İmam Şafii’nin ‘Müsned’inde Ebu Hureyre’den nakledilen bir hadise göre:
Ukbe b. Amir el-Cüheni şöyle demiştir: Üç vakitte Hz Peygamber bize namaz kılmayı ve ölülerimizi defnetmeyi yasakladı:
Güneşin yükselinceye kadar yeni doğduğu an
Güneş tam tepe noktasına yaklaşınca
Batmadan önce güneşin etkisi azalınca
Bu vakitlerde kaza namazı kılınmaz, tilavet secdesi yapılmaz ve bir cenaze defnedilmez. Ancak tam güneş batarken o günün ikindi namazının farzı kılınır. Çünkü daha önce de ifade ettiğimiz gibi sebep, vaktin o bölümüdür. Bu vakitte ikindi namazını kılan, farz kılındığı gibi namazını eda etmiş olur.
Hz Peygamber’e: Ey Allah’ın elçisi! Diğerlerinden daha değerli bir zaman dilimi, Allah’ın anılmasının özellikle istendiği bir vakit var mı? diye sorulduğunda
Allah’ın Elçisi (s.a.v) şöyle buyurdu: Evet ! Allah Tealanın kuluna en yakın olduğu zaman gecenin son kısmıdır. Eğer bu vakitte Allah’ı anabiliyorsan bunu yap. Çünkü güneş doğana kadar kılınacak namazlara melekler şahit olur.
Sen ise bu vakitte namaz kılmayı bırak. Güneş bir mızrak boyu yükselip ışığı etrafa yayılıncaya kadar namaz kılma. Sonra mızrağın gün ortasında gölgesinin en az olacağı zamana kadar namaz kıl. Bu namaza da şahit olurlar. Zeval vaktinden önceki zamanda cehennemin kapıları açılır ve cehennem ateşi tutuşturulur. Gölge yeniden uzayana kadar namaz kılma. Sonra güneş batana kadar namaz kıl. Bu vakitte kılacağın namaza da şahit olurlar. Güneş şeytanın boynuzları arasından batar. Bu vakitte kılınan namaz, kafirlerin namazıdır.
Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Hz Peygamber (s.a.v) ikindi namazından sonra güneş batıncaya kadar, sabah namazından sonra da güneş yükselinceye kadar namaz kılınmasını yasaklamıştır.
Bu iki vakitte namaz kılınmaz. Ancak bu vakitlerde geçmiş namazlar kaza edilebilir, tilavet secdesi yapılabilir ve iki rekat tavaf namazı kılınabilir.
Kaynak: Muhammed Esad es-Sağircı / Delilleriyle Hanefi Fıkhı / bkz: 155-156