Öfke kontrol edilmesi gereken bir duygudur. Günümüzde, bedeli ödenmeyecek, telafisi zor nice üzücü olaylar, öfke neticesinde ortaya çıkmaktadır.
Nice aile yuvalarının yıkılmasına, dostluk, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin bozulmasına öfke sebep olmaktadır
Peygamber Efendimiz (s.a.v) ashabıyla otururken bir adam dikkatini çekti. Adam, karşısındakine var gücüyle bağırırken yüzü kıpkırmızı kesiliyor, şah damarı boynunda belirgenlişiyordu. Öfkenin alevi yüzüne yansırken, kırıcılığı da sesinde çınlıyordu. Onun bu hali üzerine Rahmet Peygamberi yanındakilere dönerek o sakin ve huzur verici sesiyle şöyle demişti:
Öyle bir söz biliyorum ki, eğer şu kişi o sözü söylese, öfkesi yok olur gider. eğer bu adam “Euzü billahi mine’ş-şeytanir-racim” dese, öfkesi diner.
Bunu duyan sahabiler hemen adamın yanına gelerek şeytandan Allah’a sığınmasını, yani euzü besmele çekmesini söylemişler ama o: bn deli miyim de bunu yapacağım diyerek itiraz etmişti. Onun deli olmadığını Peygamberimiz de biliyordu. Oysa öfkesi onu delirtmiş gibiydi. Resul-i ekrem onun bu halini gördüğü için Allah’ın eniün merhametine sığınmasını ve şeytandan uzaklaşmasını istemişti.
Diyanet