Süresi 13. Ayet Meali: Antlaşmalarını bozmaları sebebiyle onları lanetledik, kalplerini kaskatı yaptık; şimdi onlar, kelimeleri konuldukları asli manalarından  uzaklaştırıyorlar; yapılan hatırlatmalardan kendilerine pay çıkarmayı da unuttular! İçlerinden pek azı hariç, hepsinin sürekli olarak hainlik ettiklerini göreceksin! Artık onları affet ve onlara aldırma! Muhakkak ki Allah iyileri sever.

Maide Süresi 14. Ayet Meali: Biz nasarayız diyenlerden de söz almıştık; onlar da yapılan hatırlatmalardan  kendilerine pay çıkarmayı unuttular. Bu yüzden kıyamete kadar sürecek bir düşmanlık ve kin ile onların aralarını açtık. Allah yakında onlara yaptıklarını haber verecektir.

Maide Süresi 15. Ayet Meali: Ey Ehl-i Kitap! Size elçimiz gelmiş, kitaptan gizlediklerinizin bir kısmını size açıklıyor, çoğuna ise hiç değinmiyor. Muhakkak ki size de Allah’tan bir nur ve apaçık bir kitap gelmiştir

Maide Süresi 16. Ayet Meali: Allah o nur ile rızasını arayanlara esenlik yollarını gösteriyor ve Allah’ın izniyle onları karanlıktan aydınlığa çıkarıp dosdoğru yola iletiyor.

Maide Süresi 17. Ayet Meali: Meryem oğlu Mesih Allah’tır diyenler kesinlikle kafir olmuşlardır. De ki: Eğer Allah, Meryem oğlu Mesih’i, anasını ve yeryüzündekilerin hepsini yok etmek istese, kim Allah’tan gelene karşı durabilir. Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin hükümranlığı Allah’a aittir. O dilediği şeyi yaratır, Allah’ın gücü her şeye yeter.

Maide Süresi 18. Ayet Meali: Yahudi ve Hristiyanlar: Biz Allah’ın oğulları ve sevdikleriyiz dediler. Onlara de ki: Öyleyse günahlarınız sebebiyle Allah sizi niçin cezalandırıyor? Aksine siz de O’nun yarattıklarından bir beşersiniz. O dilediği kimseleri bağışlar, dilediklerine de azap eder. Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin egemenliği Allah’a aittir; varış da yalnız O’nun huzurunadır.

Maide Süresi 19. Ayet Meali: Ey Ehl-i Kitap! Elçilerin gelmesine bir süre ara verdikten sonra Bize ne bir müjdeci geldi ne de uyarıcı demeyesiniz diye işte size de elçimiz geldi ve açıklamalarda bulunuyor. Artık size müjdeci de gelmiştir, uyarıcı da! Allah her şeye güç yetirir.

Maide Süresi 20. Ayet Meali: Musa kavmine şöyle söyledi: Kavmim! Allah’ın size lütfettiği nimetlerini hatırlayın; İçinizden peygamberler çıkarmış, sizi hükümdarlar yapmış ve çağdaşlarınızdan hiç kimseye verilmeyen nimetleri size lütfetmiştir.

Maide Süresi 21. Ayet Meali: Ey kavmim! Allah’ın size yazdığı şu mukaddes beldeye girin, ökçeleriniz üzere gerisin geri küfre dönmeyin; yoksa her şeyini kaybedenlerin durumuna düşersiniz!

Maide Süresi 22. Ayet Meali: Onlar: Ey Musa! Orada acımasız, güçlü bir topluluk var. Onlar oradan çıkmadıkları sürece biz oraya girmeyeceğiz. Eğer onlar oradan çıkarılırlarsa, bizde gideriz dediler. 

Maide Süresi 23. Ayet Meali: Korkanlar arasında Allah’ın nimet verdiği iki kişi dedi ki: Onların üzerine kapıdan girin; oraya girdiğiniz an, hiç kuşkusuz galip gelen siz olursunuz! Eğer inanıyorsanız yalnız Allah’a güvenip dayanın!

