Riyanın Dereceleri, Alt ve Üst Sınırı
Riyanın en yoğun derecesi ve en fazla yapılanı, riya sayılan davranışlar, riyanın en kötüsü
Riya çeşitlerinin en kötüsü ve çirkini, imanın aslıyla yapılan riyadır. Bu anlamda riyakar davrananlar sonsuza kadar cehennem içindedirler
Bu murai, içi yalanlamakla dolu olduğu halde şehadet kelimelerini diliyle söyleyen kişidir. Kur’an’ın birçok yerinde zikredilen münafıklık işte budur. Bu tip kimseler zamanımızda azdır. Cenneti, cehennemi, ahiret yurdunu inkar eden veya İbahiye taifesine meylederek şeriat yaygısının ve hükümlerinin dürüldüğüne inanan kimseler de mürailer sınıfına dahildir ve bunların hepsi ebediyen cehennemde kalacak riyakar münafıklardandır
Riyanın bir çeşidi de vardır ki, bu birincinin çok aşağısındadır.
Mesela, Cuma namazına veya diğer namazlara gelip hazır olan kimse gibi, ki, yerilmeden korkmasa namazda bulunmayacaktır veya insanlardan çekindiği için akrabalarına sılada bulunan, anasına babasına yardım eden veya zekat veren, hacca giden kimse gibidir. Onun insanlar yerecek diye duyduğu endişe, Allah’ın azabından duyduğu endişeden daha büyüktür.
Bu, bilgisizliğin son haddidir. Bu düşüncenin sahibi azaba uğramaya ne kadar layıktır…
Riyanın bir başka çeşidi de nafile ibadetlerle yapılan riyadır. Kişi yalnız iken tembellik edip yapmadığı nafile ibadetleri başkalarının yanında yapar. Yerilme korkusundan ve övülme arzusundan dolayı, riya kişiyi nafile ibadetleri yapmağa sevk eder. Mesela, cemaate gitmek, hastaları ziyaret etmek, cenazeleri teşyi etmek, arefe ve aşure oruçları tutmak gibi.
Allah Teala iyi biliyor ki o kimse tek başına yalnız kalsa farzlardan başka ibadet yapmayacaktır. Bu da büyük günahtır. Fakat, öncekilerden ehvendir. İbadetlerle yapılan riyanın bir diğer kısmı da, terkedilmesiyle ibadetin noksan kaldığı fiillerle riyakarlık yapmaktır.
Mesela; hiç kimsenin görmediği yerde rükuyu, secdeyi hafif yapmak, kıraati uzatmamak; fakat başkaları gördüğü vakit rüku ve secdeyi gayet güzel yapmak, etrafa bakınmamak, iki secde arasındaki oturmanın tam hakkını vermek gibi.
Zekatını adi mallardan verdiği halde, başkaları gördüğü vakit yerilmeden çekindiği için tutup iyisini verenin hali de böyledir.
Oruç ibadetini tamamlamak için değil de halkın kötülemesinden çekindiği için oruçlu olduğunda kendisini giybetten ve kötö söz söylemekten alıkoyanın durumu da aynıdır. Bu da haram olan riyadandır. Çünkü mahluku halıka takdim etmiştir.
Şayet mürai: İnsanların dilini gıybetten korumak için ben böyle yapıyorum derse, ona verilecek cevap şudur:
Bu, şeytanın bir hilesi ve aldatmasıdır. İş hiç de senin sandığın gibi değildir. Zira noksan olarak yapılmasından meydana gelecek zarar, başkasının gıybetinden hasıl olacak zarardan daha büyüktür. Seni bu harekete dürtükleyen din duygusu olsaydı, nefsine olan şefkatinin daha büyük olması gerekirdi.
Riyanın bir başka çeşidi de, terkinde noksanlık olmayıp, ibadeti tamamlayıcı ve kemale erdiici hükmünde olan bir iş ile riya yapmaktır.
Mesela; Rüku ve secdeleri uzatmak, dimdik durmak, düzgün durmak, elleri kaldırmak, birinci tekbire yetişmek için acele davranmak, rükünlerde itidale riayet etmek, mu’tad olandan fazla okumak gibi
Keza Ramazanda fazla uzlete çekilmek, uzun müddet susmak da böyledir. Halbuki yalnız kalsa bunların hiçbirisini yapmaz.
Riyanın diğer bir çeşidi de nafilelerin dışında kalan fazlalıklarla riyakarlık yapmaktır. Mesela; herkesten önce camiye gitmek, birinci safa geçmek, imamın sağında durmak gibi.
Bütün bunlar yalnız Allah’ın bildiği hususlardır. Şayet kişi bilinmedik bir yerde olsa, nerede duracağına, ne zaman iftitah tekbiri alacağına belki de hiç aldırış etmeyecektir. İşte bunlar, kendisiyle riya yapılanlara nispetle riyanın dereceleridir. Bazısı bazısından daha fena olmakla birlikte hepsi de kötüdür.
Kaynak: İmam-ı Gazali / İmam-ı Gazali’den Müminlere Vaazlar / bkz: 504-506