Lokman Hekim oğluna demiş ki: Oğlum! İhtiyacını güzel bir şekilde istemek, ilmin yarısıdır. İnsanlara karşı sevgi göstermek aklın yarısıdır, maişet ve geçimi düzenlemek, tedbirli hareket etmek kazancın yarısıdır. Oğlum öyle bir kimse/bilge kişi/hakim gönder ki- elçi tayin et ki, kendisine herhangi bir tavsiyede bulunmayasın. Eğer senin bir bilge elçin/hakimin yoksa, o takdirde kendinin elçisi kendin ol!
Denilir ki: Sekiz sınıf insan vardır. Eğer basitlik gösterirlerse, sadece onları ayıpla:
• Bir yere/ziyafete davetsiz gidenler,
• Ev sahibi üzerinde hakimiyet kurmak isteyenler
• Düşmanlarından iyilik bekleyenler
• Kötülerden fazilet bekleyenler
• İki kimsenin arasına sözlerini keserek izinsiz dalanlar
• Sultan/devlet adamıyla alaycı olarak konuşanlar
• Ehli olmamasına rağmen, oturmaması gereken bir mecliste oturup söz edenler
• Konuşmasıyla, kendisine dönüp bakmayan, itibar etmeyen kişiye dönerek konuşanlar
Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: Akıllı kimseye yakışır olanı, şu iki şeyden başkasına gözünü çevirmemelidir, dikmemelidir;
• Ya maişeti için, kazancı için ilgilenmek
• Ya da ebedi hayata hazırlanmak için hacete düşkün olmak/bunun için dikkat etmek veya haram olmayan bir şeyden lezzet almak için gözünü dikmek/bakmak
• Akıllı kimse, gündüzleri kendisi için zamanı dörde ayırmalıdır
• Rabbiyle başbaşa kalıp münacaatta/yalvarmada, yakarmada bulunacağı bir zamanı olmalı
• Kendi nefsini hesaba çekmek için bir zaman ayırmalı
• İlim sahipleriyle görüşüp konuşacağı, diniyle ilgili konuları öğrenebileceği bir zaman ayırmalıdır ki, onlardan dini hakkında öğüt alsın ve kendisini ilgilendiren dini meseleleri öğrenmiş olsun
• Sırf kendisi için ayıracağı bir boş zaman olsun ki, helal ve güzel olan şeylerden bu zaman içerisinde yararlanabilsin.
Akıllı kimse, kendini bilen, zamanının insanlarını tanıyan ve dilini tehlikeye düşmekten korumasını bilendir
Kaynak: Ebu’l-Leys Semerkandi / Bostanü’l Arifin / bkz: 279-281