Maide Süresi 24. Ayet Meali: İtiraz edenler: Ey Musa, onlar orada oldukları sürece biz oraya girmeyeceğiz; git, sen ve Rabbin ikiniz birlikte savaşın; biz burada oturacağız dediler

Maide Süresi 25. Ayet Meali: Musa: Rabbim! Ben kendimden ve kardeşimden başkasına söz geçiremiyorum; artık benimle şu yoldan çıkmış kavmin arasını ayır! diye dua etti.

Maide Süresi 26. Ayet Meali: Rabbi de, peki öyleyse! Orası onlara kırk yıl haram kılınmıştır; onlarda çölde şaşkın şaşkın dolaşsınlar. Sakın ha, fasıklar topluluğuna üzülme! dedi.

Maide Süresi 27. Ayet Meali: Onlara, Adem’in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat. Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş), andolsun seni öldüreceğim dedi. Diğeri de Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder dedi (ve ekledi)

Maide Süresi 28. Ayet Meali: Andolsun ki sen, öldürmek için bana elini uzatsan (bile) ben sana, öldürmek için el uzatacak değilim. Ben, alemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.

Maide Süresi 29. Ayet Meali: Ben istiyorum ki, sen, hem benim günahımı hem de kendi günahını yüklenip ateşe atılacaklardan olasın; zalimlerin cezası ise budur

Maide Süresi 30. Ayet Meali: Nihayet nefsi onu, kardeşini öldürmeye itti ve onu öldürdü; bu yüzden de kaybedenlerden oldu.

Maide Süresi 31. Ayet Meali: Derken Allah, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini ona göstermek için bir karga gönderdi. O da, yazıklar olsun bana! Şu kadar karga kadar da olamadım mı ki, kardeşimin cesedini gömeyim dedi ve yaptığına pişman olanlardan oldu.

Maide Süresi 32. Ayet Meali: İşte bu yüzden İsrailoğullarına şöyle yazmıştık: Kim bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kimde bir canı hayatta bırakırsa bütün insanları hayatta bırakmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.

Maide Süresi 33. Ayet Meali: Allah ve Resulüne karşı savaşanların ve yeryüzünde fesat çıkarmaya çalışanların cezası ancak ya (acımadan) öldürülmeleri, ya asılmaları, yahut el ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi, yahut da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.

Maide Süresi 34. Ayet Meali: Ancak, siz kendilerini yenip ele geçirmeden önce tevbe edenler müstesna; biliniz ki Allah çok bağışlayıcı ve affedicidir.

Maide Süresi 35. Ayet Meali: Ey iman edenler! Allah’tan korkun! O’na yaklaşmaya yol arayın ve yolunda cihat edin ki kurtuluşa eresiniz.

Maide Süresi 36. Ayet Meali: Şüphe yok ki kafir olanlar, yeryüzündeki her şey ve bunun yanında da bir o kadarı kendilerinin olsa da kıyamet gününün azabından kurtulmak için onu fidye verseler onlardan asla kabul edilmez; onlar için acı bir azap vardır.

Maide Süresi 37. Ayet Meali: Ateşten çıkmak isterler, fakat oradan çıkacak değillerdir. Onlar için devamlı bir azap vardır

Maide Süresi 38. Ayet Meali: Hırsızlık eden erkek ve kadının, yaptıklarının cezası ve Allah’tan bir ceza olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.

Maide Süresi 39. Ayet Meali: Kim (bu) haksız davranışından sonra tövbe eder ve durumunu düzeltirse şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

Maide Süresi 40. Ayet Meali: Bilmez misin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah’a aittir; dilediğine azap eder ve dilediğini bağışlar. Allah her şeye hakkıyla kadirdir.

Maide Süresi 41. Ayet Meali: Ey Peygamber! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyla iman ettik diyen kimselerden ve Yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler ve sana gelmeyen bazı kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının! derler. Allah bir kimseyi fitneye düşürmek isterse sen onun için Allah’a karşı hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah’ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlara dünyada rezillik vardır ve ahirette onlar için büyük bir azap vardır.

Maide Süresi 42. Ayet Meali: Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler. Sana gelirlerse, ister aralarında hüküm ver, isterse onlardan yüz çevir. Eğer onlardan yüz çevirirsen sana hiçbir zarar veremezler. Ve eğer hüküm verirsen aralarında adaletle hükmet. Allah adil olanları sever.

