Tahiyyetü’l-Mescid; mescidin selamlanması, saygı gösterilmesi demek ise de esasında mescidin sahibi olan Allah’a saygı ve tazim anlamını içermektedir. Bu bakımdan Peygamberimiz (s.a.v): ‘Biriniz mescide girdiğinde, oturmadan önce iki rekat namaz kılsın’ buyurmuştur. Şafi mezhebine göre mescide ne zaman girilirse girilsin bu namazın kılınması müstehaptır.
Hanefilere ve Malikilere göre ise kerahat vakitlerinde mescide giren kimsenin bu namazı kılması mekruhtur. Kişi bunun yerine tesbih ve tehlilde bulunarak ve salavat getirerek mescidi selamlamış olur.
Normal vakitlerde mescide girdiği halde tahiyyetü’l-mescid kılamayan kimsenin, bunun yerine dört defa ‘Sübhanellahi ve’l-hamdü lillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber’ demesi menduptur.
Cuma vakti hatip hutbedeyken mescide giren kimse Hanefi ve Malikiler’e göre tahiyyetü’l-mescid kılamaz. Şafiiler ve Hanbellilere göre ise uzatmamak ve iki rekatı geçmemek şartıyla bu durumda tahiyyetü’l-mescid kılınır.
Mescide günde birden fazla girilmesi halinde bir kere tahiyyetü’l-mescid kılmak yeterlidir. Mescide girildikten sonra tahiyyetü’l-mescid kılmadan oturulursa, Hanefi ve Malikilere göre bu namaz, yine de kılınabilir, ancak oturmadan önce kılmak daha faziletlidir. Şafiilere göre ise eğer kişi kasten oturmuşsa bu namaz sakıt olur.
Bir mescide girmek, herhangi bir namazı kılmak için veya farz kılmak ve imama uymak niyetiyle girmek ve oturmadan o namaza başlamak da tahiyyetü’l-mescid yerine geçer.
Kaynak: Türkiye Diyanet Vakfı / İlmihal / C:1 / bkz: 316