Cinselliği Ticaret Haline Getirip Para Kazanmak
Cinsel haramların işlenmesi ve giderek artmasının baş sebeplerinden biri, hiç şüphesiz bu haramların meşrulaştırılması ve ticari yatırım alanı haline getirilmesidir. Yüce Allah insanları yeryüzünde kulluk denemesine tabi tuttuğu ve bu ilahi denemenin bir bölümü de cinsellik üzerinde olduğu için, inkarcılık ve ibadetsizlik gibi cinsel haramlar da işlenegelecektir.
Az sayıda da olsa, cinsel nitelikli haramların Allah’ın Resulünün toplumunda bile işlenmiş olması göstermektedir ki, hiçbir toplumun cinsel haramlardan bütünüyle arındırılması mümkün değildir. Çünkü insan Hakk’a olduğu kadar, batılada eğilimli bir varlıktır.
Hiç şüphe yoktur ki başta zina ve eşcinsellik olmak üzere cinsel haramlar ferdi ahlakı eritecek, ailevi ve içtimaî düzeni sarsacak kadar etkili suçlar, büyük günahlardır. Ne var ki bir toplumda değişik zamanlarda farklı kişiler tarafından gizlice işlenen cinsel suçlar, günahlar böylesine önemli sonuçlar tevlid edemezler.
Bunlar belirli erkeklerin suçları, muayyen kadınların günahları olmaktan öteye de gidemezler. Cinsel haramların cinsel anarşi boyutlarına erişerek ferdi, ailevi ve içtimai hayatı etkileyebilmesi için meşrulaştırılması ve ticari yatırım alanı haline getirilmesi lazımdır.
Cinsel haramlar tarih boyunca yıkıcı tesirlerini ancak değindiğimiz yollarla gerçekleştirebilmiştir. Bu tür haramların asrımızda böylesine korkunç bir yaygınlık ve etkinlik kazanabilmesi de aynı şekilde meşrulaştırılması ve ticari yatırım alanı haline getirilmesiyle olmuştur.
Cinsel Haramların Meşrulaştırılması ve Ticari Yatırım Alanı Haline Getirilmesi Ne Demektir?
a-) Cinsel haramların yasallaştırılması; eğitim kurumlarında, radyo-televizyon ve basın gibi kamuyu doğrudan etkileyen müesseselerde, insanların cinsel haramlar lehine şartlandırılarak teşvik edici bir ortamın hazırlanmasıdır. Bir de cinsel haramların suç olmaktan çıkarılarak failleri aleyhine soruşturma açılmaması ve cezai işlem yapılmamasıdır.
b-) Cinsel haramların ticari yatırım alanı haline getirilmesi ise cinsel haramlara götürücü ve yapılmasına ortam hazırlayıcı her türlü cinsel üretim ve hizmetlerin kazanç amacıyla ve devlet güvencesi altında yapılabilmesidir.
Yani her türlü pornografik (müstehcen) neşriyatın ve filmlerin üretilip pazarlanabilmesi, cinsel ağırlıklı eğlence merkezlerinin kurulabilmesi, genel ve özel nitelikli fuhuş evlerinin açılıp işletilmesi, ayrıca da her türlü imrendirici propagandanın yapılabilmesidir.
Bir toplumda arzettiğimiz şekilde cinsel haramların hepsi veya bir kısmı meşrulaştırılıp kazanç alanı haline getirilirse, o toplumun hayat damarlarının önemli bir kısmı kesilmiş olur. Böyle bir toplumda insani ve ahlaki değerleri canlı tutmak mümkün değildir.
Bunun içindir ki İslam Dini cinsel haramları birtakım nazarı öğütler olarak değil de Allah’a ve Ahiret Günü’ne imana bağlı cezai müeyyideli yasaklar olarak sunmuştur.
İslâm Toplumunda Cinsel Haramlar Meşrulaştırılarak Ticari Yatırım Alanı Haline Getirilemez
Halkı Müslüman ve yönetimi İslam olan hiçbir toplumda cinsel haramlar meşrulaştırılıp ticari yatırım alanı haline getirilemez. Çünkü Kur’an ve Sünnet yönetiminin varlık sebeplerinden biri de ilahi haramları ve pek tabii ki cinsel haramları yasaklamak, yapılması halinde faillerini süratle yakalayıp Allah’ın ve Peygamberin belirlediği cezaları anında uygulamaktır.
İslam toplumunda cinsel haramları değil propaganda edilip merkezlerinin kurulması, böyle bir tasavvurun açığa vurulması bile suçtur. Çünkü İslam, insanları insanların sömürüsü ve zulmünden kurtarmak ve Allah’a kulluk düzeyinde yaşatmak için gönderilmiştir.
