Allah müminleri bir takım özelliklerle, alametlerini belirtiyor. Şayet kimde bu manada ki özellikler ya da alametler yoksa, o kimseye mümin denilmesi caiz ve doğdu değildir. Yüce Allah şöyle buyuruyor:
Müminler ancak Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah’ın ayetleri okunduğunda imanlarını artıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen kimselerdir. Onlar namazlarını dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiğimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçek müminlerdir (Enfal Süresi 4).
Dikkat edilirse bu ayetlerde yüce Allah müminlerin özelliklerini sayıyor. Başka bir ayetinde de şöyle buyuruyor: Bedeviler, inandık dediler. Deki: Siz iman etmediniz, ama boyun eğdik/Müslüman gözükdük deyin…. (Hucurat Süresi 14)
Ey iman edenler. Namaz kılmaya kalktığınız zaman… (Maide Süresi 6). Eğer bir kimsenin imanında şüphesi var ise, o takdirde ona oruç ve namazın gerekmemesi icabeder. Çünkü Allah bunları özellikle müminlere farz kılmıştır, başkalarına değil…
Eğer bir kimse, inşallah ben mümin olarak öleceğim demiş olsa caiz olmaz. Çünkü istisna yeni bir şeye başlamak için kullanılır, hal ve geçmiş için kullanılmaz. Çünkü bir kimsenin konuşma esnasında: Bu, bir elbisedir inşaallah, bu da bir sutundur inşaallah dese doğru olmaz.
Hasan-ı Basri de demiş ki:
Kişinin, şöyle yapacağım inşaallah demesi akıllılığındandır, aklı gereğidir. Onun asıl hakkı, şöyle yapmıştım inşaallah demesidir. Çünkü eğer boşama ve azat etme konularında istisna kullanmış olsa, bundan ötürü boşaması da, azat etmesi de geçerli olmaz, meydana gelmiş sayılmaz. Eğer kişi, imanı açısından istisna yaparsa, imanına bir eksikliğin veya bir kusurun gelmesi ihtimalinden korkulur.
Şair şöyle diyor:
Dehr / zaman denilen şey, gece ile gündüzden ibarettir.
İnsanlar da ya mümindir ya da yalancıdan ibarettir. Eğer sen mümin değilsen kafir olmadın demektir. Ey insanların en ahmağı! Öyleyse bu gidişin nereyedir?
Kaynak: Ebu’l-Leys Semerkandi / Bostanü’l Arifin / bkz: 396-398