Nahl Süresi 89 ve 90. Ayetin Meali ve Tefsiri & GEYLANİ
Onlara hatırlat ki O gün her ümmetin içinden kendilerine birer şâhit göndereceğiz, bu şahit onların nebi ve resulüdür. Ey resullerin kamili. Seni de bu yüz çevirme ve saptırma denizinde boğulan azgın ve sapkınlar üzerine şahit olarak getireceğiz.
Ayrıca bütün din ve kitaplardaki faydaları içeren bu Kitab’ı da sana, kural ve hükümlerden, adap ve ahlaka dair kurallardan, müstehap ve mahzurlu olan şeylerden, ve hikaye, hatırlatma ve kıssalardan müminlerin avam tabakasının ders çıkarıp irşat edildiği dini işlerde ihtiyaç duyulan her şey için detaylı bir açıklama, havas için taklit ve tahminlerin karanlıklarından kurtaran, tevhit yoluna ulaştıran marifet ve hakikatleri gösteren bir hidayet ve havassü’l havas için cezbe ve ilahi çekime terettüp eden keşf ve şuhud anlamındaki rahmet kaynağı ve bütün bunları ancak iç ve dışlarıyla Allah’a boyun eğen ve şüphe ve tereddüt etmeden bütün işlerini O’na havale eden Müslümanlar için bir müjde olarak indirdik (Nahl Süresi 89).
Muhakkak ki kullarının yararına olan şeyleri tedbir eden Allah, ilk olarak kullarına bütün işlerinde, sözlerinde, hal ve durumlarında adaleti, ölçülü ve itidalli olmayı; ikinci olarak iyiliği, çünkü itidalli ve dosdoğru hareket etmezlerse ihsan ve irfanın kemalinden ibaret olan Allah’ın ahlakıyla ahlaklanma imkanı bulamazlar, üçüncü olarak akrabaya yardım etmeyi, yani marifet, hakikat, mükașefe ve müşahededen kendilerinde bulunanı hak edenlere ulaştırmayı emreder. Eğer onlar ihsan mertebesine ulaşıp karar kılamazlarsa kemâle ve irşada ermeleri mümkün olmaz.
Allah Teala kullarını iman ve tevhidin gereklerine, usul ve erkanın temel prensiplerine teşvik ettiği gibi aynı zamanda onları kötülüğe, helake ve azgınlığa götüren şeylerden de şöyle buyurarak tiksindiriyor:
İlk olarak çirkin işleri, yani nefsin alçaklığı ifade eden şehvet kuvvetini aşırı kullanması, razı olunan ilahi ahlakla ahlaklanmak için gerekli olan vakar ve adaletten uzaklaşması ve ruhani ve lahuti kuvvetleri temiz tutmaya engel teşkil eden maddi ve insani tabiatın haddi aşarak hayvansal kuvvetleri takip etmesi nedeniyle evlilik ve nesil üretmenin hikmeti gereği kendini koruma için konulmuş şer’î ‘i kurallardan ayrılması,
İkinci olarak fenalığı, çünkü gazap kuvvetinin arzusuna göre şekillenen ve çeşitli fitne ve belâlar doğuran hezeyanlar kılıcını tutup gerekleriyle hareket eden ve yumuşaklık ve merhametle hareket etmeyi terk eden kimse ihsan mertebesinden merhalelerce uzaktadır ve zillet ve hüsrandan başka bir şeye de nail olamaz ve üçüncü olarak azgınlığı da yasaklar. Çünkü eğer bir kimse yalnız şehvet ve gazap küvetlerinin gereği üzere kalır ve hareket ederse irşada ve kemale ermek için gerekli olan olgunluk sebeplerinin en etkili kuvvetlerinden olan vakar ve adâletle hareket etme kabiliyetini kaybeder.
Bu iki özelliği kaybedince Allah’ın yaratıklarına karşı büyüklenir, zorbalıkla hareket etmeye başlar, azar ve zulmeder. Haberiniz olsun ki Allah’ın laneti zalimler üzerinedir. Size verdiği öğütle durumunuzu düzelten Allah düşmanlıkları kökünden söken saf tevhide ulaşmanız amacıyla emrettiği şeylerle öğüt almanız ve uygulamanız ve yasaklanan şeylerden de kaçınmanız maksadıyla Düşünün tutasınız diye size öğüt veriyor (Nahl Süresi 90)
Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C: III / bkz: 73-75