Maide Süresi 43. Ayet Meali: İçinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat yanlarında olduğu halde nasıl seni hakem kılıyorlar da, sonra bunun ardından yüz çevirip gidiyorlar? Onlar inanmış kimseler değildir.

Maide Süresi 44. Ayet Meali: Biz, içinde doğruya rehberlik ve nur olduğu halde Tevrat’ı indirdik. Kendilerini (Allah’a) vermiş peygamberler onunla Yahudiler arasında hükmederlerdi. Allah’ın kitabını korumaları kendilerinden istendiği için Rablerine teslim olmuş zahidler ve bilgilerde (onunla hükmederlerdi). Hepsi ona (hak olduğuna) şahitlerdi. Şu halde (ey yahudiler ve hakimler!) İnsanlardan korkmayın, benden korkun. Ayetlerimi az bir bedel karşılığında satmayın. Kim Allah’ın indirdiği (hükümler) ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendileridir.

Maide Süresi 45. Ayet Meali: Tevrat da onlara şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak , dişe diş karşılıktır; bütün yaralamalarda kısas vardır; kim kısas hakkını sadaka niyetiyle bağışlarsa, onun günahlarına kefaret olur. Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse, işte zalimler onlardır.

Maide Süresi 46. Ayet Meali: Onların ardından, hemen izleri üzerine, önündeki Tevrat’ı tasdik edici olarak Meryem oğlu İsa’yı elçi olarak gönderdik. O’na da içinde hidayet ve nur bulunan, hem öncesindekini Tevrat’ı tasdik edici hem de muttakiler için bir hidayet ve bir öğüt olan İncil’i verdik.

Maide Süresi 47. Ayet Meali: İncil ehli de Allah’ın onda indirdikleriyle hüküm versin. Kim Allah’ın indirdiği ile hüküm vermezse, işte dinden çıkmış fasıklar onlardır

Maide Süresi 48. Ayet Meali: (Ey Muhammed!) Sana da kendinden önceki kitapları tasdik edici ve gözetleyici olmak üzere Kur’an’ı hak olarak indirdik. O halde aralarında Allah’ın indirdiği ile hüküm ver ve sana gelen Hakk’a rağmen, onların arzularına uyma! Biz, her ümmete bir şeriat, bir de bir yasama ve yürütme yöntemi verdik. Allah dileseydi, sizi elbette tek bir ümmet yapardı. Fakat, O, verdikleriyle sizi denemek için öyle yapmadı. Her bakımdan en iyiye erişmek için birbirinizle yarışın! Hep birlikte dönüşünüz ancak Allah’adır; hakkında ihtilafa düştüğünüz hususları size O haber verecektir.

Maide Süresi 49. Ayet Meali: Aralarında Allah’ın indirdiği ile hüküm ver, onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiklerinin bir kısmında seni oyuna getirmelerinden de sakın. Yine de yüz çevirirlerse, bil ki Allah’ın bir kısım günahları yüzünden onların başına bir felaket getirmek istemektedir! Kuşkusuz, o insanlardan pek çoğu dinden çıkmıştır.

Maide Süresi 50. Ayet Meali: Yoksa onlar, cahiliye düzenini mi arzu ediyorlar? Bilenler için, Allah’tan daha iyi bir hüküm veren kim vardır?

Maide Süresi 51. Ayet Meali: Ey iman edenler! Yahudileri ve Hristiyanları kendinize veli edinmeyin! Zira onlar birbirlerinin velisidirler. Sizden kim onları veli edinirse, hiç şüphesiz o da onlardandır. Muhakkak ki Allah, zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.

Maide Süresi 52. Ayet Meali: Kalplerinde hastalık / nifak bulunanların, başınıza bir belanın gelmesinden korkuyoruz diyerek onların içinde koşuşturduklarını görürsün. Umulur ki Allah, zafer veya katından bir iş lütfeder de onlar da içlerinde gizlediklerine pişman olurlar.

Maide Süresi 53. Ayet Meali: İman edenler derler ki: Sizinle birlikte olduklarına dair var güçleriyle Allah’a yemin edenler şunlar mıydı? Onların ameller boşa gitmiş, sonuçta tamamen hüsrana uğrayanlardan olmuşlardır.