Meşrulaştırılıp cinsel sömürü alanı haline getirilemeyeceği için, İslam toplumunda cinsel haramların yaygınlık kazanması mümkün değildir.
Tek tek bazı vakaların olması elbette ki mümkündür. İşlenebilecek cinsel haramların en aza düşürülmesi için İslam yalnızca hukuki cezalar getirmekle yetinmemiştir. Cinsel haramlar imana bağlanmış, ahiret azabı ile irtibatlandırılmıştır.
Cinsel Haramlar Yoluyla Kazanç Pistir, Haramdır
İslam Dini, zinayı ve zinaya götürücü işlemleri yasakladığı gibi, bu haramlar yoluyla kazanç sağlanmasını da yasaklamıştır. Daha açık bir anlatımla soyut zevk amaçlı eğlence ve fuhuş da, kazanca yönelik eğlendirici hizmetler ve fahişelik de haram kılınmıştır.
Allah’ın Resulü bir hadislerinde şöyle buyurmuşlardır:
- Şarkıcı erkek ve kadınların kazancı haramdır.
- Zinacı kadının kazancı pistir; haramdır.
Allah’ın Resulü haramlığını duyurduğu zina kazancından men ettiği gibi, zinadan kazananların kazancından yararlanmayı da men etmiştir.
İlk İslam toplumunda, Kur’an ve Sünnet, toplumun İslami şahsiyetini oluşturup şekillendirirken, bazı cahiliyet uygulamaları devam ediyordu. Bunlardan biri de çalışmaya gönderilen cariyelerin nasıl kazandığı araştırılmadan getirdiklerinin harcanıp yenilmesiydi.
Allah’ın Resulü nasıl kazandığını bilmeden cariyelerin kazancından yararlanmayı yasakladı.
Rafi b. Rufa’e bir gün Ensar topluluğuna geldi ve şöyle dedi: Allah’ın Resulü bugün bize şunları şunları yasakladı.
Salât ve selam üzerine o parmaklarıyla bir bir sayarak, cariyelerin ekmek yapmak, ip eğirmek ve yün atmak gibi bizzat elleriyle yaparak kazandıkları dışındaki kazançlarından yararlanmayı da yasakladı.
Cinsel Haramlara Ortam Hazırlayarak Kazanmak da Haramdır
İslam Dini, cinsel haramları bizzat yaparak kazanmayı yasakladığı gibi, yaptırarak kazanmayı da yasaklamıştır.
Kişinin cinsel haramlar işleterek kazanabilmesi için deyyus olması veya fuhşu organize etmesi ya da fuhşa zorlayıcı olması lazımdır. İslam bunların üçünü de ilahi azabın korkusunu yüreklere salarak yasaklamıştır.
Deyyus olmak: Biz bu tabiri, hadiste geçtiği gibi aynen kullandık.
Deyyus Kimdir?
Peygamberimiz değişik hadislerinde Deyyus şu şekilde tarif edilmiştir: Deyyus; eşini, kızımı, kız kardeşini vs. erkeklerden kıskanmayan adam ve onların yabancı erkeklerle düşüp kalkmasını kabullenen kişidir. (Kazanmak için) adamları ailesi üzerine salan adamdır)
Allah’ın Resulü deyyusu tanımlarken onların Allah’ın rahmetinden uzak kalacaklarını ve Cennetin kokusunu bile alamayacaklarını bildirerek deyyusluktan sakındırmıştır. Aslında deyyusluk münafıklıkla irtibatlıdır. Çünkü Allah’ın Resulü şöyle buyurmaktadır.
Cinsel kıskançlık imandandır. Cinsel kıskançlıktan yoksunluk ise münafıklıktandır
Bu sebeple gerçek müminin değil, ancak kalbine iman akmamış mümin görünümlü münafık kişinin deyyus olması mümkündür.
İslam’dan önce güzel cariyelerini organize ederek fuhuş yaptıranlar vardı. Ancak zina ve zinaya götürücü sebepler yasaklanınca ve zina kazancından yararlanma haram kılınınca, üstelik açık zinaya yüz sopa ve ölüm cezası verilince, organize fuhuş kendiliğinden ortadan kalktı.
İlk İslam Toplumunda olduğu gibi Kur’an ve Sünnete dayanacak her toplumda organize fuhşun ortadan kalkacağı şüphesizdir.
Burada bilvesile ifade edelim: İslam Toplumu’nda arzu ve iradeye dayalı fuhuş yapacak kadın bulmak da mümkün değildir. Çünkü İslam Toplumu’nda fahişeliğe özendirici propaganda yapılamaz. Cinsel haramlara düşürücü ortam oluşturulamaz. Kadının geçimi garantiye alındığından fakirlik yolu da istismar edilemez.
