Çocuk Eğitiminde Anne-Baba Nelere Dikkat Etmeli?
Çocuklara ahlaki değerler öğretme, çocuklara doğru alışkanlıklar kazandırma, çocuklara nasıl davranılmalı, İslam’da çocuk eğitimi, çocuk terbiyesinde yanlışlar ve doğrular
Çocukları eğitme metodu, meselelerin en önemlisi ve en güç olanıdır. Çocuk, ana baba yanında bir emanettir. Onun temiz kalbi her çeşit nakış ve desenden beri, sade nadide bir cevherdir. O kendisine işlenen her gergefi kabul eder ve yöneltilmek istendiği her yöne yönelir.
Eğer, çocuk hayra alıştırılır, kendisine iyi şeyler öğretilir ise dünya ve ahirette saadete erer, onun sevabına ebeveyni, bütün hocalar ve eğiticileri ortak olurlar. Şayet kötülüğe alıştırılır, hayvanların ihmal edilip salıverildikleri gibi başıboş bırakılırsa, azar ve helak olur. Günahı da velisinin boynuna yüklenir.
Allah Teala (c.c) Hazretleri şöyle buyurur: Ey o bütün iman edenler! Kendinizi ve ailenizi ateşten koruyunuz (Tahrim Süresi 6)
Bir babanın yavrusunu dünya ateşinden korumasından ziyade ahiret ateşinden koruması daha mühimdir. Çocuğun korunması; onu terbiye etmek, ruhunu güzelleştirmek, ona güzel huyları öğretmek, onu kötü arkadaşlardan korumak, bolluk içinde yaşamaya alıştırmamak ve kendisine süsleri ve refah sebeplerini sevdirmemekle olur.
Çocuk küçükken bunlara alışırsa, büyüdüğünde bunların peşinde koşarak ömrünü heder eder de ebediyyen helak olur. Bilakis babanın vazifesi çocuğu daha ilk başta denetim (kontrol) altına almaktır.
Çocuğun dadılığında ve emzirilmesinde helal lokmayı yiyen, dindar, saliha bir kadın tutulmalıdır. Çocukta iyiyi kötüden ayırt etme (temyiz) belirtileri görüldüğünde daha güzel kontrol edilmesi gerekli. Çocuktaki temyiz çağının başlangıcı, utanmanın ilk belirtilerinin görüldüğü demlerdir.
Çocuk utanıyor, çekiniyor ve bazı hareketleri bırakıyorsa, bunları, kendisinde akıl nuru parladığı için yapıyordur. Çocuğun bu davranışları ahlakının mu tedil, kalbinin duru olduğunu gösteren müjdelerdir. Utangaç bir çocuğun ihmal edilmesi doğru değildir. Bilakis onun, haya ve temyiz kabiliyetiyle eğitilmesine yardımcı olunmalıdır. Şayet çocukta açgözlülük gibi kötü sıfatlar galip ise bu hususta terbiye edilmesi gerekir. Şöyle ki:
Yiyecekleri sağ eliyle alması, yerken Besmele çekmesi, önünden yemesi, başkalarından önce yemege başlamaması, yemeğe ve yiyenlere gozlerini dikmemesi, çabuk çabuk yememesi, iyi çiğnemesi, lokmaları arka arkaya dizmemesi, ellerini ve elbiselerini kirletmemesi tembih edilir.
Çocuk bazi vakitler yavan ekmeğe alıştırılmalı, ki, katığın şart olduğunu görmesin Çocuğun yanında çok yiyenler hayvanlara benzetilerek çok yemek kötülenmelidir. Yine, fazla yiyen çocuklar onun yanın da verilmeli, edepli ve az yiyen çocuklar ise övülmelidir. Yemekte başkaları kendisine tercih etmesi, yemeğe fazla önem vermemesi, yiyecekler nasıl olursa olsun o yiyeceklerle kanaat etmesi kendisine sevdirilip aşılanmalıdır.
Giyecek hususuna gelince.. Çocuğa renkli, ipekli olmayan elbiseler sevdirilmeli, bunların kadınların ve kadınımsı erkeklerin elbiseleri olduğu, erkeklerin böyle eşyaları giymekten kaçındıkları kendisine teker teker anlatılmalıdır. Herhangi bir çocuğun üzerinde renkli ve ipekIi elbiseler gördüğünde bu kötülenmelidir, yerilmelidir.
Çocukları bolluğa ve refaha, çok iyi elbiseler giymeye, duyup istediği her yere gitmeye alıştırmaktan kaçınılmalıdır. Zira çocuk büyüme çağlarının başında ihmal edilirse ekseriya kötü huylu, yalancı, haset, hırsız, ısrarcı, geveze, yılışık, hilekar ve beleşçi olur. Bütün bunlardan çocuk terbiye edilmekle korunur
Sonra, okula gönderilerek Kur’an’, hadisi, iyi kimselerin kıssalarını ve yaşayışlarını öğrenmesi sağlanır. Böylece ruhunda salih kişilere karşı sevgi ağacı dikilir.
Çocuğa aşkı anlatan şiirler ezberletilmemelidir. Bu tür şeyler çocukların kalplerine fesat tohumlarını eker.
Sonra, çocukta güzel huy ve beğenilen davranışlar görüldüğünde kendisini okşamak, sevineceği bir şeyle ödüllendirmek, halk arasında gerekir.
