İnsanın Öldükten Sonra Yeniden Dirilişi
Öldükten sonraki dirilişin, dünyadaki fiili örneklerinin her biri, bu inancın doğruluğunu gösterir.
Enfüsi deliller çerçevesinde zikredebileceğimiz tarihi bir delil şudur: Meydana gelmesinden önce tahmini bile mümkün olmayan, fakat gerçekleştikten sonra kabulünde tereddüde yer veren kaynağın mevsukiyeti sabit olduktan sonra, bunlar da göz önünde cereyan etmiş olur.
Öldükten sonraki dirilişin, dünyadaki fiili örneklerinin her biri, bu inancın doğruluğunu gösterir. Kur’an, haşir gerçeğini akıllara yaklaştırmak ve ispatlamak için bu olayları hatırlatır. Bunlar, gerçekleştikleri çağdakilere ışık tuttuğu gibi, her zaman ve mekandaki insanlara da mesaj iletmektedir.
Yahut şu kimse gibisini görmedin mi; duvarları, çatıları üstüne yığılmış (harap) ıssız bir kasabaya uğramıştı. Allah bunu böyle öldükten sonra nasıl diriltecek? demiştir. Allah da kendisini yüz sene öldürüp sonra diriltti. Ne kadar kaldın? dedi.
Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldım dedi. (Allah:) Hayır, dedi, yüz yıl kaldın. Yiyecek ve içeceğine bak, bozulmamış. Eşeğine bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye böyle yaptık. Kemiklere bak, nasıl onları birbiri üstüne koyuyor, sonra onlara et giydiriyoruz! Bu işler ona açıkça belli olunca: Allah’ın her şeye kadir olduğunu biliyorum dedi (Bakara Süresi 259)
Gelecek, geçmişin hatırasını sahiptir. Gerek uyku, gerekse ölüm, ilk uyanma da insanda bir iz bırakıp gidiyor. Öyle olmasaydı, öldükten sonra dirilen adam, o anda kendisini maziye bağlamaz, vücudunun o anda başladığını zannederek, kalmadım, yeni doğuyorum derdi.
Ayetteki, Allah bunu öldükten sonra nasıl diriltecek? ifadesinden kastedilen mana şu olabilir:
Ayetin son cümlesi ile öncesi ve sonrası dikkate alındığı zaman bu kişinin mümin olduğu sonucunu çıkabiliriz. Bu tespit, öldükten sonraki dirilişe inanmanın, araştırma ve incelemeye dayanan bir konu olduğunu ortaya koyması bakımından önemlidir.
Nitekim, bunu takip eden ayetten, Hz. İbrahim’in de böyle bir araştırma yaptığını öğreniyoruz (Bakara Süresi 260)
Diğer taraftan, kesilen bir ineğin parçasıyla vurulunca maktulün dirilip katilini söylemesi (Bakara Süresi 68-73); Kehf ve Rakim ashabının mağarada üç-yüz artı dokuz yıl kalmaları (Kehf Süresi 25);
Hz. İsa’nın çamurdan yaptığı kuşa, “Allah’ın izni ile” can vermesi ve yine “Allah’ın izni ile” ölüleri diriltmesi, bütün bunlar, öldükten sonraki dirilişe dair birer delildir.
Bunlar, istisnai durumlar olmakla beraber, Ahiret için birer delil olmaktadır. Bu akli ve nakli delillerin toplamı, haşir inancını perçinlemekte ve bu konuda hiç bir şüpheye yer bırakmamaktadır. Çünkü bu deliller, her an taze ve yenidir; insan, günlük tecrübeleri ile haşir örneklerini sürekli yaşamaktadır.
Kur’an’ın yeniden diriliş için sunduğu delillerin büyük çoğunluğu uzakta değil, herkesin yanı başındadır.
Kaynak: Diyanet İlmi Dergisi / 2007 / Sayı: 2 / bkz: 209-210