Teyemmümle namaz kılan bir kimsenin henüz namazda iken suyu görmesiyle teyemmümü bozulacağından namazı da bozulur. (Şafi mezhebine göre teyemmümü bozulmaz) Fakat namaz kılındıktan sonra suyun görülmesiyle namazın iadesi gerekmez.
Cünüplük nedeniyle teyemmüm yapan bir kimseden abdesti bozan bir şey meydana gelirse sadece abdestsiz olur. Bu durumda, su varsa abdest alır, yoksa yerine tekrar teyemmüm yapar.
a-) Yapılan bir teyemmümle farz olsun, nafile olsun istenildiği kadar namaz kılınabilir. (Şafi mezhebine göre kaza ve adanan namazlar için ayrıca teyemmüm almak gerekir. Fakat vakit içinde aynı teyemmümle cenaze namazıyla istenildiği kadar nafile namaz kılınabilir.)
b-) Abdest organlarından (sayı olarak) çoğu veya yarısı yara olan kimse teyemmüm eder. Fakat çoğu sağlam olup azında yara varsa sağlam olanları yıkar, yaralı olanları mesh eder, teyemmüm yapmaz.
c-) Gusül etmesi gereken birinin vücudunun çoğu ya da yarısı yaralı olursa teyemmüm eder. Yarısından azı yaralı ise sağlam kısmını yıkar, yaralı kısmını mesh eder.
d-) Vakit çıkmadan önce suyu bulacağını umut eden kimsenin teyemmümü vaktin sonuna kadar geciktirmesi menduptur.
e-) Abdest almaya gücü yetmeyen bir kimse kendisine abdest aldıracak kişi bulamazsa teyemmüm eder.
f-) Suyu aramadan teyemmüm eden ve namaz kılan bir kimse yakın bir yerde suyun bulunduğunu öğrenirse namazı iade etmesi gerekir.
g-) Bir kimse aynı yerdeki topraktan birkaç defa teyemmüm edebildiği gibi, birçok kişi de aynı toprak üzerinde teyemmüm edebilir. (Şafi mezhebine göre aynı topraktan birden fazla teyemmüm edilmez) Çünkü toprak teyemmüm etmekle kullanılmış sayılmaz.
h-) Elli çolak olup suyu kullanmayan bir kimse yüzünü ve kollarını yere sürerek teyemmüm eder. Kolları ve ayakları kesik olan kimse de yüzünü yere sürerek teyemmüm eder, yüzünde yara varsa teyemmüm etmeden namazını kılar (1)
(1-Reddu’l-Muhtar, s. 1/229: Bedai, 1/44)