Maide Süresi 54. Ayet Meali: Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, bilsin ki Allah, sizin yerinize başka bir topluluk getirir; Allah onları sever, onlar da Allah’ı severler. Onlar, müminlere karşı alçakgönüllü, kafirlere karşı ise son derece çetindirler; hep Allah yolunda cihat ederler, kınayanın kınamasından asla çekinmezler! İşte bu, Allah’ın dilediği kimselere  bahşettiği lütfudur! Allah’ın lütfu boldur; her şeyi bilir.

Maide Süresi 55. Ayet Meali: Sizin veliniz ancak Allah’tır, elçisidir ve namazı ikame eden, zekatı veren müminlerdir! Onlar, sürekli rüku halindedirler.

Maide Süresi 56. Ayet Meali: Kim Allah’ı, elçisini ve iman edenleri dost edinirse, bilsin ki her zaman galip gelecek olanlar Allah’tan yana olanlardır.

Maide Süresi 57. Ayet Meali: Ey iman edenler! Eğer gerçekten iman etmişseniz, Allah’tan korkun da sizden önce kitap verilmiş olanlardan, dininizi oyun ve eğlenceye alanları ve kafirleri dost edinmeyin.

Maide Süresi 58. Ayet Meali: Namaza çağırdığınızda onlar, bunu eğlence konusu yaparlar. Bu onların, hiç düşünmeyen kimseler olmalarındandır.

Maide Süresi 59. Ayet Meali: De ki: Ey Ehl-i kitap! Siz bizden, sırf Allah’a bize indirilene ve bundan önce indirilenlere iman ettiğimiz için mi intikam alıyorsunuz? Kuşkusuz, onların çoğu fasııklardır.

Maide Süresi 60. Ayet Meali: De ki: Allah katında, bundan daha kötü cezayı size haber vereyim mi? Bundan daha kötüsü, Allah’ın lanet ettiği ve gazap edip kimini maymunlara, kimini domuzlara çevirdiği, kimini de azgın liderlere kulluk ettirdiği kimselere verdiği cezalardır. İşte, konumları en kötü ve dümdüz yoldan en fazla sapkın olanlar bunlardır!

Maide Süresi 61. Ayet Meali: Size geldiklerinde, Biz iman ettik dediler; Oysa onlar yanınıza kafir olarak girmiş, yine kafir olarak çıkmışlardır! Allah onların gizlediklerini çok iyi bilmektedir.

Maide Süresi 62. Ayet Meali: Onların çoğunu, birbirleriyle yarışırcasına günaha, düşmanlığa ve haram yemeğe koşuşturduklarını görürsün. Yaptıkları ne kötü bir şeydir!

Maide Süresi 63. Ayet Meali: Rabbanilerin ve bilginlerin, onları kötü söz söylemekten ve haram yemekten men etmeleri gerekmez miydi? İşledikleri ne kötü bir şeydir! 

Maide Süresi 64. Ayet Meali: Yahudiler, Allah’ın eli sıkıdır dediler. Söyledikleri söz yüzünden, kendi elleri kurudu ve lanetlendiler. Aksine, Allah’ın iki eli de açıktır; dilediği biçimde harcamaktadır O! And olsun ki Rabbinden sana indirilenler, onlardan bir çoğunun taşkınlığını ve inkarını daha da arttıracaktır! Onların aralarına kıyamete kadar sürecek bir kin ve düşmanlık bıraktık; onlar her ne zaman savaş ateşini tutuşturdularsa, her defasında Allah onu söndürmüştür. Onlar yeryüzünde hep bozgunculuk için çalışırlar. Allah bozguncuları sevmez!

Maide Süresi 65. Ayet Meali: Eğer Ehl-i Kitap iman edip Bize karşı gelmekten sakınsalardı, kesinlikle onların günahlarını örter, kendilerini nimet cennetlerine girdirirdik

Maide Süresi 66. Ayet Meali: Şayet onlar Tevrat’ı, İncil’i ve Rablerinden kendilerine indirileni gereğince uygulasalardı, mutlaka üstlerinden ve ayaklarının altından rızıklandırılırlardı. İçlerinden orta yolu takip eden bir topluluk var, fakat onların çoğunun yaptığı şey oldukça kötüdür!

