Hac İbadetini Anlamak, Anlam ve Önemi
Hac; Dilleri, kültürleri, renkleri, ırkları, ülkeleri, sosyal ve ekonomik durumları farklı, ancak hedefleri bir olan milyonlarca Müslümanın ilahi aşkla bir araya gelmesi, birlikte Allah’a yönelmesidir.
Muhterem Müminler!
Hac mevsiminin başlamasıyla binlerce vatandaşımız yakınlarıyla birlikte büyük bir heyecan yaşamaktadır. Bu heyecan, mukaddes yolculuğa yaklaşmanın müjdesidir.
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim de; Gücü yetip de ulaşabilen insana Allah için beytullahı (Kabe’yi) Haccetmesi gereklidir (Al-i İmran Süresi 97) buyurmaktadır.
Değerli Kardeşlerim!
Hac, Hz Adem’den itibaren Peygamberlerin ve Hz İbrahim’in hatırasını benliğimizde yaşamaktır. İlahi vahyin eşiğini, Hz Peygamber’in tebliğini ve tevhid mücadelesini yakından tanımak, tarihle bütünleşmek, 1,5 milyarlık İslam dünyasından bu topraklara davet edilen sınırlı sayıdaki temsilciden biri olmanın hazzını ve sorumluluğunu omuzlarımızda hissetmektir.
Hac; Dünyanın dört bir tarafından gelen müminlerin birbiriyle tanışmaları, kaynaşmaları ve dertlerini paylaşmalarıdır.
Hac; iman ve ibadet bilincinin derinleştiği, din kardeşliğinin duygu ve davranışlara yansıdığı, İslam dinine mensup olmanın gurur ve heyecanın, sabır ve hoş görünün, yalnızlığın, mahşer duygusunun iç içe yaşandığı müstesna bir zamandır.
Hac, bir Müslümanın, malını Allah rızası için feda edebileceğini gösteren büyük bir kulluk göstergesidir. Günlük elbiselerini çıkararak İhrama giren bir mümin, dünyanın geçici olduğunu, makam, mevki gibi bütün varlığını burada bırakacağını, ahirete sadece kefenle gideceğini yaşayarak hisseder. Manevi duyguları doruk noktasına ulaşır.
Diğer bütün müminlerle birlikte, hep bir ağızdan;
(Buyur Allah’ım! emrine amadeyim Allah’ım. Senin eşin ve benzerin yoktur. Emret Allah’ım. Her türlü övgü sana mahsustur. Nimet de senin, mülk de senin. Senin eşin ve benzerin yoktur) diyerek TELBİYE’yi okur. Yüce Rabbinden af ve mağfiret diler.
Aynı şekilde Kabe’yi tavaf ederken Arafat da vakfe yaparken kendisi, aile fertleri ve bütün Müslümanlar için dua eder. İşte bu coşku ve heyecanla gözlerden akan yaşlar, günahlara kefaret, ruhlara şifa olur.
Muhterem Müminler!
Hac ibadeti, bize yeni bir kulluk şuuru kazandırıp, hayatımızı da yeni ve güzel bir sayfa açmalıdır.
Hutbemizi Peygamber Efendimizin şu hadis-i şerifleri ile bitirelim: Kim Allah için Hacceder, kötü söz ve davranışlardan sakınırsa (kul hakları hariç), annesinden doğduğu gün gibi (temiz ve günahlarından arınmış olarak evine) döner.
Allah katında makbul Haccın Karşılığı ancak cennettir.
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Minberden Öğütler / bkz: 106-107