Hayız, sözlükte akmak anlamına gelir. Dini literatürde ise herhangi bir hastalığı bulunmayan kadının rahminden gelen kana denir.
Hayız ve Süresi: Süfyan’ın şöyle söylediği nakledilmiştir: Hayız’ın en kısa süresi üç gün, en uzun süresi ise on gündür.
Hayız döneminde kadın yedi gün namaz kılmaz. Eğer bu zaman dolunca kadının adeti kesilirse, temizlik dönemi başlamış olur. Aksi takdirde yedi gün ile on gün arasında yine namaz kılmaz. Eğer bu zaman içinde adeti kesilirse, temizlik dönemi başlamış olur. On gün içinde adeti kesilmeyen kadın gusül abdesti alır ve namaza başlar. Zira o kadın artık özür kanı görmektedir.
Hayız on gündür. Bu süreden daha fazla kan gören kadın özür kanı görmektedir.
On günden fazla kan gören kadın, özür kanı görmektedir.
Hayız gören kadın on günden fazla kan görüyorsa, özür kanı gören kadın konumundadır. Gusül abdesti alır ve namaz kılar.
Kız çocukları belirli bir vakte kadar süren kanı görmekle buluğ çağına girerler.
Üç günden az ve on günden fazla kan gören kadınlar özür kanı görmektedirler.
Hamile kadının gördüğü kan da özür kanıdır. Çünkü hamile kalan kadının rahim ağzı kapanır. Dolayısıyla çocuğun tamamı veya büyük bir kısmı çıkana kadar oradan hiçbir şey çıkmaz.
Hamile iken kan gören kadın hakkında Hz. Aişe’nin şöyle dediğini nakledilmiştir: Bu kan, onun namaz kılmasına engel değildir.
Hamile kadın hakkında Hasan-ı Basri’nin şöyle söylediğini naklefilmiştir: Böyle biri, özür kanı gören kadın konumundadır, namazı bırakmaz.
Hamilelikle birlikte hayız olmaz. Doğum sancısı çeken ve çocuğunun üzerinde kan gören kadın hakkında Hasan-ı Basri’nin şöyle söylediğini nakledilmiştir: “Namaz kılmayı bırakır.” Abdullah ise böyle birinin doğum yapmadığı sürece namaz kılması gerektiğini söylemiştir.
Kaynak: Esad Muhammed Said es-Sağirci / Delilleriyle Hanefi Fıkhı / bkz: 107-108
