Allah’ım Beni Tekrar Dünyaya Gönder
Allah’ım! Gördük ve itaat Ettik. Bizi Tekrar Dünyaya Geri Gönder Diye Pişman Olup Sızlanıp Yakınmadan Önce
(Onlar) Allah’ı unuttular, bunun üzerine (O da) onları unuttu
- Daha doğrusu insan (bizzat) kendisine karşı bir şahiddir. Velev ki o, (bütün) mazeretlerini (meydana) atmış olsun (Kıyamet 14-15)
- Hakikat, biz insanı birbiriyle karışık bir damla sudan yarattık. Onu imtihan ediyoruz. Bu sebeple onu işitici, görücü yaptık. Gerçek biz ona (doğru) yolu gösterdik. İster şükredici (olsun o) ister nankör (İnsan 2-3)
- Ve (şunu) söylediler (söylerler): Eğer biz dinler yahut aklımızı kullanır olsaydık şu çılgın cehennem yaranı içinde bulunmazdık. Bu suretle günahlarını itiraf ettiler (ederler) (Mülk 10-11)
- Şimdi, yüzüstü, düşe kalka yürümekte olan kimse mi daha çok hidayete erendir, yoksa doğru bir yol üzerinde düpedüz (dimdik) yürüyen mi (düşünün)? (Habibim) de ki: O, sizi yaratan size kulak (lar), gözler, gönüller verendir. Siz ne az şükredersiniz. (Mülk 22-23)
Hani Rabbin Ademoğullarından onların sırtlarından zürriyetlerini çıkarıp kendilerini nefslerine şahid tutmuş, “Ben sizin rabbiniz değil miyim?” (demişti) Onlar da: Evet, (rabbimizsin) şahid olduk demişlerdir. (İşte bu şahidlendirme) kıyamet günü; Bizim bundan haberimiz yoktu dememeniz içindi. Yahut “Daha evvel ancak atalarımız (Allah’a) şirk koşmuştu, biz de onların ardından (gelen) bir nesiliz. Şimdi o batılı kuranların işlediği (günahlar) yüzünden bizı helak mi edeceksin?’ dememeniz içindi. İşte biz ayetleri öyle açıklarız. Olur ki (küfürlerinden) dönerler. (Habibim) Onlara o kimsenin haberini de oku ki biz kendisine ayetlerimizi vermiştik de o, bunlardan sıyrılıp çıkmış, derken şeytan onu arkasına takmış nihayet azgınlardan olmuştu. Eğer dileseydik onu bu (ayetler)le yükseltirdik. Fakat o yere saplandı, hevasına uydu. Artık onun sıfatı o köpeğin halı gibidir ki, üstüne varsan dilini sarkıtıp solur. Yahut kendi baline bıraksan yine dilini uzatıp solur. İşte ayetlerimizi yalan sayanlar gürühunun sıfatı budur. Artık sen (habibim) kıssayı (onlara) anlat. Belki iyice düşünürler. Ayetlerimizi yalanlayarak sırf kendilerine zulm etmekte olanlar gürühunun hali ne kötüdür. Allah kime hidayet ederse o doğru yolu bulmuştur. Kimi de saptırırsa onlar en büyük zarara uğrayanlarım ta kendileridir. Andolsun ki biz cin ve insten birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, idrak etmezler, gözleri vardır, görmezler, kulakları vardır işitmezler. Onlar dört ayaklı hayvanlar gibidir. Hatta daha sapıktırlar. Onlar gaflete düşenlerin ta kendileridir (A’raf, 172-179)
Günahkarların, Rableri huzurunda: Ey Rabbimiz! Gördük, işittik, şimdi bizi (dünyaya) geri çevir de güzel amel (ve hareketler) de bulunalım. Çünkü (artık) kat’i surette inananlarız (diye) başlarını eğdikleri zaman sen görsen (onları) Eğer biz dileseydik herkesi elbette hidayete erdirirdir. Fakat benden (sadır olan şu): Cehennemi bütün cinlerden, insanlardan muhakkak dolduracağım sözü hak olmuştur. O halde şu günümüzle karşılaşmayı unuttuğunuza mukabil tadım (azabı) Doğrusu (şimdi) biz de sizi unuttuk. Yapmakta (ısrar) ettiğiniz (kötülükler) yüzünden tadın o ardı arkası kesilmeyen azabı (Secde 12-14)
Selam hak edenlerin üzerine olsun vesselam…
İsmail Ekinci