Telbiye (Lebbeyk Allahümme Lebbeyk) Duası
Telbiye Duasının Türkçe Anlamı: Davetine sözüm ve özümle geldim. Allah’ım! Emrin başım üstüne. Davetine sözüm ve özümle geldim, ey ortaksız olan Sen! Emrin başım üstüne. Hamd senin, nimet senin, mülk de senin. Yoktur Senin orta ortağın
Enes b. Malik’ten şöyle nakledilmiştir: Hz. Peygamber (s.a.v) öğle namazını dört rekat Medine’de, ikindi namazını da iki rekat Zu’l-Huleyfe’de kıldı. Ashabının hepsinin yüksek sesle telbiye getirdiğini işitmiştim.
Yüksek sesle telbiye getirmek haccın sembollerindendir. Ebu Hanife, Sevri ve Şafii bu görüştedir. Kadın ise kendi duyacak şekilde telbiye getirir. Sesini yükseltmesi haram değildir.
Telbiye getirip ihrama giren kimsenin, Allah’ın rızasını ve cenneti istemesi, Allah’ın rahmeti ile cehennemden kurtulmak için dua etmesi, Hz. Peygamber’e (s.a.v) salavat getirmesi müstehaptır.
Nitekim Huzeyme b. Sabit’ten nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) telbiyeyi getirdikten sonra Allah’a dua edip O’nun rızasını ve cenneti ister ve O’nun rahmeti ile cehennemden kurtulmayı dilerdi.
Kasım b. Muhammed de şöyle demiştir “Telbiyeyi bitiren kimsenin Hz. Peygamber’e (s.a.v) salavât getirmesi müstehaptır.”
Her iki rivayetin senedinde Salih b. Muhammed vardır. Bu ravi hakkında farklı görüşler bulunmaktadır. Ancak Ahmed b. Hanbel onu sika olarak tanıtmış ve “onda bir problem yoktur” demiştir.
Namazlardan Sonra Telbiye Getirmek
İbn Abbas’tan nakledildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) namazdan sonra telbiye getirmiştir.
İmam Malik, Hişam b. Urve ve onun babası kanalıyla şu rivayeti nakletmiştir. “Hz. Peygamber (s.a.v) Zü’l- Huleyfe’deki camide iki rekat namaz kılar ve devesi ayağa kalkınca da telbiye getirip ihrama niyet ederdi.”
Said b. Cübeyr’den şöyle nakledilmiştir: “İbn Abbas’a ‘Hz. Peygamber’in (s.a.v) girdiği ihramın zamanı hakkında sahabilerin görüş ayrılığına düşmelerine şaşıyorum” dedim. O da şöyle dedi: Gerçekten bunu en iyi bilen insan benim. Hz. Peygamber (s.a.v) bir kez haccetmişti. Bundan dolayı insanlar ihtilaf ettiler. Şöyle ki. Hz. Peygamber (s.a.v) haccetmek üzere Medine’den hareket etti. Zu’l- Huleyfe’deki namazgahında iki rekat namaz kıldı. Namazını bitirince bulunduğu yerde hacca niyet edip hac için yüksek sesle telbiye getirdi. Bunu kendisinden işiten kimseler, kendisinden işittikleri gibi öğrendiler. Sonra Hz. Peygamber (s.a.v) devesine binip de devesi ayağa kalkınca tekrar telbiye getirdi.
Bazı kimseler bu sırada Hz. Peygamber’in (s.a.v) yanına gelmişti. Çünkü insanlar onun yanına grup grup geliyordu. Bu yüzden bazıları deve doğrulurken Hz. Peygamber’in (s.a.v) telbiye getirdiğini işitmişler ve bu yüzden “Resulüllah (s.a.v) telbiyeyi devesi ayağa kalktığı zaman getirdi” demişlerdir.
Said b. Cübeyr şöyle demiştir: İbn Abbas’ın bu görüşünü esas alanlar, namazgahlarında iki rekat namaz kıldıktan sonra telbiye getirip ihrama girerler
Kaynak: Esad Muhammed Said es-Sağirci / Delilleriyle Hanefi Fıkhı (el-Fıkhu’l Hanefiyyu ve Edilletuhu) / bkz: 385-387