Maide Süresi 67. Ayet Meali: Ey Resulüm! Rabbinden sana indirileni tebliğ et! Eğer bunu yapmazsan, O’nun elçilik görevini ifa etmemiş olursun! Allah seni insanlardan koruyacaktır. Muhakkak ki Allah, kafirler topluluğunu doğru yola iletmez!

Maide Süresi 68. Ayet Meali: De ki: Ey Ehl-i Kitap! (Asılları itibariyle) Tevrat’ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirileni uygulamadığınız sürece, siz hiç bir esas / din üzerinde değilsiniz! Rabbinden sana indirilenlerin, onlardan çoğunun azgınlığını ve inkarını daha da arttıracağı muhakkaktır. Sakın ha, inkar edenlere üzülme!

Maide Süresi 69. Ayet Meali: Kuşkusuz inananlar, Yahudiler, Sabiiler ve Hristiyanlardan kim, Allah’a ve ahiret gününe iman edip salih iş yaparsa, artık onlar için hiç bir korku yoktur ve onlar mahzun da olmayacaklardır

Maide Süresi 70. Ayet Meali: Muhakkak ki Biz, İsrailoğullarından sağlam söz almış, onlara elçiler de göndermiştik. Fakat ne zaman bir Peygamber onlara nefislerinin arzu etmediği bir şey getirdiyse, onlardan kimini yalanladı, kimini de öldürdüler

Maide Süresi 71. Ayet Meali: Onlar, bir cezası olmayacağını sanarak ilahi hakikatler karşısında gözlerini kör, kulaklarını da sağır ettiler. Sonra, Allah onların tövbelerini kabul etti ama yine de onlardan çoğu kör ve sağır davrandılar. Allah onların yaptıklarını görmektedir.

Maide Süresi 72. Ayet Meali: Andolsun ki Allah, Meryem oğlu Mesih’tir diyenler kafir oldular! Oysa Mesih onlara demişti ki: Ey İsrailoğulları! Benim de Rabbim sizin de rabbiniz olan Allah’a ibadet edin! Kim Allah’a ortak koşarsa, Allah cenneti ona haram kılmıştır. Artık onun barınağı ateştir; zalimlere yardım edecek hiç kimse yoktur.

Maide Süresi 73. Ayet Meali: Andolsun ki Allah üçün üçüncüsüdür diyenler de kafir olmuşlardır. Oysa tek ilahtan başka tanrı yoktur. Eğer bu söylediklerinden vazgeçmezlerse onlardan inkar edenlere mutlaka can yakıcı bir azap dokunacaktır!

Maide Süresi 74. Ayet Meali: Onlar, hala Allah’a yönelip de Ondan bağışlanmalarını dilemeyecekler mi? Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhametlidir.

Maide Süresi 75. Ayet Meali: Meryem oğlu Mesih, sadece bir elçidir; Ondan öncede elçiler gelip geçmiştir. Annesi ise özü sözü dosdoğru bir kadındır; onların ikisi de yemek yerlerdi. Bizim onlara ayetlerimizi nasıl açıklayacağımıza bak, bir de onların hakikatten nasıl çevrildiklerine

Maide Süresi 76. Ayet Meali: De ki: Allah’ı bırakıp da size hiçbir zarar ve fayda vermeyecek şeylere mi tapıyorsunuz? Allah, her şeyi işitir, her şeyi bilir.

Maide Süresi 77. Ayet Meali: De ki: Ey Ehl-i Kitap! Haksız yere dininizde aşırılığa kaçmayın ve daha önce yoldan sapmış, bir çoklarını da saptırmış sonuçta dümdüz yoldan tamamen uzaklaşmış kimselerin arzularına da uymayın!

Maide Süresi 78. Ayet Meali: İsrailoğullarından inkar edenler, isyan edip haddi aşamaları

Maide Süresi 79. Ayet Meali: Ve yaptıkları kötülüklerden birbirlerini men etmemeleri yüzünden Davud’un ve Meryem oğlu İsa’nın diliyle lanetlenmişlerdir. Yaptıkları şey ne kötü idi!

