Çocuğunuzla işbirliği Yapabilme adlı kitapta yer alan, yazar Elizabeth Pantley’in bu konudaki bazı önerilen oldukça akla yatkın görünüyor.
Mesela;
Çocuktan bir şey istendiğinde bunu ona açık ve net ifadelerle anlatmak, seçenekler sunmak, zaman tanımak pratikte rahat uygulanabilecek bir yöntem. Aslında burada işin yüzde 99’u ebeveyne düşüyor
Ebeveyn ne kadar iyi bir iletişim dili kullanabilirse ve çocuğun o anki psikolojisini ne kadar anlayabilirse çocukla işbirliği yapma oranı yüksek oluyor. Dolayısıyla çocuğunuza söz geçirmeye çalışırken ne tür cümleler kullandığımız şöyle bir gözden geçirmeniz gerekecek
Genelde aileler bir konuyu onaylamadıklarını anlatmak için uzun uzun analizler yaparak, bazen suçlayıcı konuşarak, hatta alay ederek ve bunların hepsini dolaylı anlatımlarla ifade ederek çocuğa bir takım mesajlar vermeye çalışırlar.
Böylece düşüncelerini iletmek isterken pek çok cümle kurmuş ve bu arada çocukla kavga etmenin yolunu da açmış olurlar. Dolaylı ifadeler kişiyi meramını anlatmaktan uzaklaştırır
Çocuk oturma odasındaki sehpanın üstünde yemek yiyor ve geride bıraktığı bulaşık ve dağınıklıkları kaldırması isteniyor. Çocuğa iki farklı yaklaşım sergilenebileceğini belirtiyor Panthley. Biri olumsuz, diğeri olumlu
Birinci mesaj çocuğun sadece dağınık olduğunu belirtmekle kalmayıp çok kötü bir çocuk olduğunu vurguluyor, suçlama ve memnuniyetsizlik gibi ağır olumsuz anlamlar içeriyor..
İkinci cümle ise çocuktan ne istendiğini kısaca izah ediyor ve bir de psikolojisini hazırlıyor:
Çocuğun bu duygusunu göz önünde bulunduran ikinci örnekteki anne aslında bilinçli olarak oyun bittikten sonra ibaresini ilave edip çatışma olasılığını azaltıyor
Çocuğa bir şeyler anlatmaya çalışırken söylediğimiz dolaylı ifadelere pek çok örnek verilebilir ama sanırım en çok kullandıklarımız şunlar:
Oysa ki “Kitaplarını toplamanı istiyorum Oyuna başlamadan önce ödevini bitirmelisin gibi net ifadelere mesajınız daha doğru anlaşmaktadır.
Dolaylı anlatımların yanında ebeveynin düştüğü bir diğer anlatım sıkıntısı da belirsiz ifadelerle konuşmasıdır.
Mesela;
Odanı topla sözü genelde dinlenmez. Oda ya dağınık kalır ya da çocuk odan topla sözünden ortalıktaki eşyaları dolaplara tkıştır anlamaktadır.
Açık ifade ile, “odanı topla, yani kitaplarını kitaplığa yerleştir, oyuncaklarını kutusuna ve elbiselerini dolaba as” şeklinde çocuktan odasındaki soruna yönelik neleri yapmasını istiyorsanız net olarak ifade etmelisiniz
Çocukla işbirliği yapmadaki başka bir kural ise şartı izin verme ya da yazarın ifadesiyle, Annenizin kuralını uygulama. Bu ifadelerde de annenin kurduğu cümle şekli çok önemli.
Çocuk dışarıda oynamak istiyor siz ise yemeğini bitirmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorsunuz. Çocuğa dönüp “Yemeğini yedikten sonra dışarda oynayabilirsin diyorsunuz. Burada sakıncali ifade şöyle olurdu:
Bu cümleler ebeveyn ve çocuk arasında farkında olunmasa da bir mücadele ve zıtlaşma başlatıyor. Cümlenin sonunda yasaklar ve emirler bulunan kelimeler kullanmaktansa izin veren, özgür bırakan ve tercih imkanı sağlayan ifadelere yer verilmesi daha rahatlatıcı bir iletişim şekli
Çünkü çocuk kendi seçtiği bir şeyi yapmaktan daha çok hoşlanıyor. Böylece her ikinizin de istediği oluyor.
Pijamalarını giymek istemeyen çocuğunuza uyumadan önce giydirdiğiniz pijamalarını göstererek seçme hakkı tanıdığınızda pijama giymek ona eğlenceli gelebiliyor.
Yalnız, seçenek sunarken dikkat etmeniz gereken şey her iki örneğin de sizin doğru gördüğünüz alternatifler olması. “Süt mü istersin, çikolata mı?” Diye bir öneride bulunursanız sağlıklı olanla sağlıksız iki zıt şeyi çocuğa aynı kulvarlarda sunmuş olursunuz
Kaynak: Hanzade Yücel / Semerkand Aylık Aile Dergisi / Ekim 2012 / bkz: 35-36