Nikahın Şartları & Abdülkadir Geylani
Nikahın şartları nelerdir diye soracak olursanız eğer; özetleyecek olursak bunları dört başlık altında toplayabiliriz ki bunlar;
- Adil veli (Kızın veya erkeğin vekili).
- Adil şahitler
- Denklik (Kız ve erkeğin birbirine denk olması).
- Riddet ve iddet gibi engel bulunmaması (Dinden dönmüşlük veya dul kadın ise dinin belirlediği süreyi beklemeli)
Nikahın şartları tamamlanınca erkek kadını ister. Eğer kadın dul ise kendisini kendisinden ister. Eğer bakire ise babası da yok ise yine kızı kendinden ister.
Kızı isteyen erkek mihr miktarını ve özelliğini anlatır. Sonra nişan yapılır, söz kesilir. Allah’a (cc) istiğfar edilir. Kızın veya erkeğin velisinin böyle istiğfar etmesi müstehab ve yerinde bir davranıştır.
Sonra karşılıklı konuşma baslar. Kızın velisi erkeğe şöyle der; Kızımı veya kız kardeşim falanı sana zevce olarak verdim. Kızın adını ve mihr miktarını da söyler.
Kadını alacak erkek de şöyle der;
Ben bu nikahı kabul ettim.
Nikah, Arapçayı iyi bilen kimse varsa o dilde kayılır. Yoksa kendi dillerinde. Nikah akdini Arapça olarak güzel yapamayan kişinin, Arapçayı öğrenmesi gerekir mi, gerekmez mi?
Bu konuda iki görüş vardır.
Nikahta Abdullah İbn-i Mesud’un (r.a) hutbesini okumak müstehabtır Rivayete göre Ahmed b. Hanbel bir nikaha gittiğinde, Abdullah b. Mesud’un okuduğu hutbeyi duymayınca geri dönermiş
Rivayet edenlerin silsilenin sonunda Abdullah b. Mesut şöyle rivayet etmiştir
Peygamberimiz (s.a.v) bize nikah duasını şöyle öğretti:
- “Allah’a hamdolsun. O’na hamd eder, O’ndan yardım isteriz, bağışlanmamızı dileriz. Nefislerimizin şerrinden, amellerimizin kötülüklerinden Allah’a sığınırız.
Allah bir kimseye doğru yolu gösterirse, onu kimse saptıramaz. Allah’ın şaşırttığı kimseyi de hiç kimse doğru yola iletemez.
Şahadet ederim ki Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın kulu Resulüdür ve;
“Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini vücuda getiren, ikisinden de birçok erkeklerle kadınlar yaratan Rabbinizden korkun ve günah işlemekten sakının. Kendisine hürmet göstererek birbirinizden dileklerde bulunduğunuz Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının!
Şüphesiz ki Allah, sizin ürenizde gözetleyendir
“Ey iman edenler! Allah’tan hakkıyla korkun ve ancak Müslümanlar olarak ölün.”
“Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve doğru söz söyleyin.
Çünkü böyle davranırsanız, Allah işlerinizi düzeltir. Ve günahlarınızı bağışlar.
Kim Allah ve Resulüne itaat ederse büyük bir kurtuluşa ermiş olur. Üstteki duaya şu ayeti de eklemek müstehabtır
“Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışlı olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir (Nur Süresi 32)”
“Allah dilediğini hesapsız rızıklandırır.”
Nikahta, bundan başka hutbe okumak da caizdir
Mesela şöyle olabilir
“Allah’a hamd olsun. O verdiği nimetlerde tektir. Verdiği ihsanlarıında eli geniş ve cömerttir Birliğini ve büyüklüğünü anlatan isimleri ile tecelli etti. O’nu hiç kimse tam olarak anlatamaz. O’nun şanının büyüklüğünü de hiç kimse tam olarak tanıtamaz
Allah tektir, hiçbir şeye muhtaç değildir, kendisine ibadet edilen zattır. O’nun benzeri hiç bir şey yoktur. O her şeyi gören ve işitendir. Şanı yücedir çok bağlayandır.
Muhammed’i, tüm kötülüklerden uzak, saf, temiz, hak bir peygamber olarak gönderdi. O getirdiğini anlattı açıkladı. O’nun getirdiği parlayan bir kandil, her yere yayılan bir nur, görülen bir delildir. Allah O’na ve aile fertlerinin hepsine salat ve selam etsin.”
Sonra şöyle der:
“Bütün bu işler, Allah elindedir. O, her şeyi yerli yerince yürütür. O’nun öne aldığını kimse geciktiremez, geri bıraktığını da hiç kimse öne alamaz. İki kişinin birleşmesi ancak O’nun hükmü ve takdiri ile olur.
Her hükmün kendine göre bir değeri vardır. Her değerin belli bir zamanı vardır bu da yazılmıştır.
“Allah dilediğini yok eder, dilediğini de bırakır.
Daha sonra kız tarafına hitaben konuşmasını şöyle sürdürür
“Allah in hükmü ve kaderi ile filanın oğlu falan, sizin falan kızınıza kendi isteği ile talip olarak geldi. Üzerinde anlaşılan mihri de vermektedir. İsteyene veriniz, size rağbet edene nikahlayınız. Nitekim Allah Teala şöyle buyuruyor:
“Aranızdaki bekarlan, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışlı olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir (Nur Süresi 32)
Hutbe okunduktan sonra daha önce geçen şartlara göre nikah kıyılır.
Kaynak: Abdülkadir Geylani / El Ğunye (Li Talibi Tariki’l Hak) / bkz: 170-172