Hesaptan Önce Hesap Verip Nefsimizi Hesaba Çekmeliyiz
İslam’da kişinin kendisini sürekli olarak muhasebe etmesi, yanlışları düzeltmek ve Allah’a yakınlaşmak, hesaptan önce hesaba çekilmek
Kul sağ salim sabaha çıkıp sabah namazını kıldı mı nefsini karşısına almalı ve ona şöyle demelidir:
Benim ömrümden başka malım yoktur. Ömür tükendikçe sermaye de tükeniyor. Ticaretten ve kazançtan umudum kesiliyor. Bu yeni gün de Allah bana müsaade verdi, ecelimi geri bıraktı; bugün de bana hayatımı lütfetti. Eğer beni öldürse idi; salih ameller yapmam için bir gün beni dünyaya döndürmesini isteyecektim. Öyle ise, (ey nefsim!) farzetki öldürüldün; sonra geri döndürüldün.
Aman aman, sakın bu günü heder etme! Her nefes, karşılığı olmayan birer cevherdir. Tembelliğe, atalete, gevşekliğe, istirahate meyletme Aksi halde başkalarının nail olduğu yüce derecelerden mahrum olursun. Cennete girsen bile, aldanma ızdırabı ve hasreti, tahammül edilmeyecek şekilde içinde kalır.
Büyüklerden biri şöyle der: Farz et ki günahkar affolundu Fakat iyilik edenlerin sevabından mahrum olmamış mıdır?
Bu sözü ile aldanma ve hasrete işaret etmiştir. Nitekim Kur’an-ı Kerim‘de şöyle buyuruldu: O günde ki (Allah) o toplama günü için hepinizi bir araya getirecek. İşte bu aldanma günüdür (Teğabun Süresi 9)
İşte kişinin bütün vakitlerinde nefsine vereceği öğütler bunlardır. Sonra, yeniden ayrı ayrı yedi azasına ki, gözler, kulaklar, dil, mide, ferç, eller ve ayaklardır- tavsiyelerde bulunur, onlara masiyetlerden korunmalarını salık verir.
Kaynak: İmam-ı Gazali / İmam-ı Gazali’den Müminlere Vaazlar / bkz: 667-668