La uhsıy senaen aleyke ente kema esneyte ala nefsik: Senin senanı ihsan etmekten acizim. Sen kendini sena ettiğin gibisin… diyerek; Cenab-ı Hakk’a hamd etmek ve O’nu övmekten aciz kaldığımızı itiraf ile O’nun azametli dergahına niyaz eder sığınırız. Sübhaneke ma arefnake hakkı marifeteke, sübhaneke ma abednake hakka hakibadetike: Sübhansın sen; marifetinin...
Dua Etmenin Edepleri ve ŞArtları
Bazı alimler de şöyle demiştir: Duanın kabul olması için bazı edep ve şartlar vardır. Bunlar duanın kabul olmasına ve istenen şeye kavuşmaya sebep olurlar. Bir kimse bu edep ve şartlara uygun dua ederse ve tam yaparsa, o duası kabul olanlardan olur. Yine bir kimse de o edep ve şartlara aldırmaz ve onlara uygun davranmazsa, o kimse duada haddini aşanlardan olur.
İbrahim b. Edhem’e (r.a) şöyle sorulmuş:
- Bizim halimiz ne olacak, Allah’a dua ederiz kabul olmaz?
- O şöyle dedi: Siz Resulü biliyorsunuz; ama onun sünnetine uymuyorsunuz.
- Kur’an’ı biliyorsunuz, onunla amel etmiyorsunuz.
- Allah’ın nimetlerini yiyorsunuz, şükrünü eda etmiyorsunuz.
- Cenneti biliyorsunuz, ama onu istemiyorsunuz.
- Cehennemi biliyorsunuz, ama ondan çekinmiyorsunuz.
- Şeytanı biliyorsunuz, onunla savaşmıyorsunuz, aksine ona uygun hareket ediyorsunuz.
- Ölümü biliyorsunuz ama ona hazırlık yapmıyorsunuz.
- Ölüleri gömüyorsunuz, ama onlardan ibret almıyorsunuz.
Kendi ayıp ve kusurlarınızı bırakıp, diğer insanların ayıplan ile meşgul oluyorsunuz. (Böyle yaparsanız Allah dualarnızını kabul eder mi?)
Kaynak: Abdülkadir Geylani / El Ğunye (Li Talibi Tariki’l Hak) / bkz: 703-704
Yorumlar