Cenazenin Yıkanması ve Kefenlenmesi

07/08/2024
5
A+
A-
Cenazenin Yıkanması ve Kefenlenmesi

Yıkama işini yapmak için cenaze önce teneşir denilen tahta bir sedir üzerine, ayakları kıbleye gelecek şekilde sırt üstü yatırılır. Teneşirin çevresi güzel kokulu bir şeyle üç, beş veya yedi defa tütsülenir. Göbeğinden diz kapağına kadar olan avret yeri bir örtü ile örtülür ve elbiseleri tamamen çıkartılır. Erkek ölüyü erkek, kadın ölüyü kadın yıkamalıdır. Cenaze yıkayan erkek veya kadın yıkayıcı, farz olan yıkama görevini yerine getirmeyi niyet etmeli ve Besmele ile başlamalıdır.

  • Yıkama bitinceye kadar da: “Gufraneke ya Rahman: Ey Rahman olan Rabbim, senin mağfiretini dilerim,” demelidir.

Yıkayıcı eline bir bez alarak örtünün altından ölünün avret yerlerini temizler.  Sonra abdest aldırmaya başlayarak önce cenazenin yüzünü yıkar. Ağzına ve burnuna su vermez. Yalnız dudaklarının içini ve dışlarını, burun deliklerini, göbek çukurunu parmakla veya parmağına sardığı bezle mümkün olduğu kadar siler. Ondan sonra elleri ile kollarını yıkar. Sahih olan görüşe göre, başını da meshedip ayaklarını da geciktirmeksizin hemen yıkar. Böylece abdest verilmiş olur.

Namazın ne olduğunu henüz anlamayacak bir yaşta olan çocuk ölünce, buna böyle bir abdest verilmez.

Cenazenin abdest işi tamamlanınca, üzerine ılık ve tatlı su dökülür. Saç ve sakalı taranmaksızın, varsa “hatmi” denilen güzel kokulu bir ot ile yoksa sabun ile yıkanır. Sonra sol tarafına çevrilerek önce sağ tarafı bir defa yıkanır. Böylece sağ ve sol yanları üçer defa yıkanır. Daha fazla yıkanabilirse de israf olmamalıdır. Bundan sonra cenaze hafifçe kaldırılır

Bu kaldırışta cenaze, yıkayıcının göğsüne veya eline ve dizine dayandırılır. Sonra karnı hafifçe ovulur. Bir şey çıkarsa su ile yıkanıp giderilir. Yeniden abdest ve vücudun tamamını yıkamaya gerek yoktur. Fakat şişip dağılmak üzere bulunan bir ölünün üzerine yalnız su dökülerek yetinilir. Ona abdest vermek ve üç defa yıkamak gerekmez.

Ölünün saçları ve tırnakları kesilmez. Sünnet olmamışsa, sünnet edilmez. Cenaze yıkanırken pamuk kullanılmaz. Yıkandıktan sonra havlu ve benzeri bir şeyle kurulanır. Ondan sonra kefen gömleği giydirilir ve geri kalan kefenleri yayılır. Başına ve sakalına “hanut” denilen kafur veya benzeri güzel kokulu bir şey konur. Secde yerleri olan alın, burun, eller, dizler ve ayaklara da kâfur konur.

Ölünün yıkanacağı yer kapalı olup yıkayıcı ve yardımcılarından başkası onu görmemelidir

Bir ölüyü, ona en yakın olan kimse veya takva sahibi güvenilir kimse yıkamalıdır. Bu yıkamak parasız olmalıdır.

Çünkü bu bir din görevidir. Öyle ki, yıkayıcı olarak bir kimseden başkası bulunmasa, bunun yıkama ücreti alması caiz olmaz. Fakat başka yıkayabilenler varsa, o zaman ücret alınabilir.

Erkek olan ölüyü erkek, kadın olan ölüyü de kadın yıkar. Bu yıkayıcılar taharet üzere bulunmalıdırlar. Bunların cünup, haiz, nifas halinde olmaları ve yıkayıcının gayri müslim olması mekruhtur.

Ancak Müslüman bir erkek hakkında gayri müslimden başka bir erkek ve Müslüman bir kadın hakkında gayri müslim bir kadından başka kadın bulunmadığı zaman bunlar yıkayabilirler.

Bir kadın vefat eden kocasını yıkayabilir. Çünkü kadın, iddet bekleyecektir. Bu iddet çıkmadıkça evlilik devam halinde sayılır. Fakat bir erkek, ölmüş bulunan zevcesini yıkayamaz. Çünkü erkeğe iddet gerekmez. Karısı ölünce, aralarındaki evlilik bağı kalkmış olur. Ancak onu yıkayacak bir kadın bulunmazsa, koca zevcesine teyemmüm verir. (Üç İmama göre, kocanın da zevcesini yıkaması caizdir.)

Henüz büluğ çağına yaklaşmamış (müştehat olmayan) bir kız çocuğunu erkek yıkayabildiği gibi, henüz mürahik (büluğ çağına ermemiş) bulunan bir erkek çocuğunu da kadın yıkayabilir.

Ölü olarak düşen bir çocuk, bir bez parçasına sarılarak gömülür, yıkanması gerekmez.

Erkek mi, kadın mı olduğu anlaşılmayan ve bu bakımdan kendisine “hünsa-i müşkil” denilen kimse ölünce teyemmüm ettirilir, yıkanmaz. Kefenlenme hususunda kadın sayılır.

Ölmüş olan bir Müslümanın başı ile beraber vücudunun çoğu bulunuyorsa yıkanır; kefenlenir ve namazı kılınır. Fakat başsız olarak yalnız vücudun yarısı bulunsa veya gövdesinin çoğu kaybolmuş olsa yıkanmaz, kefenlenmez ve üzerine namaz kılınmaz. Bir beze sarılarak gömülür.

Kefene sarıldıktan sonra ölüden çıkacak bir sıvı veya benzeri şeyler artık yıkanmaz.

  • Erkeğin kefeni; biri gömlek (kamis) yerine, biri don ve etek (izar) yerine ve biri de sargı-bürgü (lifafe) yerine olmak üzere yensiz ve yakasız etrafı dikişsiz üç kat bez;
  • Kadının kefeni ise; bu üç kata ilave olarak bir baş örtüsü ve bir de göğüs örtüsü olmak üzere beş kat bezdir.

Kaynaklar

  • Akademi Araştırma Heyeti / Bir Müslümanın Yol Haritası / bkz: 407
  • Ömer Nasuhi Bilmen / Büyük İslam İlmihali / bkz: 240-242
  • TURAN YAZILIM / Mürşit 5 / DVD
ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.