DOLAR
21,2877
EURO
22,8923
ALTIN
1.342,84
BIST
5.372,66
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Parçalı Bulutlu
Salı Az Bulutlu
23°C
Çarşamba Az Bulutlu
23°C
Perşembe Az Bulutlu
23°C
Cuma Az Bulutlu
24°C

İslam’da Fakirlere Gösterilen İhtimam

İslam’da Fakirlere Gösterilen İhtimam
20.02.2023 14:42
0

Kur’an-ı Kerim’in hemen hemen her yerinde fakir fukaradan bahsedilir. İslam ona her yerde yardım elini uzatmakta ve onu kalkındırmak istemektedir.

Meselâ zekattan bahsedilirken:

  • “Sadakalar ancak fakirlere, miskinlere… (1)

Harb ganimetleri bahsinde:

  • “… Bilin ki, ganimet olarak aldığınız herhangi bir şeyin mutlaka beşte biri Allah’ın, Resulünün, hısımların, yetimlerin, yoksulların, yolcunundur… (2)

İbadet mevzuunda:

  • Allah’a ibadet edin, O’na hiçbir şeyi eş tutmayın. Anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolda kalmışa, sağ ellerinizin malik olduğu kimselere (memluklerinize) iyilik edin. Allah, kendini beğenen ve daima böbürlenen kimseleri sevmez (3)

İyiliklerden bahsedilirken yine fakirler zikredilir:

  • “(Namazda ) yüzlerinizi doğu ve batı yanına döndürmeniz, birr (iyilik) değildir; fakat birr, Allah’a, ahiret gününe, meleklere, Kitaba ve peygamberlere iman eden, malı (nı Allah) sevgisiyle (yahut, mala olan sevgisine rağmen) akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışa, dilenenlere, köle ve esirlere veren… (4)

Akrabalık hakkı eda edilirken onlar yine unutulmaz;

  • “Hısıma, yoksula, yolda kalmışa haklarını ver (5)

İyilerin vasıflarından bahsedilirken yine onlardan bahsedilir:

  • “(Yemeğe olan) sevgi (lerine ve iştahlarına) rağmen yoksulu, yetimi, esiri doyururlar (6)

Yemin kefaretinde:

  • “… Bunun da kefareti ailenize yedirmekte olduğunuzun orta (derece) sinden on yoksulu doyurmak, ya giydirmek… (7)

Zihar keffaretinde:

  • “… Buna da güç yetiremezse, altmış yoksul (doyursun)… (8)

Ramazan orucu fidyesinde:

  • “… (İhtiyarlığından, yahut şifa bulması ümit edilmeyen bir hastalıktan dolayı oruç tutmaya) gücü yetmeyenler üzerine de bir yoksul doyumu fidye lazımdır. Bununla beraber kim gönül isteğiyle bir hayır yaparsa, işte bu, onun için daha hayırlı olur… (9)

Ramazan fitresi, Kurban bayramının kurbanı ve hacda işlenen mahzurlar için verilecek fidyelerde daima fakir ve yoksullar yer almaktadırlar, İslam’da fakirlere gösterilen ihtimam o derecededir ki, Allah onlara, zulmeden zalim meliklerin ellerinden kurtarmak için veliler göndermiştir:

  • “O gemi denizde iş yapan yoksullarındı. Onun için ben onu kusurlu yapmak istedim ki arkalarında her (sağlam) gemiyi zorla almakta olan bir hükümdar vardı (10)

Fakirlerin hakkını yok etmeyi düşünenlerin helake uğraması:

  • “Biz o bahçe sahiblerini belaya uğrattığımız gibi muhakkak bunlara da bela verdik. Hani (bahçe sahihleri) sabah dunca onu mutlaka devşireceklerine, biçeceklerine yemin etmişlerdi. (Bu babda) istisna da yapmıyorlardı. Halbuki onlar uyurlarken hemen Rabbinden (gönderilen) dolaşıcı bir bela onu sardı da, (o bahçe) simsiyah kesiliverdi. İşte sabaha karşı birbirlerini çağırdılar, devşirecekseniz erkence mahsulünüzü (devşirmeye) çıkın, diye. Derken aralarında fısıldaşarak gittiler: Sakın bugün karşınıza hiçbir yoksul (çıkıp) oraya girmesin, diye (fakirleri) men’e (sanki) güçleri yetecek adamlar tavrıyla erkenden gittiler. Fakat onu (bu halde) görüverince dediler ki: Herhalde biz yanlış gelenleriz. (Sonra hakikati anlayınca da) hayır biz mahrum (kalmış) larız. Ortancaları: Ben size demedim mi? (Allah’ı) tenzih etmeli değil miydiniz? dedi. Seni (tesbih ve) tenzih ederiz Rabbimiz. Hakikaten biz zalimlermişiz, dediler. Şimdi kabahati biribirlerine yüklemeye başladı (lar), yazıklar olsun bize, dediler. Hakikaten biz azgınlarmışız. (Ey) Rabbimiz: bize, bunun yerine, daha hayırlısını vermesi memuldür. Biz bütün dilek ve isteklerimizi (artık) gerçekten Rabbimize çevirenleriz (11)

Cemiyetler, aceze, duafa ve fukaralardan hali olamaz, işte İslam, cemiyetin bu durumunu asgari dereceye indirmek, fakiri ve fakirin bedenî kuvvetini korumak için elden geleni yapmış, onun da insan olduğunu asla unutmamıştır:

Burada miskini doyurmayı, Allah namazla aynı sıraya koymuştur. Hazret-i Peygamber de;

“İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez” buyurmuşlardır.

Kaynak: Doç Dr: İsmail Cerrahoğlu / Diyanet İlmi Dergisi / Mayıs 1970 / bkz: 137-139

(1-Tevbe Süresi 60) (2-Enfal Süresi 41) (3-Nisa Süresi 36) (4-Bakara Süresi 177) (5-İsra Süresi 26) (6-Dehr Süresi 8) (7-Maide Süresi 89) (8-Mücadele Süresi 4) (9-Bakara Süresi 184) (10-Kehf Süresi 79) (11-Kalem Süresi 17-32) (12-Müddessir Süresi 42-44)

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.