Bölücü ve insanları aşağılayıcı hiç bir tavrın İslam’da yeri yoktur. Her insan, insan olarak aynı değere sahiptir. ‘Bir cana veya yeryüzündeki bir bozguınculuğa karşılık olmaksızın, bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir; bir insana hayat veren de bütün insanlara hayat vermiş gibi olur (Maide’32)’.
Bütün insanlar Adem’ dendir.Adem ise topraktan yaratılmıştır. Sonuçta dönüş toprağa, topraktan da Allah’ın huzurunadır.
Allah katındaki muttaki insan; Allah’tan başkasına kulluk etmeyen, yalnız Allah’a kulluk bilinci ile yaratılışındaki insani kimlik ve kişiliğini koruyup geliştiren, takva şuuru ile sosyal hayatta akli ve ahlaki kişiliğini gerçekleştirebilen insandır.
Salih amel bir müminin, Allah’ın lutfettiği imkanlarla O’nun rızasına, insan gerçeğine, akla ve bilime uygun işler yapması demektir.
Amel-i salih, doğası gereği fonksiyonel olan imanın özgün bir ürünü; iman gerçeğinin kalbe yerleştiği andan itibaren başlayan ve özden kaynaklanan ahlaki eylemler bütünüdür.
Kur’an’a göre, yetişkin her insan ya mümindir ya da iman etmediği sürece bir hiçtir. Ancak iman edip salih iş yapan kimse, yaratılıştaki ahsen-i takvim güzelliğini korumuş ve Allah nazarında insanlık değerini artırmış olur.
Onun ötesindekiler, kesinlikle kendilerini ‘hayvanlara benzetmiş hatta onlardan daha aşağıya düşürmüş’ sayılırlar.
Kur’an’da amel-i salih; iman ettikten sonra, Allah’ın rızası, emir ve yasakları gözetilerek samimiyetle yapılan iyilikler; kendisinde Allah’a ta’zim ve takva bilinci olan doğru, düzgün, sağlam ve özenle yapılmış her güzel iş; bilhassa estetik duygu ve düşüncenin eseri olan intizamlı işlerdir…
Kaynak: M. Zeki Duman / Beyanu’l-Hak / C:1 / bkz: 127-129