Eğer mal meşru yolda kazanılıp meşru yolda infak edilmişse, imtihanda muvaffak olunmuş demektir. Bu bakımdan malikin eline tevdi edilen mal bir fitne olmaktadır.
▬ “Bilin ki, mallarınız da, evlatlarınız da ancak bir fitnedir (imtihandır) (1)“
▬ “Amma insan, ne zaman Rabbi onu imtihan edip de kendisine (lütfu) kerem (ile muamele) eder, ona nimetler verirse, Rabbim beni şerefli kıldı der. Fakat ne vakit de onu deneyerek üzerine rızkını daraltırsa, şimdi de Rabbim bana ihanet etti der (2)“
Bu ayetlerden anlaşılıyor ki;
Zengin de, fakir de kendi haline göre Allah’a taabbüd etmiştir ve her ikisi de vazifelerini yapmışlardır.
Malın nefs üzerindeki sultası herkesin malumudur. Nefis tabiatı itibariyle onu sever, adeta ona aşıktır:
▬ “Hakikat o, mal sevgisinden dolayı pek katıdır (3)”
▬ “Malı pek çok seversiniz (4)“
▬ “Eğer Allah bütün kullarına (müsavat üzere) bol rızık verseydi, yeryüzünde muhakkak ki taşkınlık ederler, azarlardı. Fakat o, ne miktar dilerse (rızkı o kadar) indirir. Şüphe yok ki O, kullarının her halinden hakkıyla haberdardır, (her şeyi) kemaliyle görendir (5)“
▬ “Sakın, çünkü insan muhakkak azar. Kendisini (mal sebebiyle) ihtiyaçtan vareste gördüğü için (6)“
Böylece mal, Allah’ın emirlerine tecavüz ve tuğyana sebep oluyorsa, mümine düşen vazife, kendini hududu aşacak şekilde mala hırs göstermemesidir. Bu şekilde elde edilecek bir mal, saadeti ikmaâl etmediği gibi nefsi de şereflendirmez ve Allah’a da yaklaştırmaz.
Ancak onu, gösterildiği şekilde kazanıp sarf etmekle, insan saadete ulaşır, nefsi şeref kazanır ve kadri yücelir:
▬ “O mal, o oğullar dünya hayatının zinetidir. Bekaya erecek iyi (amel ve hareket) ler ise, Rabbinin nezdinde sevabca da hayırlıdır, emelce de hayırlı (7)“
İşte insanın arzuladığı bekaya erecek amelleri, zengin ve fakir herkes işleyebilir. Her isteyen için onun kapıları açıktır. Orada perde yoktur:
▬ “Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallarınız, ne evlatlarınızdır. Ancak iman edip de iyi amel (ve hareket) de bulunanlar müstesna. Çünkü onlar, onlar için yaptıklarına mukabil kat kat mükafat vardır ve onlar emin (ve mutmain) en yüksek makamlardadırlar (8)“
Peygamber Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde; zenginliği, malın çokluğu ile değil, gönlün zenginliği ile tarif etmişlerdir.
Kaynak: Doç Dr: İsmail Cerrahoğlu / Diyanet İlmi Dergisi / Mayıs 1970 / bkz: 136
(1-Enfal Süresi 28) (2-Fecr Süresi 15-16) (3-Adiyat Süresi 8) (4-Fecr Süresi 20) (5-Şura Süresi 27) (6-Alak Süresi 6-7) (7-Kehf Süresi 46) (8-Sebe Süresi 37)