İmam Gazzali’ye Göre; Evlenilecek Kadın (woman to marry)
When it comes to choosing a woman to marry, evlenilecek kadında aranması gereken özellikler
Evlilik bağının devam etmesi ve evlilikten güdülen amaçların mükemmel olarak tahakkuku için kadında aranılması mecburi olan ve geçimi kolaylaştıran hasletler sekiz tanedir:
- Din
- Ahlak
- Güzellik
- Az mehir
- Doğurganlık
- Bakirelik
- Soy
- Yakın akraba olmamak.
Din: Kadının dindar ve saliha bir kadın olması. Bu, temel vasıftır. Buna son derece önem vermek gerekir. Eğer nefsini ve iffetini koruma hususunda dini duyguları zayıf olursa kocasını küçük düşürür, halk arasında onun yüzünü karartır, kıskançlıkla kalbini karıştırır, hayatını zehir eder.
Eğer adam namusunu koruma, hamiyet ve kıskançlık yollarına girerse kurtulamaz. Yok göz yumar, aldırış etmezse dinine ve namusuna karşı ihanet etmiş olacağı gibi şerefsizliğe ve hamiyet azlığına da nispet edilir.
Eğer kadının, kocasının servetini yok etmekte veya başka hususlarda dini hisleri zayıfsa, yine adamın huzursuzluğu sürer gider. Koca susup karışmasa günaha ortak olur ve şu aşağıdaki ayete muhalefet etmiş olur:
- Ey iman edenler! Gerek kendilerinizi, gerek ailelerinizi ateşten koruyun (Tahrim Süresi 6)
Şayet kadının hareketlerini kınar ve karşı koymaya kalkarsa hayatı heder olur. Bunun için Peygamberimiz, dindar kadının (hayat arkadaşı) seçilmesini teşvik etmekte ısrarla durmuş ve şöyle buyrmuştur: Kadın malı, güzelliği, soyu ve dini için nikah edilir. Sen dindar olanı seç. (Eğer dediğimi yapmazsan) yoksul düşersin
Ahlak Bakımından Güzel Olması: Eğer kadın kötü huylu, kötü sözlü ve nankör olursa, onun zararı yararından daha çoktur. Kadınların diline karşı sabır göstermek, velilerin imtihan olundukları hususlardandır.
Yüz Güzelliği: Yüz güzelliği de arzulanan hasletlerdendir. Hanımı güzel olan, haramlara iltifat etmez, kendini korur. Çoğu kez insan tabiatı çirkin kadınla yetinmez. Bizim dindar kadının alınmasını teşvik eden hadisi nakletmemiz, güzellik vasfını hiçe saymamız anlamına gelmez.
Bil’akis onu nakledişimiz, kadının dini duygularının zayıf ve bozuk oluşuna bakmadan sırf güzelliği için yapılacak izdivacı engellemek içindir. Zira yalnızca güzellik çok defa evlenmekte müessir olur da din konusu umursanmaz.
Anlaşma ve sevginin ekseriya güzellikle meydana gelişi, güzellik kavramına önem verilmesinin lüzumunu gösterir. İslam dini de sevgiyi, ülfeti gerçekleştiren sebeplerin göz önünde bulundurulmasını benimsemiş, bunun için kişinin alacağı birisine bakmasını uygun görmüş ve şöyle buyurmuştur
Allah Teala birinizin gönlüne (herhangi biriyle evlenmeyi) düşürdüğünde, o kadına baksın. Zira bu bakış aralarında ülfetin doğmasına daha elverişlidir
Bazı vera sahipleri aldatmamak için kızlarını gösterdikten sonra evlendirirlerdi.
A’meş şöyle der: Kız ile oğlan birbirini görmeden yapılan her evliliğin sonu elem ve kederdir
Rivayete göre, Hz Ömer (r.a) devrinde adamın biri saçını sakalını siyaha boyar ve evlenir. Bir zaman sonra boyaları silindiğinde durumu ortaya çıkar. Kadın tarafı Hz. Ömer’e: Biz onu genç sanıyorduk diye şikayet ederler. Bunun üzerine Hz. Ömer adamı iyice döver «İnsanları aldattın der ve aralarını ayırır.
