DOLAR
21,2148
EURO
22,7633
ALTIN
1.324,32
BIST
5.291,71
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Parçalı Bulutlu
Salı Parçalı Bulutlu
24°C
Çarşamba Çok Bulutlu
23°C
Perşembe Çok Bulutlu
22°C
Cuma Az Bulutlu
23°C

Çocuklarda Vicdan Eğitimi

Çocuklarda Vicdan Eğitimi
30.01.2023 23:06
0

Empati, gerek yetişkin eğitiminde gerekse çocuk eğitiminde kullanılan etkili bir yöntemdir. Çünkü bireylerin birbiriyle özdeşlik kurabilmesi, birbirini anlayabilmesi kendisini karşısındakinin yerine koyabilmesi ile mümkün olur.

Birkaç yıl önceydi. Bir çocuk grubuyla mahalle camisinde çocuk kitapları üzerine bir etkinlik yapmıştık. Etkinlik sonunda çocukları ailelerine teslim edecekken iki engelli çocuğun caminin avlusunda dolaştığını gördük.

Çocukların her ikisi de hem bedensel hem zihinsel engelliydi fakat biri diğerinin tekerlekli sandalyesini sürecek kadar yürüyebiliyordu. Vücutlarını kontrol edemedikleri için el kol hareketleri sağlıklı insanlarınkiler gibi değildi.

Biz gördüğümüz manzara karşısında sarsılmış, yapabileceğimiz ne var diye düşünürken etkinliğe katılan çocuklardan birisi tiksinti ve korkuyla çığlık attı. Onu tehdit eden herhangi bir durum yoktu, çocuklar kendi hallerindeydiler ve camiye de herhangi bir beklenti ile gelmiş değillerdi.

Peki, etkinliğe katılan o çocuğun bu davranışına sebep neydi?

Gün içinde birçok defa bizden farklı olan, görünen, düşünen, yaşayan insanlarla karşılaşıyor veya aynı ortamı paylaşıyoruz. Karşılaştığımız bu durumlara ya da kişilere şaşırma, kızma, anlama, kabullenememe gibi çeşitli tavırlarla cevap veriyoruz.

Yetişkin olarak isimlendirilen bizlerin bile karşılaştığı durumlar karşısında izleyeceği tutumla ilgili sabit bir tavrı olamazken, dünyadaki kısacık yaşamı içerisinde hemen her şeyi çevresinden görerek öğrenen çocukların bu tarz bir davranışını vicdansızlık olarak isimlendirmek doğru değil.

Çocuklar yaşadıkları sınırlı dünya içinde sınırlı sayıda insanla muhatap oluyorlar. Kendilerine ya da çevresindekilere benzemeyen biriyle karşılaştıklarında doğal olarak şaşırıyorlar.

Daha önce nasıl davranmaları gerektiğine dair bir bilgi yüklenmemişse yanlış davranışlar gösterebiliyorlar. Böyle bir durumla karşılaşan ebeveynlerin öncelikle bunun, çocuğun kötü kalpli olması gibi bir anlama gelmediğini bilmeleri ve kötü davranışı pekiştirmesine sebep olacak şekilde çocuğu suçlamamaları gerekiyor.

Öte yandan yanlış davranış gösteren çocuğa “Senin bir suçun yok”, “Böyle bir tepki vermekte haklısın” gibi ifadelerle yaklaşmak da oldukça yanlış.

Hayatın her alanında olduğu gibi çocuk eğitiminde ve daha da özel ele alacak olursak vicdan eğitiminde orta yolu bulmak, ifrat ve tefritten kaçınmak durumundayız.

Bir bıçakla ilk kez karşılaşan çocuk, bıçağın kesme özelliğinden haberdar değildir. Bu yüzden eline almada cesur davranabilir. Onun elinde bir bıçak gören annesinin korkuyla tepki verdiği an, çocuk için bıçağın tehlikeli bir nesne olarak kayda geçtiği andır. Çünkü çocuklar karşılaştıkları yeni durumlara ne tepki vereceklerini çevresindeki insanların o duruma verdiği tepkiye göre belirlerler.

Ahlak kuralları çocuklukta sathi bir şekilde öğrenilir. Çocuk, davranışlarını iyi kötü şeklinde değerlerini çevreden duyarak kazanır.

Vicdanın sesi, ana-babanın sesinin yankısı gibidir. Hal böyleyken bu tarz olumsuz bir davranıştan yalnızca çocuğu sorumlu tutmak elbette mümkün değil. Empati, gerek yetişkin eğitiminde gerekse çocuk eğitiminde kullanılan etkili bir yöntemdir. Çünkü bireylerin birbiriyle özdeşlik kurabilmesi, birbirini anlayabilmesi kendisini karşısındakinin yerine koyabilmesi ile mümkün olur.

Kendi ülkesindeki savaş sebebiyle bizim ülkemize sığınan insanlara maddi manevi yardım etmenin vicdani bir görev olduğunu çocuklara anlatacaksak örneğin, çocuğun bir mülteciyle empati kurmasıyla işe başlayabiliriz.

Ülkemize sığınan bu insanların da bir zamanlar bizim gibi mutlu bir hayatlarının olduğunu ama bir gün ellerindekilerle yetinmeyen kötü insanların daha fazlasını elde etmek için bu insanları ülkelerinden attıklarını, bizim de onları bir süre kendi ülkemizde misafir edeceğimizi anlatabiliriz.

Fakat burada da dikkat edilmesi gereken husus; travmatik olabilecek kanlı savaş tasvirleri yapmamak ve aynısının kendi başına gelme ihtimalini bir paronaya haline getirmesine neden olacak ifadeler kullanmamaktır.

Vicdan eğitimi yapılırken çocuğun kendisini kolayca kahramanın yerine koyabileceği hikaye ve masal gibi edebî türlerden faydalanılabilir.

Çocuklar, ailede ya da çevresinde yakınlık hissettiği kimselerden gördüğü davranışları, taklit ve özdeşim yoluyla öğrenir ve zamanla bunları kendi davranışı hâline getirir. Çocukların taklit edeceği davranışları seçmesinde, o davranışları gösteren kişiye duyduğu sevgi ve verdiği değer etkin rol oynamaktadır.

Yalnızca vicdan eğitiminde değil, verilmek istenen eğitim hangi konuda olursa olsun, çocukların o eğitimin gerektirdiği davranışı, sevgi bağı ile bağlı olduğu kişiler üzerinde görmesi doğal bir öğrenmenin gerçekleşmesini sağlayacaktır.

O halde bize düşen, çocuklarımıza kazandırmak istediğimiz davranışları evvela kendi davranışımız haline getirmektir.

Kaynak: Fatma Nur Yılmaz / Diyanet Aylık Dergisi / Mart 2018 / bkz: 22-23

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.