Sevgili Peygamberimiz (s.a.v)’de Peygamber olarak gönderilişinden itibaren namaz kılmakla yükümlü olmuştur. Ancak o zaman, güneşin doğuşundan ve batışından olmak üzere iki defa namaz kılınıyordu. Sonra Miraç gecesinde beş vakit namaz farz olmuştur. Hz Peygamberin (s.a.v)’in Miracı ise, sahih kabul edilen rivayete göre, Medineye hicretinden on sekiz ay önce, Recep ayının yirmi yedinci gecesinde olmuştu
Namaz Allah’ı sürekli hatırlamanın en büyük vesilesidir. Nitekim ayet de ‘Beni hatırlamak/anmak için namaz kıl (Taha Süresi’14)” buyrulmaktadır. Namaz emrini Allah Tealanın yeryüzüne melek aracılığıyla göndermeyip Miraç gecesi Allah Resulü (s.a.v) huzuruna çıktığında ona bizzat tebliğ etmesi de bu ibadetin Müslümanın dini ve ruhani hayatı açısından önem ve anlamını göstermektedir.
Bu sebeple de dini liberatür de namaz ibadetinin bu yönünü, namazın kulun Allah’a ulaşması, kavuşması yolunda önemli bir araç olduğunu anlatmak için Namaz Mümin’in miracıdır denilmiş, ümmetin namazla ilgili ortak bilinç ve değerlendirmesi adeta bu cümleyle özetlenmiştir.
Hz Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah Teala beş vakit namazı farz kılmıştır. Her kim bu namazlar için güzelce abdest alır, vaktinde bu namazları kılar, rükunlarını ve huşusunu tam yaparsa Allah Teala onu bağışlamayı vaat eder. Her kim de bunları yapmazsa Allah Tealanın ona yönelik böyle bir vaadi olmaz. Dilerse onu bağışlar dilerse azap eder.
Allah Tela şöyle buyurmuştur:
“Namazı tam kılın, zekatı hakkıyla verin, rüku edenlerle beraber rüku edin (Bakara Süresi Ayet 43 ( Hepiniz O’na yönelerek O’na karşı gelmekten sakının, namaz kılın; müşriklerden olmayın (Rum Süresi Ayet 31) Onlar ancak, dini yalnız O’na has kılarak ve hanifler olarak Allah’a kulluk etmeleri, namaz kılmaları ve zekat vermeleri emrolunmuştu. Sağlam din de budur (Beyyine Süresi Ayet 5)”
Müslümanlar henüz yedi yaşına girmiş çocuklarını namaza alıştırmakla görevlidirler. Bu çocukların ana-babaları ve yetiştiricileri, namaz kılmalarını öğretirler ve yaptırırlar. On yaşına bastığı halde namaz kılmayan çocuğa velisi üç tokattan ziyade olmamak üzere hafifçe el vurur
Hz Peygamber’in (s.a.v) şöyle buyurduğunu nakledilmiştir; “Yedi yaşına gelince çocuklara namazı öğretin. On yaşına gelince namaz kılmamaları durumunda onları dövün” (Hatırlatmakta fayda var: Nefret ettirmeyin)
Sonuç olarak da diyebiliriz ki;
Fakat bir Müslüman namazını yalnız, Allah rızası için kılar, yalnız yaratıcısına şükür ve saygı için kılar. Yüce Allah kişinin Namaza harcayacağı dakikaları, hayatının en mutlu ve neşeli zamanı olarak kabul eder. Bunu kasten terk edenlerde, azabı çok şiddetli olan Allah’ın acıklı cezasını çekeceklerdir. Doğrusu geçici hayatın son bulmayacak birçok kazançları ancak Namaz sayesinde elde edilir. Namaza ayrılan saatler, sonsuzluk aleminin tükenmez mutluluk günlerini hazırlamış olur.
Akademi Araştırma Heyeti / Bir Müslümanın Yol Haritası / bkz: 279
Esad Muhammed Said es-Sağirci / Delilleriyle Hanefi Fıkhı / bkz: 139-140