Cennete Girecek Kişilerin Özellikleri
Cennete girecek kişileri anlatan ayetler, cennete takva ve ihsan sahipleri girecek, İslam inancına göre cennete girecek kişiler özellikleri taşıyanlar
Saffat Süresi 48-49: Naim Cennetlerinde, Allah’ın halis kulları yanında, saklı deve kuşu yumurtası gibi göz değmemiş, iri/güzel gözlü, bakışlarını yalnızca eşlerine odaklayan kadınlar vardır.”
Sad Süresi 52: Müttakilerin / İslami iman ve hayat çizgisinde yaşayanların yanı başlarında bakışlarını eşlerine odaklayan, kendileri ile yaşıt (olan kadınlar) vardır.”
Vakia Süresi 35-37: “Biz onları; (Cennet’e girecek dünya kadınlarını) yeniden yaratacağız. Sonra da onları Ashabül-Yemin için eşlerine aşık ve onlarla yaşıt bakirelere dönüştüreceğiz.”
Rahman Süresi 56-58-70-72: “Cennetlerde / Cennet kadınları arasında bakışlarını eşlerine odaklayan ve kendilerinden önce hiçbir insanın ve cinnin ilişkiye girmediği eşler vardır. Sanki onlar, Yakut ve Mercan gibidirler, dudakları ve yanakları kırmızı, berrak ve bembeyaz dilberlerdir. Cennet’te / Cennet kadınları arasında yüzü ve ahlakı güzel mi güzel seçkin kadınlar vardır”
Nebe Süresi 31-34: “Hiç şüphesiz Müttakiler için kurtuluş, bahçeler, bağlar, göğüsleri yeni oluşmuş/kadınlığa henüz adım atmış kendileri ile yaşıt eşler vardır.”
Açıkça anlaşılacağı üzere, Cennet’e girecek kadınlar 12 özellikle vasıflandırılmaktadırlar.
Hiç şüphesiz bu vasıfların önemli bir kısmı fiziki cazibeyi, bir kısmı da ruhsal güzellikleri içermektedir. Bütün bu vasıflar cinsel hayatın varlığına da işaret etmektedir. Vakıa süresinin 35-37. ayetlerinde beyan edildiği üzere, yukarıda açıklanan vasıflara sahip olabilmeleri için genç-ihtiyar, güzel çirkin, sağlıklı-hasta Cennet’e girecek bütün dünya kadınları yepyeni bir yaratılışla ve bu vasıflarla yaratılacaklardır.
Kur’an’da Cennet Erkeklerinin Özellikleri
Örneklendirilerek açıklandığı üzere Kur’an-ı Kerim’de Cennete girecek kadınlar, cinselliği de içeren 12 güzellik vasfı ile nitelenmiştir. Cennet’e girecek erkeklerin vasıflarına ise açıklık getirilmemiştir. Ancak kadınlar gibi Cennet’e girecek erkeklerin de yepyeni bir yaratılışta yaratılacakları açıklanmıştır. Vakıa süresinin “…Sizi, bilmediğiniz bir şekilde inşa edeceğiz” anlamındaki 61. ayeti bu gerçeği göstermektedir.
Medeni sürelerde Cennet kadınları yanı sıra erkeklere de şamil olan ortak bir niteliğe yer verilmektedir. Ezvacün Mütahharetün (maddi ve manevi eksikliklerden arındırılmış) olma şeklindeki bu ortak nitelik, erkeklerin de kadınlar gibi özelliklere sahip olacaklarına işaret etmektedir. Güzellik vasıfları açıklanan kadınlar erkeklere eş kılınacağına göre erkekler de aynı güzelliklere sahip olacaklardır. Çünkü Cennet armağanları kadınlara verildiği gibi erkeklere de verilecektir.
