Kur’an Okurken Nasıl Bir Halet-i Ruhiye İçinde Olmalıyız?
Kur’an-ı Kerim’i okurken belirli bir ruh hali ve davranış biçimi, Kur’an’ı ağır ağır ve anlamını düşünerek okumak, Allah’ın kelamı karşısında duygulanmak ve gözyaşı dökmek
Kur’an okurken dikkat etmemiz gereken hususları 8 ana başlık altında toplayabiliriz
Kur’an, içindeki buyrukları insanların tatbik etmeleri için indirilmiştir. Halbuki onlar yalnız Kur’an okumayı amel saydılar. Gerçekten sizden biri Kuran’ı başından sonuna kadar hiçbir harf atlamadan (ezbere) okuduğu halde onun içindekilerle amel etmiyor.
Alimlerden biri de şöyle der: Bazı kimseler devamlı Kur’an okuyarak bilmeden kendilerine lanet ederler. Zira bu gibi kimseler, kendi nefislerine zulmetmişlerken: Dikkat edin, Allah’ın laneti zalimlerin üzerinedir ayetini; yine kendileri yalancılardan iken: Dikkat edin, Allah’ın laneti yalancılaradır ayetlerini okurlar ve böylece kendilerini lanetlemiş olurlar.
Kur’an Okumanın Zahiri Edepleri Sekiz Tanedir
Birincisi: Okuyucunun durumu ile ilgili edep.
Kur’an okuyan kimsenin abdestli olması, ister ayakta ister otururken okusun Kıble’ye karşı edepli ve vakarlı bir şekilde durması, başını eğmesi, bağdaş kurmaması, herhangi bir yere yaslanmaması ve kibirlilik belirtici bir vaziyette oturmaması gerekir.
Abdestsiz veya yatakta yatarken Kur’an okusa, bunun da sevabı olmakla birlikte, ötekilerden azdır.
Allah Teala şöyle buyurur:
Onlar (o salim akıl sahipleri öyle insanlardır ki) ayakta iken, otururken, yanları üstünde (yatar) iken (hep) Allah’ı hatırlayıp anarlar ve göklerin, yerin yaratılışı hakkında inceden inceye düşünürler (Al-i İmran Süresi 191)
Allah Teala bu ayette her üç şekilde de kendisini zikredenleri övmüştür. Şu kadar ki, önce ayaktaki zikri, sonra oturur vaziyetteki zikri, en sonra da yan üstü yatılarak yapılan zikri methetmiştir.
İkincisi: Okuma miktarı ile ilgili edep.
Kur’an-ı Kerim’i çok veya az okuma hususunda değişik adetler vardır. Hz Osman, Zeyd bin Sabit, İbn-i Mes’ud ve Ubeyy bin Ka’b’dan (r.a) gelen rivayette; bu zatlar Kur’an-ı Kerim’i yedi bölüme ayırarak, bir günde bir bölümünü okumak suretiyle her Cuma Kur’an-ı hatmederlermiş.
Üçüncüsü: Kur’an’ı yavaş yavaş okumakla ilgili edep.
Kur’an-ı yavaş okumak müstehapdır. Biz, okumakla güdülen amacın düşünmek olduğunu ve yavaş okumanın da bu düşünceye yardımcı bulunduğunu yakında açıklayacağız. Bu sebepden ötürü;
Ümmü Seleme (Allah ondan razı olsun) Resul-i Ekrem’in okuyuşunu anlatırken harf harf yorumlanan bir okuyuşu anlatmıştır.
İbn-i Abbas (r.a) de şöyle demiştir: “Bakara ve Al-i İmran sürelerini düşünerek yavaş yavaş okumam, Kur’an’ın tamamını çabuk çabuk okumamdan daha hoştur.
Kur’an’ı ağır ağır okumak saygıya daha yakın, kalbe seri bir şekilde okumanın tesirinden daha fazla etki edicidir.
Dördüncüşü: Ağlamakla ilgili edep.
Kur’an okurken ağlamak müstehapdır. Ağlamanın kaynağı hüzündür. Hüzün ise Kur’an’daki tehditleri, cehennem bildiren ayetleri, verilen ve alınan sözleri tefekkür etmekle hasıl olur. Sonra, Kur’an’ın emir ve yasaklarına karşı kusurlu davrandığını düşününce şüphesiz mahzunlaşır, içi burkulur ve ağlar.
Beşincisi: Ayetlerin haklarını gözetmek.
Bir kimse secde ayetini okur veya işitirse, okuyan secde ettiğinde dinleyen de secde eder. Secde ancak abdestli olarak yapılır.
Denilmiştir ki:
✓ Okuyuş secdesinin (secde-i tilavetin) mükemmel şekli, iftitah tekbiri için elleri kaldırmak suretiyle tekbiri almak, sonra secdeye iniş tekbirini, daha sonra da secdeden kalkış tekbirini almak ve sağa sola selam vermektir.
Altıncısı: Kur’an okumaya başlarken (eüzü billähis semiy’ıl aliymi mineş şeytanir racim) demektir.
Okuma esnasında tesbih ayetlerine rastlayınca «sübhanellah» ve «Allah-ü ekber» diyerek tesbih ve tekbir getirir. Dua ve istiğfar ayetlerini okuduğunda dua yapar, istiğfarda bulunur. Umut ayetlerine tesadüf ettiğinde dileklerini diler. Azap ayetlerine rastladığında Allah’a sığınır. Bunların tümünü ya dili ile veya kalbi ile yapar.
Yedincisi: Sessiz okumaktır.
Gizli okumak, gösterişten ve yapmacık tavırlardan daha uzaktır. Nefsine karşı riya ve gösterişten korkan kimsenin gizli okuması çok iyidir. Böyle bir korkusu bulunmayan ve sesli okumasıyla namaz kılanı yanıltmayacak, bir başkasını rahatsız etmeyecek kimsenin seslice okuması daha faziletlidir. Zira sesli okumanın etkisi daha çoktur:
Okuyanın kalbini uyandırır, dikkatini yalnız Kur’an üzerinde düşünmeye toplar. Yüksek sesle okuyuş uykuyu dağıtır. Okumak için neşeyi, isteği artırır, tembelliği azaltır. Kur’an okuyan için bu niyetlerden biri bulunduğunda yüksek sesle okuması daha iyidir.
Sekizincisi: Okumayı güzelleştirmektir.
Nazmı bozacak aşırı uzatmalara kaçmadan ahenkli ve güzel şekilde okumak sünnettir. Bir hadiste şöyle buyrulmuştur:
✓ Seslerinizle Kur’ân’ı süsleyiniz
Bir başka hadiste de şöyle buyrulur:
✓ Kur’an ile teganni etmeyen (Kur’an’ı tecvid üzere ve makam ile okumayan) bizden değildir.
Bu hadisin yorumunda denilmiştir ki: Teganniden kasıt istiğnadir (Yani, Kur’an ile kendisini başkalarından müstağni saymayan bizden değildir, demektir.) Bazıları da: Buradaki teğanniden murad, makamla okuyuş ve nağmelerle tekrar etmektir demişlerdir.
Kaynak: İmam-ı Gazali / İmam-ı Gazali’den Müminlere Vaazlar / bkz: 149-152