Alışkanlıkları Değiştirmek – Güzelleştirmek
İtidalden sapmak bir illet, nefisteki bir hastalıktır. Nitekim itidale riayet beden mizacı için sağlamlık, itidalden ayrılmak da beden için bir illettir. Biz insan bedenini örnek alıyor ve diyoruz ki:
Nefis tedavisinde onu rezilliklerden ve düşük huylardan temizleyip faziletleri ve güzel ahlakı kendisine zerk etmek; bir bedendeki hastalıkları yok etmek suretiyle bedeni tedavi edip onu sıhhate kavuşturmaya benzer.
Beden mizacında aslolan itidaldir. Ancak, yiyecekler sebebiyle sağlam bir mide zarar görür, hastalanır ve itidalini kaybeder. Bunun gibi, her doğan çocuk mutedil, sağlam bir fitratta doğar; fakat çocuğun ebeveyni onu ya Yahudi ya Hıristiyan veya Mecusi yapar.
Yani alışkanlık ve eğitimle kötülükler kazanılır. Yine, beden ilk başta mükemmel olmayıp, büyümek ve gıda verilmekle nasıl gelişiyor, olgunlaşıyorsa; nefis de noksan, fakat olgunlaşmayı kabul edecek bir istidatta yaratılır. Nefsin tekamülü de ancak terbiye, ahlakı güzelleştirmek ve ilimle beslemekle sağlanır.
Yine, nasıl ki beden sağlam olduğu zaman doktorun vazifesi sağlığı koruyan kanunları hazırlamak, vücut hastalandığında ise sıhhati iade edecek tedbirleri almak ise; sendeki nefis de bunun gibidir. Eğer nefsin temiz, iyi huylarla bezeli ise, senin vazifen de nefsinin bu durumunu korumaya, onu daha çok güçlendirmeye, duruluğunu daha da artırmaya çalışmandır. Yok, olgun ve duru değilse; ona bu meziyetleri kazandırman gerekir.
Hastalığı gerektiren şeyler nasıl ki zıtlarıyla tedavi edilir ise; mesela; hastalık hararetten doğmuşsa soğukla, soğuktan mütevellid ise sıcaklıkla tedavi edileceği gibi kalp hastalığı olan kötü huylar da zıtlarıyla tedavi edilirler. Misal:
Cehalet hastalığı öğrenmekle; cimrilik illeti cömert olmaya çalışmakla, kibir hestalığı tevazu ile, açgözlülük marazı iştiha duyulan şeylerden zorla geri durmakla tedavi edilir. Yine, nasıl ki beden hastalıklarını tedavi etmek için diyet ve ilçların acılığına katlanmak gerekiyorsa, bunun gibi, gönül hastalığını tedavi için de mücabedenin acılığına tahammül etmek, sabır göstermek gerekir.
Hatta bu, birinciden daha önemlidir. Zira beden hastalığı ölümle sona erer. Halbuki kalp hastalığı Allah korusun öyle bir illettir ki ölümden sonra da ebediyen sürer gider.
Hulasa; gönüllerin tedavisinde genel yol, nefsin arzuladığı ve meylettiği her şeyde tam zıt bir yola girmektir. Allah Teala bunların hepsini yüce kitabında tek bir kelimede toplamış ve şöyle buyurmuştur;
Amma, kim Rabbinin makamından korktu, nefsini heva (ve he vesin) den alıkoyduysa, işte muhakkak ki Cennet onun varacağı yerin ta kendisidir (Naziat Süresi 40-41)
Nefisle cihadda en mühim temel, iradede sebat göstermektir. Kişi bir şehveti terk etmeye azmettiğinde onu bırakma sebepleri kolaylaştırılır ve bu Allah tarafından kendisi için bir imtihan ve deneme olur.
Şu halde kişi böylesine azimlerinde sabırlı ve sebatlı olmalıdır. Zira, kişi azmi terk etmeye nefsini alıştırırsa, nefsi buna ısınır, alışır ve tamamen bozulur. Allah bizi nefsin fesadından korusun
Kaynak: İmam-ı Gazali / İmam-ı Gazali’den Müminlere Vaazlar / bkz: 378-379