Oğlum!
Takvaya sarıl, dinin sınırlarını iyi koru. Nefsine, arzularına, şeytana ve kötü arkadaşlara uyma. Gerçek iman sahibi, bunlarla mücadele ederken başından miğferi çıkarmaz, kılıcını kınına sokmaz, atının sırtını üzengisiz bırakmaz, Allah dostları gibi uyur
Oğlum!
Dert gelince onu sabırla karşıla ve deva gelinceye kadar bekle. Deva gelince onu da şükürle karşıla. Bu hal üzere olursan mutlu olursun
Oğlum!
Yiyeceği, içeceği, giyeceği, evleneceği ve oturacağı tasa etmeyesin. Bunlar nefsin arzu ve hevesleridir. Kalbin ve sırrın arzusu olan Hakk’ı aramak nerede? Neyi düşünüyorsan senin kaygın odur. Öyleyse sen Rabbini ve onun nezdindekileri düşün. Dünyanın yerini alacak ahiret, yaratılanların yerini alacak Yaradan var. Sen bu dünyada her neyi terk edersen, O ahirette sana onun yerini dolduracak bir şeyi, hatta ondan daha iyisini halkeder. Dünyada yaşayacağın yalnızca bu günün kalmış farzet ve ölüm meleğinin gelmesini bekleyerek ahiret için çalış
Oğlum!
Allah’la aranda kapalı bir kapı kalmamasını istiyorsan Allah’tan sakın. Bütün kapıların anahtarı takvadır. Allah (c.c): ‘Her kim Allah’tan sakınırsa Allah ona bir çıkış kapısı açar ve ona hiç ummadığı yerlerden rızıklar verir (Talak-2-3)’ buyurmuştur.
Abdülkadir Geylani