Cennet kadınlarını vasıfları gibi, Cennet erkeklerinin vasıflarının açıklanmamasının -Allah bilir- bir sebebi, kadınların dünya hayatında olduğu gibi, ahiret hayatında da arzu edecek olmaktan çok arzu edilecek olmalarıdır. Bir diğer sebebi de yine dünyamızda olduğu gibi fiziki özelliklerin erkekten çok kadın için önem arz edecek olmasıdır. Bir üçüncü sebep olarak da Kur’an’a özgü üslub gösterilebilir. Çünkü Kur’an-ı Kerîm’de meselenin bazen bir yönü açıklanmakta, diğer yönünün takdiri açıklığı sebebiyle muhatabın kavrayışına bırakılmaktadır
Hadis-i Şerfler de Cennet Kadınlarının Özellikleri
Allah’ın Resulü şöyle buyurur: Cennetliklerin kendileri gibi Cennet’e girecek kadınları içinde öyle kadım vardır ki, bacağının beyazlığı üst üste giyilmiş dış ve iç giysileri altından bile iliğine varıncaya kadar görülür. İşte bu Allah’ın “Onlar Yakut ve Mercan gibidirler” buyurarak açıkladığı özelliktir. Bilirsiniz, Yakut bir taştır. İçinden bir ip geçirip baksan (saydamlığı sebebiyle) onu görebilirsin.”
Cennet kadınlarının tenlerinin inceliği, yumurtanın kabuğu içindeki beyaz kısmı örten şeffaf zarın inceliği gibidir
Cennet’e girecek kadınlardan biri yeryüzüne doğsaydı, doğduğu bütün yerlere ışığını ve hoş kokularını yayardı. Onlardan birinin baş örtüsu dünyadan ve içindekilerden daha hayırlıdır.
Cennetlik kadınlar, eşleriyle ilişki sonrasında bekaretlerini koruyacaklardır
Hadis-i Şeriflere Göre Cennet Erkeklerinin Vasıfları
Yukarıda sebeplerine de değinildiği üzere, Kuran-ı Kerim’de Cennet’e girecek erkekler. Cennet kadınlarına da şamil olan “Ezvacün Mütahharal maddi ve manevi eksiklerden arındırılmış” olma anlamında ki bir tek nitelikle vasfedilmişlerdir. Ancak Kur’an’ın genel olarak işaret ettiği erkeklere özgü görünüm özellikleri, bir ölçüde hadislerde açıklanmaktadır.
Örneğin Allah’ın Resulü şöyle buyurur:
Cennet’e ilk gireceklerin yüzü dolunay gibi parlayacaktır. Onların ardından Cennet’e gireceklerin yüzleri ise gökteki en ışıltılı yıldız gibi aydınlık olacaktır. Cennet’e girenler orada küçük ve büyük abdeste çıkmayacaklar, tükürüp süümkürmeyeceklerdir. Onlarım tarakları altındandır. Terleri misk kokacaktır. Buhurdanlıkları tütsü yapılan ağaçlardandır. Ahlaki hususiyetleri yücelikleri de bir / eşit olacaktır. Cennet sakinleri orada babaları Adem gibi atmış zira boyundadır.
Onların Ezvacı, kendilerine eşlik edecek özel hizmetçileri de iri gözlü Hurilerdir.
“Cennet’te bir araya gelinecek toplantı alanları (Sük) vardır. (Dünya ölçüsüyle) iki Cuma arası gibi aralıklarla Cennetlikler oraya gelirler. Esen bir meltem, onların giysileri ve yüzlerini okşar, daha bir güzelleşirler. Dönüşlerinde ise eşleri şöyle derler: Allah’a yemin ederiz ki bizden bu kısa süreli ayrılışınızdan sonra bile güzelliklerinize güzellik katmışsınız. Erkekler de kadınlarına, yemin ederiz, siz de öyle, daha bir güzelleşmişsiniz, diyecekler
Yukarıda sunulan ayetler ve hadislerden açıkça anlaşılacağı üzere Cennet kadınları ve erkekleri tasvir edilemez manevi zevkler yanı sıra, ileri derecede bir cinsel hayat yaşayabilmeleri için güç ve arzu gibi bütün özelliklere de sahip kılınacaklar, gerekli çevre şartları ve güzelliklerine de erdirileceklerdir. Onların özelliklerini açıklayan bir hadislerinde Peygamberimiz şöyle buyurmuştur.
Cennet’e girecek her bir mümin (erkek ve kadına) yemek içmek ve de cinsel arzu ve eylem yönünden yüz insan gücü verilecektir…
Kaynak: Ali Rıza Demircan / İslam’a Göre Cinsel Hayat / bkz: 680-684