DOLAR
19,9662
EURO
21,3770
ALTIN
1.249,93
BIST
4.580,67
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
21°C
İstanbul
21°C
Az Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Çok Bulutlu
23°C
Çarşamba Az Bulutlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
23°C

Eşleriniz Evlatlarınız Birer İmtihan Olduğu Gibi; Servetiniz de Fitne ve İmtihandır

Eşleriniz Evlatlarınız Birer İmtihan Olduğu Gibi; Servetiniz de Fitne ve İmtihandır
20.02.2023 14:20
0

Allah, zengini şükredip etmemesi yönünden denediği gibi, fakiri de sabredip etmemesi yönünden tecrübe eder.

Eğer mal meşru yolda kazanılıp meşru yolda infak edilmişse, imtihanda muvaffak olunmuş demektir. Bu bakımdan malikin eline tevdi edilen mal bir fitne olmaktadır.

Bilin ki, mallarınız da, evlatlarınız da ancak bir fitnedir (imtihandır) (1)

“Amma insan, ne zaman Rabbi onu imtihan edip de kendisine (lütfu) kerem (ile muamele) eder, ona nimetler verirse, Rabbim beni şerefli kıldı der. Fakat ne vakit de onu deneyerek üzerine rızkını daraltırsa, şimdi de Rabbim bana ihanet etti der (2)

Bu ayetlerden anlaşılıyor ki;

Zengin şükreder, fakir de sabrederse, her ikisi de imtihanda muvaffak olmuş sayılır. Her ikisi de Allah’ın rızasını kazanmış ve her ikisi de aynı mertebeye ulaşmıştır.

Zengin de, fakir de kendi haline göre Allah’a taabbüd etmiştir ve her ikisi de vazifelerini yapmışlardır.

Malın nefs üzerindeki sultası herkesin malumudur. Nefis tabiatı itibariyle onu sever, adeta ona aşıktır:

“Hakikat o, mal sevgisinden dolayı pek katıdır (3)

“Malı pek çok seversiniz (4)

İnsanın mala karşı olan bu muhabbeti, çok kere onu tuğyana sevkeder ve Allah’ın tayin ettiği hududa tecavüz eder:

“Eğer Allah bütün kullarına (müsavat üzere) bol rızık verseydi, yeryüzünde muhakkak ki taşkınlık ederler, azarlardı. Fakat o, ne miktar dilerse (rızkı o kadar) indirir. Şüphe yok ki O, kullarının her halinden hakkıyla haberdardır, (her şeyi) kemaliyle görendir (5)

“Sakın, çünkü insan muhakkak azar. Kendisini (mal sebebiyle) ihtiyaçtan vareste gördüğü için (6)

Böylece mal, Allah’ın emirlerine tecavüz ve tuğyana sebep oluyorsa, mümine düşen vazife, kendini hududu aşacak şekilde mala hırs göstermemesidir. Bu şekilde elde edilecek bir mal, saadeti ikmaâl etmediği gibi nefsi de şereflendirmez ve Allah’a da yaklaştırmaz.

Ancak onu, gösterildiği şekilde kazanıp sarf etmekle, insan saadete ulaşır, nefsi şeref kazanır ve kadri yücelir:

“O mal, o oğullar dünya hayatının zinetidir. Bekaya erecek iyi (amel ve hareket) ler ise, Rabbinin nezdinde sevabca da hayırlıdır, emelce de hayırlı (7)

İşte insanın arzuladığı bekaya erecek amelleri, zengin ve fakir herkes işleyebilir. Her isteyen için onun kapıları açıktır. Orada perde yoktur:

“Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne evlatlarınızdır. Ancak iman edip de iyi amel (ve hareket) de bulunanlar müstesna. Çünkü onlar, onlar için yaptıklarına mukabil kat kat mükafat vardır ve onlar emin (ve mutmain) en yüksek makamlardadırlar (8)

Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; zenginliği, malın çokluğu ile değil, gönlün zenginliği ile tarif etmişlerdir.

Kaynak: Doç Dr: İsmail Cerrahoğlu / Diyanet İlmi Dergisi / Mayıs 1970 / bkz: 136

(1-Enfal Süresi 28) (2-Fecr Süresi 15-16) (3-Adiyat Süresi 8) (4-Fecr Süresi 20) (5-Şura Süresi 27) (6-Alak Süresi 6-7) (7-Kehf Süresi 46) (8-Sebe Süresi 37)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.