DOLAR
19,9662
EURO
21,3770
ALTIN
1.249,93
BIST
4.580,67
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
21°C
İstanbul
21°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Çok Bulutlu
23°C
Çarşamba Az Bulutlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
23°C

Abdullah b. Mesud Kimdir ve Kısaca Hayatı

Abdullah b. Mesud Kimdir ve Kısaca Hayatı
31.01.2023 01:12
0

Bütün hayatını Peygamber’e hizmete adayıp, onun yanından bir an olsun ayrılmak istemeyen İbn Mesud, sahabe arasında gerek ahlak gerekse dinî tutum ve davranış itibariyle Hz. Peygamber’e en çok benzeyenlerdendir. 

Rahmet Peygamberiyle insanlığa ilettiği mesajlar vesilesiyle tanışan Abdullah b. Mesud, Mekke ulularının tehditlerinin aksine şehadet getirerek teslim olur.

Yüce Resul’e. Akabinde, yanında çalıştığı Ukbe b. Ebi Muayt’tan ayrılıp Hz. Peygamber’in yanına gelir ve kendisini gece-gündüz onun hizmetine adar. Öyle ki, Peygamber’in evindeki hallerini, herhangi bir yere gittiği zamandaki tavır ve hareketlerini, uyuduğunda veya uyandığı zamanki durumlarını sahabe içinde en iyi bilen kişi odur artık.

Nitekim, Hz. Peygamber kendisine “Ey Abdullah! Ben seni nehy etmedikçe, sen perdeyi kaldırıp benim gizli konuşmalarımı da dinleyebilirsin” diyerek kendisine olan güvenini ifade eder, nihayetinde.

Mekke’de Hz Peygamber’den sonra ilk defa Kur’an-ı açıktan okuyarak müşriklerin saldırı ve tepkilerine maruz kalandır İbn Mesud.

Hz. Peygamber’in ashabı bir gün, “Kureyş, şimdiye kadar bu Kur’an’ı’n sesli olarak okunduğunu duymadı. Kim bunu onlara duyuracak?” diye konuşurken o, “Ben” diye öne atılınca ashab;

  • Senin bunu yapman konusunda tedirginiz. Biz, kendisini Kureyş’in tavrına karşı koruyacak bir aşirete sahip birinin bunu yapmasını istiyoruz.cevabını verirler.

Ancak İbn Mesud isteğinde ısrar edip; Beni bırakın, muhakkak ki Allah beni koruyacaktır cevabını verir ve ertesi gün kuşluk vakti, Kabe’de Kureyş’in ileri gelenlerinin yanında yüksek sesle Rahman Süresini okumaya başlar. Bedeli olacaktır bu tutumunun ve İbn Mesud, hunharca darp edilerek bu bedeli öder.

Sahabe-i kiram onun halini görünce; İşte biz de senin için bundan korkuyorduk dediklerinde; tüm yaralarına rağmen gönlü ferah bir şekilde:

  • Allah’ın düşmanları bana hiçbir zaman şimdiki kadar basit görünmemişlerdi. Eğer isterseniz onlara yarın yine aynısını yapayım cevabıyla mukabelede bulunacak derecede merttir o.

Önce Habeşistan’a hicret eden ilk grubun içinde yer alandır Hz. Abdullah; daha sonra Medine’ye hicret eden sahabe arasında yer alarak iki hicrete de katılma faziletini elde edendir.

Medine’de İbn Mesud ve annesi için, Mescid-i Nebevi’nin arka tarafında, oturacakları bir ev ayrılır ve Peygamber’in evine rahatça girip çıkmaları için kendilerine izin verilir. Hatta bu yakınlık sebebiyle dışarıdan gelen birçok kişi onu, Hz. Peygamber’in ailesinden zanneder. Bu derece yakındır Resulüllah’a (s.a.v).

Peygamberimizden zaruri durumlar haricinde ayrılmayan, bütün ömrünü Kur’an’a adayan İbn Mesud ’un ilmi vukufiyeti de emsalsizdir.

Bilhassa tefsir ilminde müstesna bir yere sahiptir o. Kendisi bu hususta şöyle der:

  • Allah’a yemin ederim ki Allah’ın Kitabı’ndan hiçbir süre yoktur ki onun nerede indiğini en iyi bilen ben olmayayım! Hiçbir ayet yoktur ki niçin indiğini en iyi bilen ben olmayayım… Develerin ulaşabileceği yerde Allah’ın Kitabı’nı benden daha iyi bilen birinin olduğunu bilsem, mutlaka deveye binip ona giderdim.

Hz. Peygamber zamanında yapılan hemen hemen bütün savaşlara katılandır Abdullah b. Mesud (r.a.). Bedir Savaşı’nda savaştan önceki gece keşif kolunda görev alan ve savaş sonunda yaralı olarak bulduğu Ebu Cehil’e hak ettiği dersi verendir ki Hz. Peygamber savaştan sonra Ebu Cehil’in kılıcını, kendisine hibe eder. Ve Uhud savaşında ortaya çıkan panik esnasında, Hz. Peygamber’in yanından ayrılmayan dört sahabeden birisidir o.

Bütün hayatını Peygamber’e hizmete adayıp, onun yanından bir an olsun ayrılmak istemeyen İbn Mesud, sahabe arasında gerek ahlak gerekse dini tutum ve davranış itibariyle Hz. Peygamber’e en çok benzeyenlerdendir.

Nitekim Huzeyfe b. Yemam’a (r.a): Resulüllah’ın (s.a.v) davranışlarına en yakın olan kimseyi tanıtın da kendisinden (istediklerimizi) alalım denildiğinde;

  • O, Bütün bu hususlarda Resulüllah’a (s.a.v) en yakın olarak İbn Mesud’dan başkasını bilmiyorum cevabını vermiştir.

Hz. Ömer de İbn Mesud’u muallim ve vezir olarak Küfe’de görevlendirdiğinde oranın halkına hitaben yazdığı meşhur mektubunda “Ben size Abdullah b. Mesud’u göndermekle sizi nefsime tercih ettim diyerek onun kendi katındaki kıymetine işaret etmiştir.

Hicretin otuz ikinci yılında altmış dört yaşında Medine’de vefat eder Abdullah b. Mesud.

Resulüllah’ın (s.a.v) rahmet pınarından bizlere pek çok hadis-i şerif nakledilir kendisinden. Kainatın Efendisi’nden (s.a.v) aktardığı şu ifadeler Müslüman kimliğinin vazgeçilmezi olarak vasıflandırılabilecek bir ilkeyi koyar önümüze:

  • Doğruluğa sarılınız. Şüphesiz ki, doğruluk iyiliğe, iyilik de cennete götürür. İnsan doğruyu söyleye söyleye, neticede Allah indinde sıddık (pek doğru sözlü)’ mertebesine yazılır. Yalan söylemekten kaçının. Çünkü kişi yalan söyleye söyleye neticede Allah katında kezzab (çok yalancı) olarak yazılır.”

Kaynak: Yrd Doç Dr: Salih Kesgin / Diyanet Aile Dergisi / Mart 2018 / bkz: 54-55

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.