Araştırmacılara göre, yemin öncesi şeriatların kendisinde vardır. Bu aralarını birleştirme hususunda en uygun olanıdır. Bunu, İbn Abbas’dan rivayet edilen şu görüş de desteklemektedir:
Ayette geçen incir (Tin), tufan son bulduktan sonra Nuh’un Cudi Dağı üzerine inşa ettiği mescittir.
Zeytin, Kabe’den sonra İbrahim’in inşa etmiş olduğu Mesvid-i aksa’dır.
Sina Dağı (Turu Sinin), Allah’ın Musa’ya tecelli ettiği ve O’nu risaletle görevlendiridği yerdir. Güvenli şehir ise, İslam vatanı ve İslam nurunun doğduğu Mekke’dir.
Üzerine yemin edilen en güzel biçimde yaratılan insan!
Onun en güzel biçimde yaratılışı, şeklinin güzelliği ve uzun boylu oluşu mudur? Hayır, bunda insana bir değer katan bir şey yoktur.
Bir hadiste ifade edilmektedir ki:”Allah cisimlerinize ve şekillerinize bakmaz. Fakat kalplerinize bakar”. Fidan boylu oluşu Adem oğluna bazı imtiyazlar sağlayabilir. Ancak onların ilk, belki de son imtiyazları, aklın zekası ve yaratılışın istikametidir.
Allah’ın en yüce ruhundan üfürülüş, insan azalarına sirayet etmiş, onu önemli bir duruma getirmiştir. İnsanın ilk oluşumunda, onun tevhid ve istikamet üzere doğduğuna, sonra yüce kökenini unutup tökezleyerek başka bir yere meyledince kötü çevrenin onu değiştirdiğine işaret vardır. Ayette şöyle buyrulmaktadır:
“Sen yüzünü, Allah’ı birleyici olarak (hanif) doğruca dine çevir. Allah’ın yaratma kanununa (uygun olan dine dön) ki, insanları ona göre yaratmıştır. Allah’ın yaratması değiştirilmez, işte doğru din budur. Fakat insanların çoğu bilmezler (Rum 30)”
Ama insanlar, Rablerini unutur ve yaratılışlarını bozarlarsa tüyleri ürperten günahlara dalarlar. Neden çocukluk edilsin! Niçin ölen kocası ile birlikte hayatta kalan hanım yanıversin! Niçin ölene dek hapiste işkence edilsin! Neden bazı insanlar hakkı gizlesin! Niçin cimri cömertlik etmesin! Neden bizi yaratanın Allah olduğunu inkar ediyoruz? Bütün bunlar, insanı yozlaştıran ve Allah’ın fıtratından uzaklaştıran aşağılıklardır.
Kaynak: Muhammed Gazali / Kur’an’ın Konulu Tefsiri / bkz: 867-868