Dinimiz İslam; Birliği, sevgiyi ve kardeşliği emrederken, zulmü, azgınlığı ve fenalığı yasaklamış; haksızlığın dehşet verici şekillerinden biri olan terör ve şiddeti bir insanlık suçu kabul ederek, şiddetle men etmiştir.
Muhterem Müslümanlar
Yüce Allah, insanı ruh ve beden yapısıyla en güzel bir şekilde yaratmış (Tin 4), ona şan ve şeref, yeryüzündeki her şeyi onun hizmetine sunmuştur (Mülk 15). Bütün bu özellikleriyle insan, yaratılanlar arasında en seçkin ve en değerli varlıktır.
Yaratılış gayesine uygun olarak yaşayan insan, sevgi dolu, merhametli, hoş geçinen, güvenilir, ayrıca kendisiyle, ailesiyle, içinde yaşadığı toplumla ve bütün insanlıkla barışık olandır. Bu vasıflar kuşkusuz olgun Müslümanın belirgin özelliklerindendir.
Hz Peygamber’in; Müslüman, elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir buyurarak, Müslümanlık ile güvenilirlik arasında bağ kurması oldukça anlamlıdır.
Değerli Müminler!
Temeli barış, uzlaşma ve hoşgörüye dayanan, ismini de bu anlamlara gelen İslam kelimesinden alan yüce dinimiz;
Birliği, sevgiyi ve kardeşliği emrederken, zulmü, azgınlığı ve fenalığı yasaklamış; haksızlığın dehşet verici şekillerinden biri olan terör ve şiddeti bir insanlık suçu kabul ederek, şiddetle men etmiştir.
Kur’an-ı Kerim’de, haksız yere cana kıymak haram kılınmış ve bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmeye, bir hayatı kurtarmakta bütün insanlığı kurtarmaya denk tutulmuştur.
Hz Peygamber, savaş ortamında bile, Müslümanlarla savaşmayan gayr-i Müslim kadınların, çocukların, yaşlıların ve ibadetle meşgul olan din adamlarının öldürülmesini, ibadethanelerinin yıkılmasını, ağaçların kesilmesini ve hayvanların öldürülmesini yasaklamıştır.
Bütün insanlığa seslendiği veda hutbesinde de, Hz Adem’in çocukları olması itibari ile, insanların kardeş olduklarını; mallarının, canlarının ve kişilik haklarının dokunulmaz olduğunu ve her türlü haksız saldırıdan korunduğunu ilan etmiştir.
Yeryüzündeki bütün canlılara merhametle yaklaşmayı öngören, insanlara merhamet etmeyene Allah’da merhamet etmez buyruğuyla da bunu perçinleyen ve yaratandan ötürü yaratılanı hoş görme anlayışını yerleştirmeyi isteyen yüce dinimizin;
Erkek-kadın, çocuk-yaşlı ayırmadan masum insan kanını akıtan terör hareketlerini hoş görmesi asla hoş değildir.
İsmi ne olursa olsun ve kimden gelirse gelsin; terör, şiddet ve anarşinin İslam Dini ile hiçbir ilişkisi yoktur.
Bu şiddet hareketlerini herhangi bir dine, özellikle de İslam Dinine yakıştırmak asla mümkün değildir. Aksine, dinimiz her türlü anarşi, fesat, bozgunculuk ve terörü kesin bir dille haram kılmıştır.
Değerli Müminler!
Toplumsal huzursuzlukların ve barışın önündeki en önemli engellerden biri sayılan terör ve bozgunculuğa karşı koymak, toplum olarak birlik ve beraberlik şuurunu korumakla ve dinimizin buyruklarına uymakla mümkündür.
Bu itibarla yüce Rabbimizin “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin… (Al-i İmran 103)” buyruğu hepimize rehber olmalıdır
Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı / Minberden Öğütler / bkz: 38-39