Maide Süresi 80. Ayet Meali: Sen onların çoğunun inkar edenlerle dost olduklarını görürsün; Allah’ın öfkesini çekecekleri ve azapta sürekli kalacakları için nefislerinin kendileri için hazırladığı şey ne kötüdür!

Maide Süresi 81. Ayet Meali: Eğer onlar gerçekten Allah’a, Peygamber’e ve O’na indirilene iman ediyor olsalardı, onları dost edinmezlerdi! Fakat onlardan pek çoğu dinden çıkmış kimselerdir!

Maide Süresi 82. Ayet Meali: İnsanlar arasında iman edenlere en amansız düşmanların Yahudiler ile şirk koşanları bulacaksın. Onlar arasında iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da Biz Hristiyanlarız diyenleri bulacaksın. Çünkü bunların içinde keşişler ve rahipler vardır ve onlar büyüklük taslamazlar.

Maide Süresi 83. Ayet Meali: Resule indirileni duydukları zaman, aşina oldukları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz

Maide Süresi 84. Ayet Meali: Rabbimizin bizi salihler arasına katmasını umup dururken niçin Allah’a ve bize gelen gerçeğe iman etmeyelim?

Maide Süresi 85. Ayet Meali: Söyledikleri (bu) sözden dolayı Allah onlara içinde devamlı kalmak üzere, zemininden ırmaklar akan Cennetleri mükafat olarak verdi. İyi davrananların mükafatı işte budur.

Maide Süresi 86. Ayet Meali: İnkar eden ve ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar Cehennemliklerdir.

Maide Süresi 87. Ayet Meali: Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri (siz kendinize) haram kılmayın ve sınırı aşmayın. Allah sınırı aşanları sevmez.

Maide Süresi 88. Ayet Meali: Allah’ın size helal ve temiz olarak verdiği rızıklardan yiyin ve kendisine iman etmiş olduğunuz Allah’tan korkun

Maide Süresi 89. Ayet Meali: Allah, kasıtsız olarak ettiğiniz yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu tutmaz, fakat bilerek yaptığınız yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutar. Bunun da kefareti, ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden on fakire yedirmek, yahut onları giydirmek, yahut da bir köle azat etmektir. Bunları bulamayan üç gün oruç tutmalıdır. Yemini bozduğunuz takdirde yeminlerinizin kefareti işte budur. Yeminlerinizi koruyun. Allah size ayetlerini açıklıyor, umulur ki şükredersiniz.

Maide Süresi 90. Ayet Meali: Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar, fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.

Maide Süresi 91. Ayet Meali: Şeytan içkide ve kumarda; ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak; sizi, Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?

Maide Süresi 92. Ayet Meali: Allah’a itaat edin, Resul’e itaat edin ve kötülüklerden sakının. Eğer yüz çevirirseniz bilin ki, Resulümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir

Maide Süresi 93. Ayet Meali: İman ve salih ameller işleyenlere, hakkıyla sakınıp iman ettikleri ve salih ameller yaptıkları, sonra yine hakkıyla sakınıp iman ettikleri sonra da hakkıyla sakınıp yaptıklarını ellerinden geldiğince güzel yaptıkları takdirde haram kılınmadan önce tattıklarından dolayı günah yoktur. Allah iyilik yapanları sever.

Maide Süresi 94. Ayet Meali: Ey iman edenler! Görmediği halde kimin kendisine karşı gelmekten sakındığını, kimin de haddi aştığını görüp bilmek için Allah sizi, ellerinizin ve mızraklarınızın erişeceği bir ağ ile sınayacaktır. Bütün bunlardan sonra kim yasağa uymazsa, onun için can yakıcı bir azap vardır.

Maide Süresi 95. Ayet Meali: Ey iman edenler! İhramdayken avı öldürmeyin! Sizden kim onu bilerek öldürürse, yaptığı işin vebalini tatması için ceza olarak ya sizden iki adil kişinin kararına göre Kabe’ye hediye yollanmak üzere öldürdüğü hayvana denk bir hayvanı veya yoksulları doyurma kefaretini verir yahut da bunlara denk olacak sayıda oruç tutar. Allah geçmişte yaptıklarınızı bağışlamıştır. Artık kim eski alışkanlıklarına geri dönerse, Allah da ondan nimetini keser; Allah güçlüdür, nimeti azap ile değiştirir / intikam alır!

