Al-i İmran 176-180 Arası Ayetlerin Tefsiri

Al-i İmran 176-180 Arası Ayetlerin Tefsiri

Al-i İmran Süresi 176. Ayet Meali: (Resulüm) İnkarda yarışanlar seni üzmesin; Onlar Allah’a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Allah ahirette onların hiç nasibi olmasın istiyor; onlar için büyük bir azap vardır.

Al-i İmran Süresi 176. Ayet Tefsiri: Kafirlikte yarışanlar seni üzmesin. Çabucak kafir olanların, kendilerini çabucak münafıkların arasına atarak kalplerindekini gizleyip konuştuklarını dillerinin ucuyla konuşanların verecekleri zarar seni üzmesin. Onlar Allah’a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Onlar kafir olmalarıyla Allah’a hiçbir zarar veremeyecekler, bilakis zararları kendilerine dönecek, kendileri zarar göreceklerdir.

Allah ahirette onlara bir nasip vermemeyi dilemektedir. Onların inkarcılıklarını değerlendiren Allah ahiret hayatlarında onlara bir nasip vermemeyi irade etmektedir. Onlar için büyük bir azap vardır (176)

Allah onlar için büyük bir azap hazırlamıştır. O azap, inkarcılıklarının ve münafıklıklarının cezası olarak huzurdan kovma, hasret ve mahrum bırakma azabıdır. Daha sonra Allah bu durumu şu kavli ile delillendirmiştir:

Al-i İmran Süresi 177. Ayet Meali: İmanlarını vererek kafirlik satın alanlar Allah’a hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Onlar için acıklı bir azap vardır

Al-i İmran Süresi 177. Ayet Tefsiri: Münafık oldukları için imanla inkarı değiş-tokuş edenler, bu yaptıkları değiştirme ile Allah’a hiçbir şekilde zarar veremezler. Onlar için bu dünyada öldürülme, aşağılanma azapları verilecektir. Ahirette de insanlık mertebesinden uzaklaştırılacaklardır.

Al-i İmran Süresi 178. Ayet Meali: İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz fırsatın sakın onlar için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Onlara verdiğimiz fırsat ancak günahlarını arttırmaya yarıyor. Onlar için alçaltıcı azap vardır.

Al-i İmran Süresi 178. Ayet Tefsiri: Ey Peygamberlerin en mükemmeli, sanmasınlar ki veya sanma ki bu dünyada kafirlere mühlet vermemiz onların iyiliği içindir. Onlar bundan fayda bulacaklar, şerefyab olacaklar sanma. Bilakis onlara mühlet veriyoruz ki günahları artsın ve bizim azaplarımıza müstehak olsunlar. Öbür dünyada onlara, bu dünyada düşmanlıklarından ve büyüklenmelerinden dolayı alçaltacak, aşağılayacak bir azap vardır.

Münafıklar Müminlere karışıp da onlarla beraber inanmış gibi göründükleri zaman, inanmış insanların söylediklerini inanmadan ve samimi olmaksızın dillerinin ucuyla söylemeye başladıkları vakit Allah mümini münafıktan ayırmak, samimi olanı mürai olandan ayırt etmek için şöyle buyurdu:

Al-i İmran Süresi 179. Ayet Meali: Ey inkar edenler!) Allah müminleri, pisi temizden ayırmadan bulunduğunuz hal üzere bırakacak değildir. Allah size gaybı da bildirecek değildir; fakat Allah (gaybı bildirmek için) peygamberlerinden dilediğini seçer. Artık Allah’a ve peygamberlerine iman edin; inanır ve sakınırsanız sizin için büyük bir ecir vardır.

Al-i İmran Süresi 179. Ayet Tefsiri: Kullarının kalplerini bilen Allah, ihlaslı samimi müminleri, müminlerle kafirlerin ve münafıkların zahiren karışık olduğu durumda bırakacak değildir. Sizin ihlasınız çeşitli belalarla ve musibetlerle sınandıktan ve sizleri imtihan edecek ve münafıklığında ısrar eden kötü ile Allah’ın tevhidine iman etmiş, onun kendisi için takdir ettiği kadere rıza gösteren iyiyi bir birinden ayıracaktır.

Allah sizin hepinize gaybı bildirecek değildir; yani kullarının kalplerinde gizlediklerini bildirecek değildir. Fakat her türlü kabiliyeti kapsamına alan Allah, peygamberlerden dilediklerini seçer, onlara vahiy yoluyla bildirir, kullarından kimlerin iman etmeye, kimlerin kafir olmaya istidatlı olduğunu öğretir.

Ey müminler, madem ki yaptıklarınız ve yapacaklarınız Allah katında malumdur, öyleyse sizi gerçek tasnife tutan Allah’a ve onun vahyetmesiyle sizleri tasnif eden peygamberlerine iman ediniz.

Eğer siz iman ederseniz ve iman ettikten sonra da İslam şiarlarını muhafaza eder korursanız, Allah’ın emirlerine karşı gelmekten sakınırsanız Allah katında sizin için büyük bir mükafat vardır. O mükafat sayesinde siz ubudiyet ve tevhid makamlarını gerçekleştirirsiniz ki bundan daha büyük bir mükafat da yoktur.

Al-i İmran Süresi 180. Ayet Meali: Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği nimette cimrilik gösterenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onlar için kötüdür. Cimrilik ettikleri mal kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

Al-i İmran Süresi 180. Ayet Tefsiri: Sakınılması ve uzak durulması gereken işlerden birisi de cimriliktir. Sen, Allah’ın kendilerine bahşettiği şeyleri biriktirmek veya evlatlarına intikal ettirmeyi arzulamak suretiyle cimrilik edenlerin yaptıkları bu cimriliğin kendileri için hayırlı olduğunu sanma, Allah katında faydasını göreceklerini sanma, onların bir azabını savacağını zannetme. Aksine kendileri için şerlidir, başlarına azap getirecektir.

Onlar kıyamet gününde, infak etmeyip de cimrice biriktirdikleri şeylerle bağlanacaklar ve cimriliklerinin cezası olarak yüz üstü cehennem ateşine doğru, vechullahtan mahrumiyet ve uzak kalmaya doğru sürükleneceklerdir.

Biliniz ki ey müminler;

Alem-i ervahta ve alem-i ecsamda olan her şeyin mirası Allah’ındır, onun kapsamı ve kuşatması altındadır. Dilediği gibi yapar ve tasarrufta bulunur. Onun mülkü tartışılmaz, onun hükümranlığının ortağı yoktur. Hüküm onundur ve olmuş ve olacak her şeyin geri dönüşü ona olacaktır.

Tek ve bir olan Allah, sizin yapmış olduğunuz her türlü hal ve hareketinizden haberdardır. Sizin işleyip de onun gözünden kaçırdığı hiçbir fiil ve söz olamaz.

Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C: I / bkz: 378-381

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.