Yusuf Süresi 30-34 Arası Ayetlerin Tefsiri

Yusuf Süresi 30-34 Arası Ayetlerin Tefsiri

Hz. Yusuf ile Züleyha arasında geçen bu olay ortalığa yayıldıktan, şayi olduktan sonra; Şehirdeki bazı kadınlar dediler ki. Şehirde bulunan birtakım kadınlar, kınama ve kötüleme maksadı olarak şöyle dediler: Vezirin karısı uşağını kendisine davet ediyormuş. Uşağının kendisiyle birlikte olması için ona tuzaklar kuruyormuş. Çünkü Gönlünü onun sevdası sarmış. Ona gönlünü kaptırmış; ateş bacayı sarmış. Yani uşağının aşkı onun kalbinin her yerini kaplamış ve kalbi onun aşk ve muhabbeti ile dolmuş. Bu yüzden de hiç çekinmeden ondan en adi bir şekilde taleplerde bulunuyormuş

Bize göre o kadın besbelli ki yolunu şaşırmış (Yusuf Süresi 30). Kendisine ve kocasına getirdiği bu utanmazlık, arsızlık ve namussuzluk sebebiyle kadın açıkça sapıtmış. İşte bu şekilde, bu utanç verici olayı, özellikle vezirin namusunu ve ırzını zedeleyici bir şekilde halk arasında yaydılar.

Rail Onların mekrini duyunca, vezirin karısı şehirdeki kadınların kendisi hakkında suçlayıcı ve ayıplayıcı sözlerini, dedikodularını işitince Onlara davetçi gönderdi. Ziyafet maksadıyla onları evine davet etti. Onlar için oturup yaslanacakları yerler hazırladı. Adetten olmadığı halde, vezirin karısı davet ettiği kadınların her biri için ayrı ayrı, yaslanıp rahat edilecek güzel mekanlar hazırladı. Her birinin önüne elma, armut ve diğer meyvelerle dolu birer tabak koydu.

Yine Her birine birer bıçak verdi. Kadınlar için, anlatıldığı şekilde hazırlık yapıldıktan ve onlar gelip yerlerine oturduktan sonra, önlerindeki meyveleri son derece keskin bıçaklarını kullanarak soymaya ve yemeye başladıkları zaman Züleyha, Yusuf’a; Onların yanına çık dedi. Kadınlar onu görünce çok çok büyüttüler.

Yusuf’un o eşsiz güzelliği, yüzündeki muhteşem aydınlığı gördükleri için tekbir getirdiler, Allah’ı yücelttiler. Zirz Hz. Yusuf’un parlaklığı tıpkı güneş ve ay gibi duvarlardan aksediyor, yansıyor idi.

  • Hz. Peygamber’in şöyle bir hadisi rivayet edilir: “Miraç gecesi kardeşim Yusuf’u ayın on dördündeki hali gibi gördüm.

Hz. Yusuf’un güzelliği ve yakışıklılığı karşısında kadınların hepsi birden büyük bir şaşkınlığa uğradılar, ağızları açık kaldı ve ellerini kestiler. Tuttukları bıçaklarıyla hepsi birden ellerini kesiverdi. Kendilerine gelince: Dediler ki: Haşa! Bu bir beşer/insan olamaz. Allah-ü Teala’yı böyle güzellikte bir şey yaratma acziyetinden tenzih ederiz, elbette ki onu gücü her şeye yeter ama bu gördüğümüz beden bir beşer olamaz; çünkü biz böyle güzellikte bir insan görmedik! Bu olsa olsa güzel bir melek olabilir (Yusuf Süresi 31). Bu dokunulabilen, cisim haline gelmiş varlık çamurdan değil de ancak ruhtan meydana gelmiş harika bir beden olabilir

Hz. Yusuf’u görmelerinden dolayı kadınların şaşkınlıklarını, hayret ve perişanlıklarını anlayan Rail İşte beni ayıpladığınız şey budur! Dedi. “Kendisine tutuldum diye beni ayıpladığınız Kenanlı köle işte budur!” Rail, kendi iç dünyasında göreceğini gördükten sonra, kadınlardan hem yardım almak hem de Hz. Yusuf’un kalbini yumuşatmak için ne gibi hileler yapabileceğini öğrenmek için olayı onların huzurunda itiraf etti ve hasretle şöyle dedi:

Ben birçok defa Onu kendime davet ettim fakat o iffetli davranarak bundan kaçtı. O, son derece iffetli ve namuslu olduğu için benim teklifimi kabul etmekten kaçındı, kabul etmedi. Yemin olsun ki, O eğer kendisine emrettiğim şeyi yapmazsa, benimle birlikte olma teklifimi kabul etmez, benim bu ihtiyacımı gidermezse Hapse atılacak, onu hapse atacaklar Ve de hor ve hakirlerden olacak (Yusuf Süresi 32). Zindanda uzun müddet kalarak hor, hakir ve aşağılık birisi olacak.

Rail bu şekilde söyleyeceklerini söyledikten ve yemin ettikten sonra, oradaki kadınların hepsi de onun muradını gerçekleştirmesine yardımcı olmak maksadıyla, kendisine yapılan teklifi kabul etmesi hususunda Hz. Yusuf’a yoğun ve açık bir baskı yaptılar. Aslında onların her biri aynı şeyi kendileri için düşünüyorlardı.

Hz. Yusuf onların böylesi bir çirkin işte fikir ve el birliği ettiklerini görünce hemen Rabbine münacât etti ve onların fitnesinden ona sığındı.

Dedi ki: Ey Rabbim! Ey beni türlü türlü lütuflar, iffetler ve güzellikler ile besleyip büyüten Rabbim! Bu kadınların beni korkuttukları, tehdit ettikleri Hapis, benim için onların beni dâvet ettikleri şeyden daha hoştur. Ben hapsi, bu azgınların davetine tercih ederim. Eğer onların tuzağını benden uzaklaştırmazsan, sırrımda, iç dünyamda lütuf ve fazlından bana göstereceğin bir fiili ve keşfi burhan ile beni onların hilesinden muhafaza eylemezsen Onlara meylederim, bir beşer olmam hasebiyle ve hayvani güçlerim sebebiyle onlara meylederim ve işte o zaman Cahillerden olurum (Yusuf Süresi 33). Şehvet şeytanına uyan ve feyzin kaynağından taşarak gelmiş olan aklın dairesinden çıkanlardan olurum.

Hz. Yusuf, Rabbine bu şekilde samimi, ihlaslı ve yürekten dua edip, ihtiyacını ona arz edince Rabbi onun duâsına icabet etti ve onların tuzağını ondan bertaraf etti. Böylece Hz. Yusuf kadınların tuzağından korunmuş oldu. Muhakkak ki o / Allah, Semi ve Alim’dir (Yusuf Süresi 34). Cenab-ı Hak zatı, esması ve sıfatları ile kullarının duasırı işiten ve onların ihtiyaçlarını bilendir.

Kaynak: Abdülkadir Geylani / Geylani Tefsiri / C: II / bkz: 497-500

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.