Ey resullerin kamili… Hatırla ki Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün artık ne kafir olanlara özür dilemeleri için izin verilir, mühlet verilir. Özür dileseler bile özürleri de kabul edilmez Nede özür dilemeleri istenir (Nahl Süresi 84), yani rızaları talep edilir. Allah’ın koymuş olduğu sınırlarından çıkmak suretiyle kendilerini tehlikelere atan zalimler, peygamberler ve kitaplar diliyle onlara vaat edilen azabı gördüklerinde, artık onlardan azap hafifletilmez; gelen azap gerçekleşir ve onları bu azaptan kurtaran olmadığı gibi herhangi birinin şefaatiyle de azap hafifletilmez Onlara mühlet de verilmez (Nahl Süresi 85) ki iman ve itaat etme konusunda kaybettiklerini tekrar elde etsinler.
Ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman, yani onların şefaat ve yardımından
ümitlerini kestikleri ve onların da kendileri gibi helak olduklarını gördükleri zaman, pişmanlık duyarak ve Allah’a yalvararak:
Derler ki: Ey çeşitli lütuf ve keremleriyle bizi terbiye eden Rabbimiz Nimetlerini, Seni, resullerinin diliyle bize bildirdiğin emir ve nehiylerini inkar ettik. İşte bu helak olan azgınlar, seni bırakıp da inat ederek ve büyüklenerek tapmış olduğunuz ortaklarımızdır. Bu aşırı derecede sapkınlar sebebiyle nebilerinin, resullerinin ve kitaplarının sözünü reddettik.
Sonra Onlar yani ortak koştukları şeyler, bu sözlerini duyunca da bunlara: Siz mutlaka yalancılarsınız, bize itaat ve ibadetiniz davasında yalan üzere bulunmaktasınız diye söz atarlar (Nahl Süresi 86).
Ey Sapkın zalimler! Sizin taptığınız ve ibadet ettiğiniz şeyler ancak kendi heva ve kuruntularınız idi diye cevap verirler
Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C: III / bkz: 71-72