Eğer çocuk bazı hallerde terbiye ile bağdaşmayan kötü bir hareketi ilk defa yaparsa kusurunu görmezlikten gelmek, haya perdesini yırtmamak, ayıbını meydana çıkarmamak, herhangi bir şahsın da böyle şeyleri yapmasının tasavvur olunabileceğini açığa vurmamak icab eder.
Özellikle çocuk kusurunu gizleyip saklamaya özendiğinde (hiç üstüne varılmaz). Kabahati yüzüne vurulursa bu kez kendisine cesaret verir de yapacağı işlerin meydana çıkacağına aldırış etmez.
Çocuk ayni kusuru ikinci defa işlerse gizlice azarlanır. Yaptığı iş gözünde büyültülür ve kendisine: Sakin bundan sonra böyle şeyleri bir daha yapma! Sende bu gibi şeyler görülürse halk arasında rezil olursun denilir. Fakat, çocuğu her vakit azarlamamalıdır.
Çünkü böylesine sık sık tekdir edilmesi ve azar işitmesi kötü hareketlerde bulunmasını kolaylaştırır. Kalbinden sözlerin tesirini düşürür.
Baba, çocuklarına karşı konuştuğunda temkinli olmalı, (her zaman değil) ara sıra azarlamalıdır. Ana da çocuğunu babasıyla korkutmalı, onu çirkin davranışlardan sakındırmalıdır.
Çocuğun gündüzleri uyumasına engel olunmalıdır. Gündüz uykusu tembellik verir. Gece ise uykudan alıkonulmamalıdır.
Çocuk, organlarının sertleşmesi ve bedeninin de hantallaşmaması için yumuşak döşeklerde yatırılmamalıdır; ki, sonra sıkıntılara sabredemez Bilakis yatakta, elbisede ve yiyecekte mahrumiyete alıştırılmalıdır.
Gizlice yaptığı her işten men edilmelidir. Zira onu kötü bildiği için gizli yapıyordur. Buna engel olundu mu kötü davranışları bırakmaya alışır. Tembellik basmaması için gündüz bazı vakitleri çocuk yürümeye, harekete ve spora alıştırılmalıdır. Yine çocuk etrafını açmamaya ve koşarcasına yürümeye alıştırılır.
Yiyecek ve elbiseleriyle arkadaşlarına karşı övünmesine mani olunur. Bilakis tevazuya, birlikte yaşadığı herkese saygı göstermeğe, onlarla tatlı, yumuşak konuşmaya alıştırılır. Hoşuna giden bir şeyi çocuklardan almaması, büyüklüğün almakta değil vermekte olduğu, başkalarından bir şey almanın adilik, düşüklük, alçaklık olduğu, başkalarının elindeki lokmaya göz dikmenin köpeklerin tiyneti olduğu kendisine öğretilir.
Hasılı; çocuklara, altın gümüş sevgisi ve bunlara heves etmek kötülenir. Altın ve gümüşe karşı istek duymaktan, yılan ve akreplerden korkutulduğundan daha çok korkutulur. Altın ve gümüşün afeti, çocuklar (hatta büyükler) üzerinde ağının belasından daha çok zararlıdır.
Bulunduğu yere tükürmemesi, sümkürmemesi, başkalarının huzurunda esnememesi, başkasına arkasını dönmemesi, ayak ayak üstüne atmaması, avucunu çenesinin altına koymaması, başını dirseğine dayamaması -ki tembellik belirtisidir- öğretilir.
Çocuğa nasıl oturacağı tarif edilir. Çok konuşmaktan menedilir. Bunun utanmazlığa delâlet ettiği, kötü kimselerin adeti olduğu kendisine izah edilir.
Küçüklüğünde, alışkanlık haline getirmemesi için, doğru yalan yemin etmekten menedilir.
Bir büyüğü konuştuğu vakit güzelce dinlemesi, kendisinden üstün olan kimseye ayağa kalkması, ona yer açması, önünde oturması öğretilir.
Boş ve çirkin lakırdılardan, lanetten, sövmekten, kötü konuşan kimselerin yanına gitmekten menedilir. Kuşkusuz çirkin laflar çocuğa kötü arkadaşlarından sirayet eder.
Çocukları terbiye etmenin temeli, onları kötü arkadaşlardan korumaktır.
Çocuklar okuldan döndüklerinde, okulun yorgunluklarını üzerlerinden atıp dinlenmeleri için güzel oyunlar oynamalarına müsaade edilir.
Çocuğu oyundan alıkoymak, sürekli öğrenmeye zorlamak onun kalbini öldürür, zekasını körletir, yaşayışını zehir eder. Hatta çalışmaktan kurtulmak için kendi kendine hileler düşünür.
Ebeveynine, öğretmenine, mürebbiyesine, büyüklerine – tanıdık tanımadık herkese saygı göstermesi, onlara bildik gözüyle yanlarında oyun oynamaması öğretilir.
Çocuk temyiz çağına geldiğinde temizliği ve namazı terk etmesine müsamaha edilmez. Ramazanda ara sıra oruç tutturulur. İhtiyacı duyulan şer’i kanunlar kendisine öğretilir. Hırsızlıktan, haramdan, hiya. netten, yalandan, edebsizlikten menedilir.
Çocuk izah ettiğimiz bu ölçüler çerçevesinde yetiştirilirse, rüşdünü ispat devresine yaklaştığında bu meselelerin inceliklerini anlaması kolaylaşır.
Kaynak: İmam-ı Gazali / İmam-ı Gazali’den Müminlere Vaazlar / bkz: 387-390