Allah Beni Seviyor mu Sevmiyor mu?

25/08/2024
8
A+
A-
Allah Beni Seviyor mu Sevmiyor mu?

Allah sevgisi, Peygamber Efendimiz (s.a.v), medeniyet, sadakat ve hakiki mümin, taklit ve rıza


Bir kimse Allah’ın kendisini sevip sevmediğini anlamak isterse kendisine baksın. Ahlak da, adet ve göreneklerde yaptığı iş, tuttuğu düzen, gittiği yol Allah (c.c)’ın ve Resulü (s.a.v)’nün emrine uyuyorsa, Allah o kimseyi seviyor demektir. Eğer uymuyorsa Allah o kimseyi sevmiyor demektir. Adab risalesinde de ‘Hakiki İslam, haliyle ve kaliyle (sözü ve yaşantısıyla) asr-ı saadeti yaşamaktır’ der

Yani ashabın Peygamber Efendimiz (s.a.v)’i sevdiği, ona tabi olup sünneti ile layıkıyla amel ederek, İslam’ın yolunda canlarını feda ettiği gibi bizim de kitap ve sünnete sarılarak, o yolda ihlasla amel ederek hareket etmemiz lazımdır. Yoksa bu iş sözde değil özledir, dil ile değil amel (yaşantı) iledir.

Ne yazık ki bugün zamanımızdaki bir çok Müslümanlarımız, dinimizin yüce emirlerini güzel adet ve ananelerini (göreneklerini) ve milli seciyemizi (benliğimizi) terk ederek, yabancı milletlerin çirkin modasını, havai hallerini alarak, güzel işlerimize tehlikeli bid’atleri yerleştirmiş ve (bu bir zarurettir, zamanın ihtiyaçlarındandır efendim) diyerek hareket ederler ve;

Geçmiş İslam büyüklerinin güzel adet ve göreneklerini de beğenmezler, hatta onu yapmaktan utanırlar ve yapanları da ayıplarlar. İşte böyle olan kimselerin imanları zaafa uğramış, basiretleri kapanmış, hak ve hakikati göremeyen, öleceğini ve ölümden sonraki başına gelecekleri düşünmeyen zavallı kimselerdir.

Böyleleri hakkında Peygamber Efendimiz (s.a.v);

  • Sünneti seniyyeme ittiba etmeyen (sünnetlerimi hayatında tatbik etmeyen) benden değildir
  • Her kim bir kavme (bir topluluğa) benzemeye çalışırsa, o kavmin etrafından (o topluluğun fertlerinden) sayılır

Şüphesiz bir kimse bir kavmin, bir zümrenin hayat tarzını taklide çalışır, onlara benzemeye uğraşırsa, onlara kalben aşırı derecede tutkun, vurgun bulunmuş olduğunu gösterir ki, onların fertlerinden sayılır.

Artık bir Müslüman dünya ve ahirette Allah (c.c)’ın rızasını, muhabbetini, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)’in ve kıymetli ashabının şefaat ve komşuluklarını arzu ederse onlara benzemeye çalışmalıdır. Onların izlerinden ve sözlerinden ayrılmamalıdır.

Zira Allah (c.c)’ı sevmek ve onun rızasını tahsil etmek, ahlakta ve kullukta en güzel uyulacak örneği olan Peygamberiimiz (s.a.v) Efendimizi sevmek ve O’nun sünnetleri ile amel ederek hareket etmekle mümkündür.

İşte akıllı ve faziletli, hakiki müminler dünya ve ahirette en büyük zevki, en yüksek saadeti, dini, içtimai vazifelerinde kendilerini Peygamber Efendimize (s.a.v) uydurmakla olabileceğini idrak ederek onun izini takip etmişler, daha dünyada iken Cenab-ı Hakk’ın rızasını tahsil ederek saadet ve selameti bulmuşlar, fazilet ve medeniyetin zirvelerine yükselmişlerdir.

‘VUSLATA ERİŞ, USULE RİAYET EDİŞTENDİR’

Kaynak: Osman Karabulut / İslam’da Evlilik Ve Mahremiyetleri / bkz: 15-16

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.