1-) Allah’ın dilediklerini peygamberlerin kalbine ilham etmesi şeklidir. Buna gizli vahiy veya gayrı metlüv (kelimeler halinde okunmayan) vahiy denir. Kudsi hadisler bu yolla vahiyedilmiştir.
2-) Sözlerin perde arkasından duyulması şeklidir. Bu, peygamberlerin Yüce Allah’ı görmeden onun mukaddes kelamını işitmesidir. Hz. Musa’nın Tur dağında aldığı vahiy, buna örnektir.
3-) Vahyin, vahiy meleği Cebrail (a.s) tarafından getirilmesi şeklidir. Bu vahyin çeşidi en yüksek olanıdır. Buna metlüv (kelimeler halinde okunan) vahiy denir. Kur’an-ı Kerim bu çeşit vahiyle indirilmiştir.
Vahyin bu üç yoldan biriyle geldiğine dair bir ayeti kerimede mealen şöyle buyuruluyor:
“Allah bir insanla (karşılıklı) konuşmaz. Ancak vahiyle (kulunun kalbine dilediği düşünceyi doğurarak), yahut perde arkasından konuşur; yahut bir elçi gönderip izniyle dilediğini vahyeder. O, (yaratıkların niteliklerinden) yücedir, hakimdir (her şeyi hikmeti uyarınca ve yerli yerince yapar) (1)
(1-Şura Süresi 51)