Maide Süresi 96. Ayet Meali: Deniz avı ve onun yiyeceği, gıda olarak size ve yolculara helal; ihramda olduğunuz sürece kara avı ise haram kılındı. Huzuruna çıkarılacağınız Allah’a karşı gelmekten sakının.

Maide Süresi 97. Ayet Meali: Allah, Kabe’yi; Beytü’l-Haram-ı, haram ayı, Kabe’ye hediye edilen kurbanlığı ve Allah’a adanıp gerdanlık takılı kurbanlıkları insanlar için bir medar-ı hayat / hayat kaynağı yaptı. İşte bu, Allah göklerdekileri de yerdekileri de bildiğini ve Allah’ın her şeyi bilen olduğunu anlamanız içindir.

Maide Süresi 98. Ayet Meali: Allah’ın cezalandırmasının çetin olduğunu bilin; Allah, aynı zamanda çok bağışlayıcı, çok merhametlidir de

Maide Süresi 99. Ayet Meali: Elçimize düşen sadece tebliğdir. Allah açıkladığınızı da gizlediğinizi de bilmektedir.

Maide Süresi 100. Ayet Meali: De ki: Çokluğu hoşuna gitse bile, pis ile temiz bir olamaz! O halde ey aklı selim sahipleri, Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.

Maide Süresi 101. Ayet Meali: Ey iman edenler! Açıklandığı takdirde hoşunuza gitmeyecek bazı şeyleri sormayın! Kur’an indirilirken onlardan sorarsanız size (olduğu gibi) açıklanır. Oysa Allah onları es geçmiştir. Allah çok bağışlayıcıdır, hoş görü sahibidir.

Maide Süresi 102. Ayet Meali: Sizden önce bir kavim onları sormuş, açıklanınca da onları inkar etmiştir.

Maide Süresi 103. Ayet Meali: Bahira, Saibe, Vasile ve Ham’ı da Allah emretmedi; İnkar edenler Allah adına yalan söylüyorlar. Onların çoğu hiç düşünmüyor.

Maide Süresi 104. Ayet Meali: Onlara, Allah’ın indirdiğine ve elçisine itaat edin denildiğinde, atalarımızdan gördüklerimiz bize yeter…. dediler. Peki ataları hiçbir şey bilmiyor ve doğru yolu da bulmamış idiyseler?

Maide Süresi 105. Ayet Meali: Ey iman edenler! Siz kendinize bakın; zira siz doğru yolda olduktan sonra, sapkınlar size zarar veremezler. Hep birlikte dönüşünüz Allah’adır; O da size yaptıklarınızı haber verecektir.

Maide Süresi 106. Ayet Meali: Ey iman edenler! Birinize ölüm geldiği zaman yapacağı vasiyet için sizden iki adil kişinin şahitliği kafidir. Seyahat de olup ölüm de gelmiş çatmışsa, o takdirde sizden olmayan / gayr-i müslim iki kişinin şahitliğine de başvurabilirsiniz. Eğer kendilerinden kuşku duyuyorsanız, (sizden olan) bu iki kişiyi namazdan sonra alıkorsunuz ve haklarında onlardan Vallahi bu şahitliği akrabam da dahil, hiç kimse için hiçbir paraya değişmeyiz ve Allah’ın şahitliğini gizlemeyeceğiz; aksi halde günahkarlardan oluruz diye yemin ettirirsiniz.

Maide Süresi 107. Ayet Meali: Şayet bu iki şahidin günahkar olduğu anlaşılırsa o zaman bunlara göre şahitlik de daha evla olanlardan iki kişi, onların yerine geçirilebilir. Bunlar Bizim şahitliğimiz, elbette o ikisininkinden daha evladır; bir haddi aşmayız, aksi halde zalimlerden oluruz diye Allah adına yemin ederler.

Maide Süresi 108. Ayet Meali: Böyle yapmanız, şahitliği gerektiği gibi yapmalarına veya yemin ettirdikten sonra yeminlerinin bir daha kabul edilmemesinden korkmalarını daha iyi sağlar! Allah’a karşı gelmekten sakının ve dinleyin. Allah yoldan çıkmış / fasık kimseleri doğru yola iletmez.

