Allah’a Ortak Koşmanın Diğer Adı: Şirk
Küçük şirk; İnsanlara karşı hafif bir riyakarlıkta bulunmak, Allah’tan başka biri adına yemin etmek gibi şeylerdir
Peygamber Efendimizin (s.a.v): “Kim Allah’tan başkası üzerine yemin ederse şirk koşmuş olur” buyurduğu rivayet edilmiştir.
Bir insanın başkasına Allah’ın ve senin dediğin gibi olur, bu Allah’tan ve sendendir, ben Allah’la ve seninleyim, benim Allah’tan ve senden başka kimsem yoktur, ben Allah’a tevekkül ederim ve sen olmasaydın bu iş olmazdı gibi sözler söylemesi de küçük şirktir
Bir insana bu tür sözler söylemek bazen onu diyen kimseye ve niyetine bağlı olarak büyük şirk de olur. Çünkü bir hadis-i şerife göre Hz Peygamber (s.a.v) kendisine; Allah’ın ve senin dediğin olur diyen bir adama, Beni Allah’a ortak mı ediyorsun? Sen yalnızca Allah’ın dediği olur de buyurmuştur.
Oysa o kimsenin Resulüllaha söylemiş olduğu söz diğerlerine nazaran çok daha hafif bir sözdür.
Şirk ifade eden fiillerden biri de müridin şeyhe secde etmesidir ki, bu hem secde edeni hem de edileni şirke götürür. Ancak ne gariptir ki; Tarikat ehli kendilerinin şeyhe secde etmediklerini, sadece hürmet ve tevazularından dolayı başlarını onun önüne koyduklarını iddia ederler. Onlara söylenecek olan son söz şudur;
Siz ne derseniz deyiniz secdenin mahiyeti başı secde edilen kimsenin önüne koymaktan ibarettir. Nitekim puta, güneşe, yıldıza ve taşa secde etmekte başı, onların önüne koymaktır.
Bazı sarıklı kimselerin birbirleriyle karşılaştıkları zaman öne doğru eğilip rükua varmaları da şirktir. Bu fiil Arapça da secde kelimesiyle ifade edilir.
Nitekim “Kapıdan secde ederek (yani eğilerek) giriniz (Bakara 58)” ayetindeki secde kelimesi eğilmeyle tefsir edilmiştir. Zira insanın alnı yerde olduğu kapıdan girmesi mümkün değildir.
Arapların rüzgarın esip de eğmiş olduğu ağaçlar için ağaçlar secdeye vardı demeleri de Arapçada secde kelimesinin eğilme manasına kullanıldığını gösterir.
Şeyhi ziyaret sebebiyle başı tıraş etmek de şirktir. Çünkü bu, Allah’tan başkasına ibadet etmektir ve başı tıraş etmek suretiyle sadece sadece Hacda Allah’a ibadet edilir.
Şirk Koşmak Nasıl Olur?
Şirk çeşitlerinden biri de şeyhe tövbe etmektir. Bu büyük şirktir. Çünkü ancak Allah’a tövbe edilir (Hacıdan hocadan şeyhten tövbe isteyenlerin dikkatine). Tövbe, namaz, oruç, hac ve kurban gibi sadece Allah’a karşı yapılabilen bir ibadettir.
Bir hadis-i şeriflerde; Peygamberimizin huzuruna getirilen bir esirin “Allah’ım, ben sana tövbe ederim Ama Muhammed’e tevbe etmem” demesi üzerine Resulüllah (s.a.v) Hakkı hak sahibine verdi buyurmuştur. Dolayısıyla tövbe de secde ve oruç gibi ancak Allah’a yapılması yaraşan bir ibadettir.
Bir başka şirk çeşidi de, Allah’tan başkasına adak adamaktır. Bu fiil Allah’tan başkasına yemin etmekten daha büyük bir şirktir. Allah’tan başkasına yemin eden kimse, O’na şirk koşmuş olursa, ondan başkasına adak adayan kimsenin hali ne olur?
Allah’tan başkasından korkmak, rızık istemek, Allah’ın vermiş olduğu nimete karşı O’ndan başka birine teşekkür edip nimetleri ondan başkasına nispet etmek, Allah’a hamd etmekten kaçınmak, O’ndan başkasına tevekkül etmek, O’ndan başka birine boyun eğmek, itaat etmek, Onun takdir ettiği kaderi beğenemeyip kötülemek, kainatta Allah’ın dilemediği şeyin olacağına inanmak da şirktir.