Aldanmak hem güzellikte ve hem de ahlakta olur. Güzellikteki aldanışı bakmakla, ahlaktaki aldanmayı da sormak ve soruşturmak suretiyle gidermek müstehapdır.
Kadının huylarını ve güzelliklerini ancak gözü açık, doğru sözlü, kadının iç ve dış durumlarına vakıf kimselerden soruşturmalıdır. Kadını tutan birisine sormasın; zira fazla över. Kadını kıskanan birinden de sormasın; ki, güzel vasıfları tam söylemeyebilir. Bu konuda doğru söyleyen kimseler pek azdır. Bil’akis tuzağa düşmek ve aldanmak çoktur. Dikkatli davranmak önemlidir.
Nikah Parasının (Mehir) Az Olması: Mehirde aşırı derecede fazlalık yasak edilmiştir. Sahabeden bazıları, değeri beş dirhem tutan bir altın karşılığında evlenmişlerdi. Said bin el-Müseyyeb (r.a) kızını iki dirhem mukabilinde Ebu Hüreyre’ye nikahlar. Sonra Kerimesini yanına alır, bizzat Ebu Hüreyre’nin evine bırakır ve döner. Yedi gün sonra da kızını ziyarete gider ve kendisine selam verir, esenlikler diler.
Bir hadiste şöyle bildirilir: Erken evlendirilmesi, tez tez doğurması ve mehrinin az olması kadının bereketindendir
Kadın tarafının fazla mehir istemesi mekruh olduğu gibi, erkeğin kadından mal istemesi de mekruhtur. Kadının, servetine tama olunarak nikah edilmesi doğru değildir. Erkek tarafı kadın tarafına bir hediye verdiğinde kadın tarafını daha fazla vermeye mecbur bırakmama
Veya kadın tarafı erkek tarafına hediye götürdüğünde, erkek tarafını daha çok götürmeye zorlamamalıdır. Karşılıklı hediyelerde, verdiğinden daha fazlasını beklemek bozuk bir niyettir ve şu ayetin kınaması çerçevesine girer: İyiliği, çoğu isteyerek yapma (Müddessir Süresi 6)
Kadının Doğurgan Olması: Bir kadının kısır olduğu bilinirse onu almaktan imtina etmelidir.
Alacağı Kimsenin Bakire Olması: Hz. Peygamber (s.a.v) dul bir kadınla evlenen Hz. Cabir’e şöyle demiştir: Bakire alsaydın ya:. Sen onunla, o da seninle oynaşırdınız
Kadının Soylu Bir Aileden Olması: Bunu söylemekle şunu demek istiyorum: Kadın dindar ve yaşayışları düzgün iyi bir ev halkından olmalı. Zira böyle bir kadın, çocuklarını güzel eğitir. Kadın terbiye görmemiş ve eğitilmemişse, çocuklarını iyi yetiştiremez, kendilerine gerekli terbiyeyi veremez. Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: Menileriniz için iyi bir kadın seçin. Kesinlikle damarlardaki kan çekicidir.
Kadının Yakın Akraba Olmaması: Zira bu yakınlık şehveti azaltır. İşte kadınlarda aranılması öngörülen hasletler bunlardır.
Evlenecek kadının hamisi durumundaki kimsenin; koca olacak kişide bszı hasletleri araştırması üzerine düşen bir vecibedir. Binaenaleyh, ahlakı kötü, fizik görünümü çirkin, dini duyguları zayıf, veya kadının haklarını yerine getirmekten sciz, veya soyca kadına denk olmayan kimselere kızını vermemelidir.
Kızını zalim veya ahlaksız veya bid’atçı veya içkici birisi ile evlendiren, akrabalık haklarını yerine getirmediği ve görevini kötüye kullandığı için dinine karşı cinayet işlemiş ve Allah’ın gadabına maruz kalmıştır.
Adamın biri Hasan-ı Basri’ye sorar: Birçok kişi kızımı istiyor; hangisine vereyim?
Hasan Basri: «Allah’tan korkana ver. Eğer kızını severse ona iyş davranır. Sevmez de kızarsa kendisine cefa etmez. öğüdünü verir.
Kaynak: İmam-ı Gazali / İmam-ı Gazali’den Müminlere Vaazlar / bkz: 203-206