Maide Süresi 109. Ayet Meali: Allah, elçilerini toplayıp onlara Size ne cevap verildi? dediği gün elçiler: Bizim bir bilgimiz yoktur; gayıpları bilen ancak sensin derler.

Maide Süresi 110. Ayet Meali: Allah, Ey Meryem oğlu İsa! Sana ve annene olan nimetimi hatırla! Hem beşikte hem de yatişkinliğinde  insanlara konuşurken seni Kutsal Ruh ile desteklemiştim. Sana Kitab’ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i Ben öğretmiştim. Benim iznimle çamurdan kuş heykeli yapar, ona üflerdin; o da yine benim iznimle bir kuş oluverirdi. körü ve abrası / ciltteki alacalık Benim iznimle iyileştiriyordun. Benim iznimle ölüleri diriltiyordun. Kendilerine belgeleri getirdiğin ve onların inkar edenleri, Bu ancak bir büyüdür dedikleri zaman İsrailoğullarına senin üzerinden Ben el çektirmiştim.

Maide Süresi 111. Ayet Meali: Ben havarilere: Bana ve elçime iman edin diye vahy etmiştim. Onlar da Biz iman ettik. Sen de bizim sana boyun eğenlerden olduğumuza şahit ol demişlerdi.

Maide Süresi 112. Ayet Meali: Havariler: Ey Meryem oğlu İsa! Rabb’in bize gökten bir sofra indirebilir mi? demişlerdi. İsa da Eğer müminlerseniz Allah’a karşı gelmekten sakının demişti.

Maide Süresi 116. Ayet Meali: Onlar: Biz o sofradan yemeyi ve kalplerimizin itminan bulmasını; ayrıca senin bize doğru söylediğini bilmek ve buna şahit olmak istiyoruz demişlerdi.

Maide Süresi 114. Ayet Meali: Meryem oğlu İsa: Allah’ım! Ey Rabb’imiz! Hepimize; bizden öncekilere ve sonrakilere bir bayram ve Senden bir belge olmak üzere bize gökten bir sofra indir ve bizi onunla rızıklandır! Sen rızık verenlerin en iyisisin! dedi.

Maide Süresi 115. Ayet Meali: Allah da: Size o sofrayı indiririm, ama onu indirdikten sonra içinizden inkar eden olursa, Ben de ona, şimdiye kadar hiç kimseye vermediğim cezayı veririm. 

Maide Süresi 116. Ayet Meali: Allah dedi ki: Ey Meryem oğlu İsa! Yoksa sen mi insanlara, Allah’ı bırakın da beni ve annemi iki tanrı edinin dedin? İsa: Haşa! Ben hakkım olmayan bir şeyi söyleyemem! Eğer o sözü söylemiş olsaydım, Sen onu kesinlikle  bilirdin; zira ben Senin içinde olanı bilemem; ama Sen benim içimde olanı da bilirsin. Hiç şüphesiz, gayıpları bilen sadece Sensin…

Maide Süresi 117. Ayet Meali: Ben onlara sadece bana emrettiğini: Benim de sizin de Rabb’iniz olan Allah’a ibadet edin! buyruğunu söyledim. Aralarında bulunduğum sürece onları ben de görüyordum; beni öldürdükten sonra, onu görüp gözetleyen sadece Sen idin. Zira Sen her şeye şahitsin.

Maide Süresi 118. Ayet Meali: Eğer onlara azap edersen, onlar Senin kullarındır. Yok bağışlayacak olursan, muhakkak ki Sen her şeye güç yetirirsin; her şeyi yerli yerince yaparsın

Maide Süresi 119. Ayet Meali: Allah der ki: İşte bu, doğruluklarına doğruluklarının fayda vereceği gündür; onlara, içinde sürekli kalacakları altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Allah onlardan hoşnut olmuş, onlar da Allah’tan hoşnut olmuşlardır. İşte en büyük kurtuluş budur.

Maide Süresi 120. Ayet Meali: Göklerin yerin ve her ikisinde bulunanların hükümranlığı Allah’a aittir. O her şeye güç yetirir.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.