Şirk çeşitlerinden biri de ölülerden medet ummak, onlardan yardım istemektir. Aslında bu husus genel manadaki şirkin esasını teşkil eder. Çünkü ölen kimse artık herhangi bir işi yapacak durumda değildir. O artık kendisinden yardım talep edene, ihtiyacını karşılamasını ve herhangi bir konuda kendisi için Allah’a aracı olmasını isteyene bir fayda sağlamak bir yana, kendi şahsına bile ne bir fayda sağlayabilir ne de zarar görmesine mani olabilir.
Ondan yardım istemek, şefaat eden ve edilenin Allah katındaki durumunu bilmemekten kaynaklanır. Çünkü bir kimse için Allah katında ancak O’nun izniyle şefaat edebilir.
Ayrıca Allah yardım istemeyi ve herhangi bir şey talep etmeyi şefaat etmeye izin vermek için bir sebep kılmamıştır. O’nun şefaate izin vermesinin tek sebebi, şefaat edilecek olan kimsenin tam bir tevhid inancı üzere olmasıdır. Oysaki Allah’a şirk koşan kimse bu konuda izne mani bir hal üzere bulunmaktadır.
Bu haliyle tıpkı yerine getirilmesine mani bir durumu ileri sürerek herhangi bir konuda yardım isteyen kimseye benzemektedir. Bütün müşriklerin durumları bundan ibarettir.
Ölmüş kimseye gelince o kendisi için dua edecek, rahmet ve bağışlanma dileyecek kimselere muhtaçtır.
Nitekim Hz Peygamber (s.a.v) bizlere, Müslümanların mezarlarını ziyaret ettiğimiz zaman onlara rahmet, af ve mağfiret dilememizi tavsiye etmiştir. Allah’a şirk koşanlar ise bunun aksini yapmaktadırlar.
Mezarları ibadet ihtiyacını yerine getirmek ve yardım dileme niyetiyle ziyaret etmektedirler. Mezarları ibadethane haline getirmekte, oraları ziyarete hac adını vermekte, oralarda vakfe ve baş tıraşlı yapmaktadırlar.
Hem hak ma’bud olan Allah’a şirk koşmakta, O’nun dinini değiştirmekte ve tevhid ehline düşmanlık etmektedir hem de onları ölülere saygı göstermemekle suçlamaktadırlar.
Oysa kendileri şirkleri sebebiyle Allah’a karşı saygısızlık etmekte, suçlama, kınama ve düşmanlık etmeleri sebebiyle de Allah’ın birliğine inanan ve O’na herhangi bir şekilde şirk koşmayan hak dostlarına saygısızlıkta bulunmaktadırlar.
Ayrıca onlar kendisini Allah’a ortak edindikleri kimselere de saygısızlık etmektedirler. Çünkü onların bu fiilleri sebebiyle kendilerinden razı olduğunu, onların bu fiilleri kendilerine emrettiklerini iddia etmektedirler. Böylece onların dostları olduklarını ileri sürmektedirler.
Halbuki bunlar her zaman ve mekanda peygamberin ve tevhid inancının düşmanlarının ta kendileridir. Bunlara icabet edip sapıtan ne çok bedbahtlar var! Allah’ın dostu İbrahim (a.s) ne güzel söylemiş:
Allah’ım! Beni ve oğullarımı putlara tapmaktan uzak tut. Ya Rabbi ! Şüphesiz bu putlar birçok insanı saptırırlar (İbrahim 35-36)
Şirke Düşmekten Kimler Kurtulabilir?
Küçük olsun büyük olsun, şirkten ancak tam manasıyla Allah’ın birliğine inanan, Allah’a şirk koşanlara düşman olan, onlara buğz ederek Allah’a yaklaşan, sadece Allah’ı dost, ilah ve ma’bud edinen, yalnız O’nu seven, O’ndan korkan, O’ndan uman, yardım isteyen, O’na boyun eğen, tevekkül eden, sığınan, O’nun emrine tabi olup rızasını gözeten, bir şey istediği zaman O’ndan isteyen, yardım dilediği zaman O’ndan dileyen, bir iş yaptığı zaman Allah adına yapan, tek O’na ait ve O’nunla olan kimseler kurtulabilir.
Son söz olarak şunu söylerim ki ;
Şayet kul, ümmetlerin helakına sebep olan iki hastalıktan, yani şirk ve inkardan kurtulabilirse, ondan sonrası kolaydır. Eğer bunlar sebebiyle helak olursa, helak olanlar kervanına katılmış olur. Ben de helak olanlara üzülmem.
Kaynak: İbn Kayyım El-Cevziyye / Medaricu’s Salikin / bkz: 312-315