Muhterem Müslümanlar!
Cenab-ı Hakkın kullarına bahşettiği sayısız lütuflardan biri de Cuma günüdür.
Cenab-ı Hakk şöyle buyurmaktadır:
‘Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınızda, hemen Allah’ın zikrine koşun ve alışverişi bırakın. eğer bilirseniz bu, sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca artık yeryüzüne dağılın ve Allah’ın lütfundan nasibinizi arayın. Allah’ı çok zikredin ki, kurtuluşa eresiniz (1)
Aziz Müminler!
Cuma namazı, tanışmamız, kaynaşmamız, yardımlaşmamız, birlik ve beraberlik şuurumuzu daha da kuvvetlendirmemiz, Allah’a birlikte yaklaşmamız için önemli bir vesiledir. Cuma namazı, camiye ve beş vakit namaza alışmamızın da ilk adımıdır.
Buna göre, Cumaya giderken temiz ve güzel elbiseler giyinmeli, insanlara rahatsızlık verecek her türlü kokular giderilmeli, ön safta boş yer varken arkada saf tutulmamalı, safları aralıksız ve düzgün tutmalı, ön safa geçmek için cemaat rahatsız edilmemeli, hutbe okunurken susup dinlenilmelidir. Mazeretsiz olarak cuma namazının terk edilmesinin günah olduğu unutulmamalıdır.
Ayrıca kadınlarında Cuma Namazlarında cemaate iştirak edebilecekleri bilinmeli, dini, milli ve ahlaki değerlerle yetişmeleri için de çocukların da Cuma Namazına gitmeleri de teşvik edilmelidir.
Sevgili Peygamberimiz bir hadis-i şeriflerinde; Cuma namazını usulüne uygun olarak kılanların günahlarının bağışlanacağını biz müminlere müjdelemiştir
Kur’an-ı Kerim de Cuma Namazı kılındıktan sonra Müslümanların yeryüzüne dağılıp Allah’ın kendileri için takdir ettiği rızkı aramaları emredilmektedir.
Şu halde Cuma Namazını kıldıktan sonra hemen işlerimizin başına dönerek, bir ibadet şuuru içinde çok çalışmalı, üretmeli, ülkemizi ve milletimizi kalkındırmak için elimizden gelen bütün gayreti göstermeliyiz.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Minberde Öğütler / bkz: 57-58 (1- Cuma 9-10)