Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurdular: Evlenmenin en çok bereketli olanı, rızıkça, imkanca en kolaylık gösterenidir. Rivayete göre: Adamın birisi kızını evlendirebilmesi için Hasan-ı Basri’ye danışma ve istişare için gelir. Hasan Basri’de ona şöyle der: Kızını takva sahibi biriyle evlendir. Çünkü Allah’tan korkan birisi kızını severse, ona ikramda bulunur, saygılı olur. Eğer ona kızarsa, zulmetmez, onu ezmez.
Hasan Basri diyor ki: En ağır bela ve felaketler dört türlüdür:
1- Çocukların çok olması, ailenin kalabalık olması
2- Gelir düzeyinin oldukça az olması (standartların altında olması)
3- Kötü bir komşuya sahip olmak
4- Sana ihanet eden bir eşinin olması
Malid b. Dinar’a, hanımı Ümmü Yahya öldüğü zaman sorulur ve: Evlensenya denildiğinde şöyle cevaplar: Ben elimden gelse nefsimi boşayacağım
Bir bedevi demiş ki: Evlilik bir aylık mutluluk, ömür boyu sıkıntı, bir ölçü mehir ve sırtı kırmak -beli bükmektir-
Ebu Hureyre’nin rivayetine göre, Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
Üç durum var ki, yüce Allah’ın onlara yardım etmesi bir haktır:
1- Allah yolunda cihad edene yardımda bulunması
2- Allah’ın haramlarından kaçınmak için iffetle yaşamayı isteyerek evlenene
3- Alacağı borcu ödemeye niyetli olan, kölelikten kurtulmak isteyen kimseye
Bir haber de anlatıldığına göre: İsrailoğullarından bir adam şöyle der: Yüz kişiyle istişarede bulunup danışma yaptıktan sonra evleneceğim, yüz kişiyle istişare de bulunmadıkça evlenmeyeceğim.
Bu amaçla tam doksan dokuz kişiyle görüşüp danışır. Artık geriye bir tek kişi kalmıştır. Bunun için der ki, yarın sabahleyin ilk karşılaşacağım kişiyle görüşeyim, danışayım. Onun görüşüne göre hareket edeyim. Sabah olunca adam evinden ayrılır, bakar ki bir deli, kamıştan bir ata binmiş dolanıyor. Adam buna rastladığına üzülür. Ancak sözünden de dönmek istemez. Mutlaka görüşmesi gerektiği için çaresiz bir halde deliye yaklaşır. Bu sırada, deli rölundeki kişi adama: Dikkat et, Atım seni çiğnemesin der. Adam da ona: Birazcık atını durdur, beklet de bir şey sorup öğrenmek istiyorum der. Adamın isteği üzerine, deli adam atını durdurur. Adam ona derdini anlatmaya başlar ve: Ben Allah’a söz vermiştim. Bugün ilk karşıma çıkan kim olursa ona gidip danışacağım. Oysa şimdi karşıma ilk çıkan sen oldun. Ben evlenmek istiyorum, nasıl ve kiminle evleneyim der? Deli de ona:
1- Biri senin içindir ve senin lehine çalışır,
2- Biri senin aleyhindedir,
3- Üçüncüsü ise ya senin leyine ya da senin aleyhinedir
uzak dur, atım seni çiğnemesin der ve geçip gider. Adam diyor ki: Bunların ne anlama geldiğini kendine soramamıştım. Hemen gidip adama yetişir:
Ey arkadaş!
Atını biraz durdur. O da atını durdurur. Adam da ona yaklaşır ve: Bana söylediklerinin yorumunu istiyorum, çünkü ne demek istediğini anlayamadım der. Deli de ona:
Senin lehine olacak olan kadın; Hiç evlenmemiş bakiredir, başka bir erkek görmemiştir, gözü sende açılmıştır, dolayısıyla senin emrinde olur
Senin aleyhinde olacak olan ise; Senden önce başından bir evlilik geçmiş ve o evlilikten de çocuğu olan kadındır. Senin ekmeğini yer ama, hep ilk kocasına ağlar durur.
Senin lehinde ya da aleyhinde olacak kadın ise; Başından daha önce bir evlilik geçmiş bulunan ve çocuğu olmayan kadındır.
Eğer sen, ona eski kocasına göre daha hayırlı isen, senin lehinde olur. Değil ise aleyhinde olur dedi ve atını sürüp gitti. hemen adam peşinden yetişir ve ona: Sen bilge insanlar gibi konuştun fakat davranışın deli insanlar gibi der. Deli rolundeki adam:
İsrailoğulları beni kadı, hakim yapmak istediler, kaçtım, ancak hepsi üzerime geldiler, bende kurtulmak için deli rolunu seçtim ve kurtuldum der.
Rivayete göre bir adam Davut Peygamber’e gelir ve der ki: Evlenmek istiyorum, nasıl evleneyim? Hz Davud’da: Oğlum Süleyman’ın yanına var, ona sor der. Bu sırada Hz Süleyman henüz yedi yaşında bir çocuktur. Adam, Hz Süleyman’ın yanına gider ve bakar ki çocuklarla birlikte oyun oynuyor, kamıştan, tahtadan bir ata binmiştir. Adam Süleyman’a yaklaşır ve der ki:
Ben evlenmek istiyorum, nasıl ve kim ile evleneyim?
Hz Süleyman’da ona:
Sana tavsiyem sana kırmızı altun ve beyaz gümüş edinmelisin. Uzak dur atım çiğnemesin seni der. O da gelip olan biteni anlatır. Hz Davud adama:
Kızıl ya da kırmızı altun hiç evlenmemiş bakire kızdır, gümüş ise üzerinden evlilik geçmiş genç duldur. Uzak dur atım seni çiğnemesin sözü ise, sakın yaşlı ve çocuklu kadın ile evlenme demektir dedi.
Enes b. Malik’in anlattığına göre Resulüllah (s.a.v): Evlenmeyi emreder, tavsiyede bulunur ve bekarlığın şiddetli karşısında yer alır ve şöyle buyururdu:
Sizler kocalarını seven ve çocuk yapan kadın ile evlenin. Çünkü kıyamet gününde diğer peygamberlere karşı sizin çokluğunuzla övüneceğim.
Abdullah b. Amr b. As’ın rivayetine göre Resulüllah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
Doğrusu Allah dört şeye lanet okudu ve meleklerde buna amin dediler:
1- Allah kendisini kısır yaratmadığı halde evlenmekten kaçınan, uzak duran
2- Allah’ın kendisini kadın yarattığı halde erkekleşen kadın
3- Allah kendisini erkek yarattığı halde, kendisini kadına benzeten erkek
4- Kör olan birinin yolunu yaptırmayan, doğru yolu göstermeyen kimseye
Kaynak: Ebu’l-Leys Semerkandi / Bostanü’l Arifin / bkz: 385-388