Bu davranışa günümüzde empati deniliyor. Empati, bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, o kişinin duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu durumu ona iletmesidir.
Empati kurmada, karşımızdaki kişiye yardım etme davranışı vardır. Kendisini sıkıntıda hisseden bir kişi dostuna sıkıntısını anlatırsa ve dostu da o kişinin sıkıntısını dinleyip onu geri yansıtırsa, o kişinin sıkıntısı biraz hafiflemiş, empati kurularak sıkıntılı olan kişiye yardım edilmiş olunur.
Empatik anlayış insanları birbirlerine yaklaştırma, iletişimi kolaylaştırma özelliğine sahiptir. İnsanlar, kendileriyle empati kurulduğunda başkaları tarafından anlaşıldıklarını ve kendilerine önem verildiğini hissederler. Bu da insanları rahatlatır.
Empatik beceri ve eğilimleri yüksek olan kişilerin çevreleriyle olan iletişimi yüksek düzeydedir. Çevreleri tarafından sevilen kişilerdir. Çünkü çevrelerindeki kişilere bu davranışlarıyla yardım etmektedirler.
Akıllı bir insan, dostlarını üzecek söz söylemek yerine, onlarla empati kurar ve onları anlayarak dostluklarını güçlendirir. Karşısındaki kişinin iyi yönlerine odaklanarak onlara yardım etmiş olur.
Dostlarını gerçek duygu ve düşüncelerini anlamaya yönelmesi, kendisi zıt fikirde olsa da dostluklarını güçlendirir. Başkalarını suçlamak yerine, onları anlamaya çalışmak çok daha faydalıdır.
İnsanların niçin, hangi sebeplerle, eleştirilecek şekilde davrandıklarını anlamaya çalışmak daha etkili ve yapıcı bir yoldur. İnsanlar arasında sarsılmaz bir sevgi, kardeşlik, dostluk, arkadaşlık, hoşgörü, nezaket olması, insanların birbirini durmadan eleştirmesiyle değil, anlamaya çalışmasıyla mümkündür.
Peygamber Efendimizin bu güzel sözü başlı başına bir empati geliştirme tekniği olarak kullanılabilir. Her insan kendinden yola çıkarak bunu yapsa ve kendisine yapıldığında rahatsızlık duyabileceği herhangi bir şeyi kendisi de başkasına yapmamak için çaba sarf etse, ilişkilerimiz daha güzel olur.
Bu şekilde davranmayı bilen ve uygulayan birisi, karşısındaki ile ilişkilerinde basit hatalara düşmeyecek, karşısındaki kişiyi körü körüne eleştirmeyecek, yargılamayacak, sadece anlamaya çalışacaktır. Bu anlayış insanların birbirlerine yaklaşmasını, sevginin gelişmesini sağlar.
Empati kurabilmek için mutlaka karşıdaki insanın karşılaştığı olayı yaşamak gerekmez. Onun yaşadığı olayda kendini onun yerine koyup, onun duygularını anlayıp, onun bakış açısından bakılabiliyorsa empati kurulmuş demektir.
Burada asıl olan, olayları yaşamak değil, doğru olarak anlamaktır. Karşıdaki kişinin duygularını ve düşüncelerini tam olarak anlasak bile, eğer anladığımızı ona ifade edemiyorsak veya yanlış ifade ediyorsak, empati kurmuş sayılmayız.
İnsanlar, kendileriyle empati kurulduğunda başkaları tarafından anlaşıldıklarını ve kendilerine önem verildiğini hissederler. Bu da insanları mutlu eder.
Empatide anlamak, sempatide haklı bulmak, desteklemek esastır. Empati herhangi belirli bir duygu ya da düşünceye yönelik değildir. Sempati aynı zamanda kişinin duygu. düşünce ya da inançlarına bir ölçüde katılmak ve onaylamayı da kapsar, empatide ise katılalım ya da katılmayalım önemli olan, anlamaktır.
Empati kuran kişi karşısındaki kişinin dünyasının tamamına girebilirken, sempati duyan kişi sadece onayladığı ve katıldığı, kendisine de dokunan kısmı kadarına girebilir.
Empati kurarken, karşımızdakinin duygu ve du- şuncelerine hak vermek gerekmez, yalnızca anlamaya çalışılır. Sonuç olarak dostluğun yolu sevgiden geçer, sevmek ise anlamaya dayanır. Anlamak için de empati kurmak gerekir. Kendisi için beğenip sevdiği şeyleri arkadaş edindiği kişi için de beğenmeli, sevmelidir.
Kaynak: Gökçe Çelik (Pirali Baba K.K. Öğreticisi / Erzurum) / Diyanet Aylık Dergisi Eki / Aralık 2008 / bkz: 18-19