Cinsel arzularının şiddeti sebebiyle fahişe olan kadın ise yok gibidir. Kaldı ki İslam Toplumu, taaddüd-i zevcat ruhsatı sebebiyle evlenmek isteyen her kadının koca bulabileceği ve bulması için yardım göreceği bir toplumdur. Bu sebeble kadın ancak zorlanarak zinaya itilebilir ki, İslam bu yolu da tıkamıştır.
Sonuç olarak şu gerçeği, pekiştirerek bir daha açıklayabiliriz: İslam Dininin cinsel nizamının uygulanacağı hiç bir toplumda fuhuş için yeterli sayıda sermaye kadın bulmak da, organize etmek de mümkün değildir. Tek yol, fuhuşa zorlamaktır ki, o da yasaklıdır.
İslam Dininin tebliğ edilmeye başlandığı ilk toplumlar olan Mekke ve Medine toplumlarında cariyelerin sermaye olarak kullanıldığı organize fuhşun bir kaynağı da kaba kuvvetti. Fuhşa zorlamanın ana amacı, şüphesiz çıkar sağlamaktı. Ün sağlamak da gözetilen bir amaçtı.
Aşağıda sunacağımız tarihî belgeler, bu gerçeği açıklamaktadır.
Cahiliyet döneminde cariyesi olan kişi cariyesine belirli süre içinde kendisinden alacağı bir miktar para belirler ve onu fuhuş yapmak üzere salardı. İslam gelince ve zina yasağı konulunca Allah müminleri böylesine zora dayalı uygulamadan Nur Süresinin 33. ayetini indirerek men etti.
Münafıkların başı olan Abdullah b. Ubeyy’in Muaze isimli bir cariyesi vardı. Kendisine bir misafir geldiği zaman misafiri ile cinsel ilişkide bulunması için Muaze’yi gönderirdi. Ağırlamanın bu çeşidi ile amacı misafirinden çıkar sağlamak veya takdir görmekti. (Muaze Müslüman olduktan sonra zinaya baş eğmedi.)
Hz. Ebu Bekir’e giderek durumu ona şikayet etti. Hz. Ebu Bekir de durumu Allah’ın Resulüne arzetti. Allah’ın Resulü ise Hz. Ebu Bekir’e cariyeye el koymasını emir buyurdu.
Abdullah b. Ubeyy bu gelişme üzerine: Muhammed’den hakkımızı kim alacak? Yurdumuzda bize egemen oldu, diyerek feryadı bastı. İşte münafıkların başı Abdullah b Ubeyy’in sebebiyet verdiği bu olay vesilesiyle Allah müminlere, hükmü Kıyamet’e kadar geçerli şu yeti indirdi:
Dünya hayatının geçici menfaatlerini kazanmak hırsıyla yönetiminiz altındaki namuslu kalmak isteyen cariye kadınlarınızı fahişeliğe zorlamayın..””
Sunduğumuz dini vasıflı bu tarihi belgelerden ve Nur Süresinin değinilen 33. ayetinden anlaşılacağı üzere Yüce Allah, fuhşun yanı sıra fuhşa zorlamayı da yasaklamıştır.
Sonuç olarak deriz ki, yasaklı olduğu için fuhşa zorlamak İslam Hukukunda hukuki müdahaleyi ve cezayı gerektirir büyük bir suçtur.
Fuhşa Zorlamanın Anlamı: Dünya hayatının geçici menfaatini kazanmak hırsıyla namuslu kalmak isteyen căriyelerinizi fahişeliğe zorlamayın”.
Bu ayette yalnız cariyelerin geçmesi, devrimizdeki laik toplumların aksine ilk İslam Toplumunda hür kadınların değil de yalnızca cariyelerin fuhşa zorlanır olmasıydı. O dönemde ancak kimsesiz olan hür kadınlardan bazıları fuhuş yaparlardı. Bu sebeple ayetin hükmü geneldir
Ayette Namuslu kalmak isteyen ifadesine yer verilmesi, namuslu kalmak istemeyenlerin zorlanmasına ruhsat verildiğini belirtmek için değil, zorlamanın ancak namuslu kalınmak istenmesi halinde söz konusu edilebileceğine işaret etmek içindir
Kaldı ki haramların istenilerek yapılması veya karşılıklı rıza ve çıkarlara uygun düşürülerek yapılması onları haram olmaktan çıkarmaz
Kaynak: Ali Rıza Demircan / İslam’a Göre Cinsel Hayat / bkz: 532-538