A’raf Süresi 93-99 Arası Ayetlerin Tefsiri

A’raf Süresi 93-99 Arası Ayetlerin Tefsiri

A’raf Süresi, Musa Peygamber, Firavun, bütünlük, inanç, büyüklük, sıkıntı, kurtuluş, uyarı, takva, iman, bela, güvenlik, sorumluluk


A’raf Süresi 93. Ayet Meali: Şuayb onlardan yüz çevirdi ve onlara şöyle dedi: Ey kavmim, Rabbimin emirlerini size bildirmiştim ve size nasihatlarda bulunmuştum. Kafir bir kavme nasıl üzüleyim?

A’raf Süresi 93. Ayet Tefsiri: Onların başlarına gelenleri ve azabı hak edişlerini gördükten sonra Şuayb üzüntülü bir halde onlara şöyle dedi:

Ey benim gaflete dalmış, isyanda ve küfürde inat ve ısrar içinde bulunan kavmim! Bu başınıza gelenlerin olacağını ben size tebliğ ettim. Allah’ın izni ile size çok nasihatlerde bulundum. Ama siz benim nasihatlerimi kabul etmediniz. Benim sözlerime inanmadınız, dedi.

Daha sonra yaşadığı üzüntüden dolayı Allah’tan korktu. Allah’ın onları cezalandırmasına üzüldüğü için Allah’ın gazabına uğramaktan çekindi ve Allah’ın nimetlerini inkar eden, emirlerini kabul etmedikleri için azaba müstahak hale gelen kafirler için nasıl üzülürüm, dedi. Çünkü Allah yapacağını vaat ettiği şeyleri yapmıştı.

Allah eski helak olmuş ümmetlerin hallerini anlattıktan sonra, onların Allah’a karşı işledikleri suçları belirttikten sonra, kitaplarını ve peygamberlerini inkar edişlerini zikrettikten sonra, onların başlarına gelenlerin kendi kötü fiillerinden dolayı olduğunu belirtmiş ve şöyle buyurmuştur;

A’raf Süresi 94. Ayet Meali: Biz hangi diyara bir peygamber gönderdiysek oranın halkını açlık ve sıkıntı çekmeye zorladık. Biz helak olmuş memleketlerin hangisine bir peygamber gönderdiysek o bölge halkını önce açlık ve sıkıntı çekmeye zorladık. Umulur ki bize yalvarıp yakarırlar

A’raf Süresi 94. Ayet Tefsiri: Biz helak olmuş memleketlerin hangisine bir peygamber gönderdiysek o bölge halkını önce açlık ve sıkıntı çekmeye mahkum ettik ki acımasızlıkları kaybolsun, kalpleri yumuşasın. Yani onlar bize yalvarsınlar ve bize yönelsinler diye.

A’raf Süresi 95. Ayet Meali: Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik, nihayet çoğaldılar ve: Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık.

A’raf Süresi 95. Ayet Tefsiri: Onları önce sıkıntı içine soktuk fakat sonra onları rahatlattık. Sonunda da onların hem sayıları arttı, hem de güçleri fazlalaştı. Zamanın adeti böyledir. Önce sıkıntılar gelir, sonra da bolluklar. Babalarımızın başına da bunlar gelmişti, diyerek küfre saplandılar ve şükretmeye yanaşmadılar. Biz hiçbir ön işaret vermeden, ansızın onların canlarını aldık. Bu sırada onlar çok kör ve sarhoş oldukları için azabın ve cezanın geleceğini anlayamadılar

A’raf Süresi 96. Ayet Meali: Sonra kötülüğü değiştirip yerine iyilik getirdik, nihayet çoğaldılar ve: Atalarımız da böyle sıkıntı ve sevinç yaşamışlardı dediler. Biz de onları, kendileri farkına varmadan ansızın yakaladık.

A’raf Süresi 96. Ayet Tefsiri: Helak olmuş o ülkelerin asi halkları Allah’a ve onun kendilerine gönderdiği peygamberlerine iman etmiş olsalardı, Allah’ın emirlerine uygun olarak peygamberlerin bildirdiği haram şeylerden sakınsalardı biz onlara gökyüzünden inen ve yeryüzünden biten bereketler verirdik.

Fakat onlar tiynetleri kirli olduğu için ve fıtratları kötü olduğu için Allah’ı da yalanladılar, peygamberlerini de, kitaplarını da. Onlar yalanladıklarını açıklayınca, inkarlarını ortaya çıkarınca biz de onları elleriyle işledikleri suçları sebebiyle cezalandırdık. Kısaca biz onlara zulmetmedik, onlar kendi kendilerinin zalimi oldular.

A’raf Süresi 97. Ayet Meali: Yoksa o ülkelerin halkları azabımızın kendilerini geceleyin ve onlar uykudayken yakalamasından güvende midirler?

A’raf Süresi 98. Ayet Meali: Yahut o ülkelerin halkları, azabımızın kendilerini kuşluk vaktinde ve onlar koşup oynarken yakalamasından güvende midirler?

A’raf Süresi 99. Ayet Meali: Allah’ın mekrinden emin mi oldular? Allah’ın mekrinden emin olduğunu sananlar hüsrandakilerden başkası değildir

A’raf Süresi 97-98 ve 99. Ayetin Tefsiri:

  • Onları geceleyin yataklarında uyurlarken yakalayıp azap edeceğimizden korkmuyorlar mı?
  • Onları güpegündüz, dünya işleriyle meşgul olurlarken yakalayıp cezalandıramayacağımızı mı sanıyorlar?

Netice olarak;

  • Gaflet içinde olan o sapıklar, kendilerinin her halini kontrol etmekte olan Allah’ın kendilerini tutamayacağından emin mi oldular da onun intikam almasından ve cezalandırmasından korkmuyorlar?

Bilmiyorlar mı ki, onun elinden kaçıp kurtulacağını sananlar apaçık hüsran içindedirler. Güçlü ve her şeye kadir olan Allah’ın elinden kaçabileceklerini sananlar, kurtulabileceklerini sananlar kabiliyetlerinde ve fıtratlarında ebedi bir hüsran içinde olanlardan başkası değildir

Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C: II / bkz: 146-149

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.