Peygamberimiz (S.A.V.) kadınları kastederek: «Allah’ın kullarını dövmeyin.» diye buyurduğu zaman, kadınlar bu sözden yüz almaya başladılar. Nitekim bu söz söylendikten bir müddet sonra Hz. Ömer (r.a.) Resûlullah’ın yanına gelerek: «Ey Allah’ın Resulü! Kadınlar kocalarına büsbütün kafa tutmaya başladılar» diye şikayette bulunur. Bunun üzerine;
Bu kere de kadınlar Peygamberin hanımlarına başvurarak kocalarından şikayetçi olmaya başladılar. Günden güne şikayetlerin sayısı kabarmaya yüz tuttu. Neticede
Peygamber (s.a.v): «Muhammed ailesine bir çok kadın başvurarak kocalarından şikayet etmektedirler. Hanımlarını dövenler şüphesiz ki sizin iyileriniz değildir» diye buyurdular. (1) Şimdi bir soru ortaya çıkıyor.
Hemen cevap verelim: İslamiyette erkek aile reisidir, evin girdisinden çıktısından o sorumludur. O yüzden kendisine karşı baş kaldıran eşini dövebilir. Evlilik birliğini doğrudan doğruya veya dolaylı yollarla yıkmaya yeltenen bir kadın dövülmeyi hakketmiş demektir. Yine Allah emirlerinden birine yan çizen veya O’nun yasaklarına aldırış etmeyen kadın da dövülür. Çünkü daha bir çok yerde de söylediğimiz gibi; «Yaratana isyan olan yerde, yaratılmışlara itaat yoktur.»
Bu sıraladıklarımızın dışında erkek, eşini dövmek yetkisine sahip değildir.
Nitekim Peygamberimiz (s.a.v):
«Hiç kimse eşini, kölesini döver gibi, dövmesin. Çünkü olabilir ki gün bitiminde onunla münasebette bulunabilir» (2) diyerek kadınlarla iyi geçinmeyi öğütlemiştir.
Dinimiz insanoğlunun iyiliğini kendisine konu edindiği için,
Ama terbiye etmek, irşat etmek ölçüsünün ötesinde, acıtıcı, yaralayıcı, kan akıtıcı ve bir yeri incitici tarzda dövmeyi yasaklamıştır. Böylesine hareket eden erkeğe ceza verir.
Hafifçe dövmenin yer ve zamanı sınırlıdır. Kadının eşlik vazifesini yapmaktan çekinmesi, izinsiz olarak gezip tozması, kocasının malını israfa varan bir ölçüde insafsızca harcamacı gibi durumlardır, bunlar. Bu durumlarda da erkek karısını hafif de olsa hemen dövemez.
Daha önce başvurulması gereken tedbirler şunlardır: Önce nasihatte bulunacak, düştüğü hataları tatlılıkla söyleyecek, eğer dinlemezse sertçe ihtarda bulunacak, yine dinlemezse o zaman hafifçe dövebilir.
Şunu belirtmek yerinde olacaktır. Erkek eşini hafifçe dövmek suretiyle yola getiremeyeceğini anlarsa, hafif de olsa dövmesi dinimizce doğru değildir. Çünkü kadını dövmekten maksat, onu yola getirmek ve terbiye etmektir. Bu maksat yerine gelmeyecekse, dövmek, tecavüzden başka bir mana taşımaz.
Not: Kur’an da hafifçe kadınların dövülmesine dair ruhsat vardır ancak bundaki hikmet ve sır nedir biz tam olarak bilemeyiz. Tabi ki bu ayete iman edeceksin ancak uygulama konusu biraz sıkıntılı. O yüzden bu ayete iman edin ama uygulamayın. Zaten günümüzde kadına şiddet için ağır yaptırımlar var ki vurduğuna vuracağına pişman ederler adamı.
Kaynak: Turan Yazılım – Mürşit 5 – İlmihal – Evlilik Hayatı Ve Mahremiyetleri
(1) Mişkâtül-Mesâbih. c; 2. s: 104. (2) Mişkâtü’l-Mesâbih, c: 2. s: 199.