Her anne ve baba kız ve erkek çocuklarını İslam terbiyesi ile terbiye edip, kız çocuklarına koca hukukunu, erkek çocuklarına da aile hukukunu öğrettikten sonra,evlenme çağları geldiği zaman münasibi ile evlendirmelidir.
Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
Diğer bir hadis-i şeriflerinde ise şu şekilde buyurmuştur;
Kız çocuklarını simaca ve ahlakça güzel, Müslüman ve dinine bağlı her hususta doğru ve güvenilir, yaşça dengi olan erkeğe verilmelidir.
Bir hadis-i şeriflerinde Peygamberimizin (s.a.v) şöyle buyurduğu rivayet edilmektedir;
Erkek evladını da terbiyeli, nezaketli, iffetli, simaca ve ahlakça güzel, işgüzar, evladını mesut edecek bir kızla evlendirmelidir.
Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v);
Bir kadın dört şey için yani;
Bunda da en ziyade Peygamber Efendimizin (s.a.v) buyurduğu din ahlakı aranılır. Bilhassa zamanımızda buna çok dikkat etmek lazımdır.
Diğer bir hadis-i şeriflerinde ise;
Kadının şerefinden, asaletinden ve zenginliğinden dolayı evlenen kimse için Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurmuş ve uyarmıştır:
✓ Allah-ü Teala
Kim ki;
Allah-ü Teala (bu evlenmede) o erkeği bu kadınla ve o kadını bu erkekle mesut eder
Çocukların bir hayat boyunca mesut bir yuva kurmaları, din ve imanları, şeref ve namusları ile yaşamaları, dünya ve ahiret saadeti ve selameti bulmaları anne ve babanın tam zamanında düşünerek verecekleri karara, irade-i cüziyelerini kullanışlarına, tutum ve davranışlarına bağlıdır.
Onun için anne ve babanın çocuklarına son vazifeleri olan evlendirme işlerini yaparken çok düşünmek, etraflıca sorup soruşturmak, düşünerek hareket etmeleri lazımdır.
Aksi halde anne ve babaların cahilane hareketleri ile çocuklarını maddi ve manevi ızdıraplara, çeşitli felaket ve sefalete düşmelerini mesuliyetlerini omuzlarında kalır.
Talak (boşama hakkı) şer’an erkeğin üzerinde olup, kadın erkeğin emrinde bulunduğundan evlenme işindeki durumu erkek evladından daha mühimdir. Bilhassa zamanımızda bu hususa pek dikkat etmelidir. Kız evladı en kıymetli, mühim ve şerefli bir emanettir.
Bu emaneti anne ve babalar münasibi gelince, emsali, taliplisi bulununca hemen vermeli, nikahı hususunda acele ederek emaneti sahibine teslim edip, yerine yerleştirmeli ve bu sorumluluktan kurtulmalıdır.
Ne yazık ki çok kimseler kızlarının münasip taliplisi geldiği halde makam ve mansıba, servet ve zenginliğe aldanarak, amir, memur ve zengin bir yere vermeyip bekletirler. Sonunda ise çeşitli felaketlere sebep olmuş olurlar.
Ya kızları başka biri ile dolaşır, anne ve babayı rüsvay eder veya kızı yaşlanarak evde kalır veyahut da sonu da kötü bir yere düşer de geçimsizliğe, türlü felaketlere maruz kalır ve sonu çaresiz bir pişmanlık olur. Bunun için Peygamberimiz (s.a.v);
Yine;
Ya Resulüllah: Eğer onda fakirlik ve asaletsizlik varsa?
Bir kimse zenginliğe tamah ederek veya makam ve mevkisine bakarak kız evladını dininden imanından haberi olmayan fasık bir kimseye verirse, böyle anne ve baba kız evladını manen katletmiş, dünya ve ahiret selamet ve saadetini yıkmış olur.
Böyle anne ve babalar hakkında da Peygamber Efendimiz (s.a.v);
Her kim ki kızını fasık bir kimse ile evlendirirse kat’i rahim etmiş (akrabalık hakkına zarar vermiş) olur buyurmuşlardır
Anne ve baba kız ve oğlan çocuklarını evlendirirken mesleğini, kabiliyetini, istidatını, niyet ve arzularını göz önüne alarak hareket etmelidirler. Çünkü kız olsun erkek olsun istekler, istidatlar farklıdır. Eğer bu hususlar göz önüne alınarak hareket edilmezse sonunda pişmanlık duyulmuş olur
Kaynak: Osman Karabulut / İslam’da Evlilik Ve Mahremiyetleri / bkz: 17-19